Kalbimin Başkenti
Sen gittiğinde düştüm denizlere, Hz.YUNUS’ un balığında saklandım yıllarca…
Seni seviyorum dediğimde atıldım kuyulara Hz.YUSUF’un sabrında yıkandım.
Seni andıkça saçının her telinde çarmıha çakıldım Hz. İSA’ nın gözyaşlarında kurulandım.
Seni her özlediğimde, TAİF’ te taşlandım, VAHŞİ’ nin mız-rağında kana boyandım.
Seni andıkça sürüldüm vahalardan MECNUN’nun çöllerinde yaşadım. Yine de terketmedim seni..
Hikayemiz mi?
Bir vardı bir yoktu evvel zaman içinde “AŞK” tan başka hiçbir şey yoktu. Sadece “AŞK” vardı. Kalplere “AŞK” çıngısı konduk-tan sonra kalpler atmaya başladı. “AŞK” toprağa serpildikten sonra bahar düştü dünyaya…
Ekmek, su hava “AŞK” la yoğruldu…
Bugün bir yıldız kayıyorsa evrende “AŞK” a doğrudur.
Bir bebeğin gülümsemesi“AŞK”tandır.
Sevmek “AŞK”, yaşamak “AŞK”, “ölmek AŞK” tandır…
O halde iki kere iki “AŞK” etmez mi ey sevgili…
Ne zaman bir yıldız görsem gökyüzünde sen gelirsin aklıma…
Hangi çiçeği koklasam sanki seni bulurum yanı başımda.
Bir bebek gülümsese, bir kuş bir şarkıya başlasa seni duyarım.
Rüzgar vurduğunda her zaman yüzüme seni anımsarım, uzakta olsan da kalbimin pusulasıyla seni bulurum.
Öylesine seviyorum ki seni, kolların “TOROSLAR” gibi uzanır sarıp-sarmaladığında beni. Gülerken “VAN” gölü, ağlarken “TUZ” gölüdür gözlerin. Bulutlar elbisendir her gece yıldız-larla vals yaptığında dolunay yol gösterir eşlik edeyim diye sana…ne güzel yaratmış seni yaradan hakkımı lütfen inkar etme bende güzel sevdim seni.
Sen “İSTANBUL” kadar zarif, “MARMARA” kadar engin, özlediğimde bir “SIVAS” türküsü gibi hüzünlüsün…
Kavuştuğumda “NEMRUT” dağı kadar büyür yanağın, “İZMİR” Kordonu gibi uzar dudağın, ellerin “ÇUKUROVA” sıcaklığın-da, gözlerin “ÇANAKKALE” mavisi… velhasılı sevgilim. Sen “MEMLEKETİM” kadar güzel, “VATANIM” kadar özgesin. Sen kalbimin “BAŞKENTİSİN…”