Kahroluyorum
Ah, ah, ah
Bize ah çektiren ah ile vahlar
Bir fayda sağlamaz oldu eyvahlar
Gafil, şaşkın olan nerde sabahlar,
Uyan gel kardeşim, gafletten uyan
Kendi kendime soruyorum, sorularıma cevap arıyorum. Söylemek istiyorum duyuramıyorum. Adeta etrafım çelikten örülmüş bir set gibi sözlerim yankı yapıyor, uğultusu kulaklarımı zonkluyor.
Feryadım belki gök kubbeyi delip geçer amma, nasırlaşmış kalplere bir türlü işlemiyor. Haksızlığa boyun eğmek istemiyorum, dimdik durup kükremek istiyorum, ancak gücüm yetmiyor, İşte beni kahreden neden budur.
Herkes bir şeylerin peşinde gidiyor, başta nefsin ve nefse kılavuzluk yapan şeytanın, dahası da şeytanın yoldaşlarının.
İnsanlar neden kendilerini sorgulamıyorlar. Bu dünyaya niçin geldik. Yiyip içmek, gezip eğlenmek içinmi? Hayır, yaradılış gayesine uygun olarak kulluk görevimizi ifa etmek için geldik. Bunu hiçbir zaman unutmamalıyız.
Neden egoist, bencil ve çıkarcı bir toplum olduk. Biz böyle olmamalıyız, kendimize bir çeki düzen vermeliyiz. Sellerin önünde akıntıya kapılmış giden çöpler gibi olmamalıyız. Set olmalıyız, kaya olmalıyız, taş olup ezilmemeliyiz.
Bir zamanlar üç kıtaya at koşturan ecdadımız kalkıp ta şu halimizi görse bizden utanır herhalde. Neden çelik gibi sert ve dinamik, pamuk gibi yumuşak merhametli olmuyoruz. Üzerimize ölü toprağımı serpildi, yoksa uyuşturulduk mu?
Kendimize gelelim. Türk Milleti ve Müslüman toplum olarak bize yerde sürünmek yakışmıyor, ayağa kalkıp yürümeli ve hatta koşmalıyız.
Yalvarıyorum, gelin birlik olalım, diri olalım ve gür olalım.
İçte bunun için haykırıyorum ve sesimi duyuramama acısı içerisinde bizi kahretmeye çalışanlara kahrolsun diyorum ve tabi ki ben de kahroluyorum.
Şükrani’yem çektiğim şu acılar
Duyun feryadımı kardeş bacılar
Bitecek mi dersiniz bu sancılar
Huzurlu bir yaşam sürmek isteriz.
E-Mail:stoprak_58@hotmail.com
ŞÜKRANİ