Kahrolası Muhalefet ve Sine-i Millet Zamanı
Dünyanın en eski ve köklü, ilim, kültür ve medeniyet DİL’i kadim Türkçe de “misal”, “emsal” kök’ünden gelir. Günümüzde kullanılan uydurukça da “örnek” denilen kelime, misal veya (türev bağlantısında) emsal’in yerini alamaz. Şimdilerde, öğrendiğimiz kadarıyla; Türk Milleti’nin “iktidar yalan - yanlış yapmasın, emniyet-huzur ve düzeni bozmasın, hak, adalet-hukuk ve ahlâka mugayir olmasın, yetim malını çalıp, devlet bütçesini hortumlamasın” diye muhalefet görevi verdiği parti ve parlamenterlere rağmen; Muhtemelen (30 Eylül 2013) günü açıklanması beklenilen sözde Demokrasi Paketi’ne Alfabe’nin değiştirilmesini de eklemiş.. Yazılanlara göre Atatürk’ün, Türk Alfabesi’ne eklemeyi uygun bulmadığı “Q”, “W” ve “X” harflerinin kullanılması serbest bırakılacak, 29 harfli Türk Alfabe’si, 32 harfli olacakmış!..
Bu ne cüret, ne cehalet ve ne edepsizce bir kalkışma!..
İstiklâl (özgürlük ve bağımsızlık) döneminde emsali var mı?, yok…
Peki ne halt ediyor bu muhalefet?..
Dahası var: Başbakanlığa bağlı Türk Genelkurmay Başkanlığı Yunan uçaklarının Türk hava sahası ihlallerini yayınlamayı durdurmuş. 11 Temmuz 2013 tarihinden itibaren, düşman (Yunan) savaş uçaklarının tacizleri önlenmiyor, ilân edilmiyor ve dünyaya duyurulmuyor!..
Yunanistan, Ege ve Akdeniz’de Lozan ve diğer uluslararası anlaşmalarda Türk adası olduğu tescillenmiş, aralarında Hurşit, Eşek, Nergizcik, Bulamaç, Keçi, Sakacılar, Koçbaba ve Ardacık adalarının da bulunduğu 16 adamızı fiilen işgal etmeyi sürdürüyor.
En son Ankara’da Emniyet Genel Müdürlüğü’ne roketatarlı saldırı yapan teröristlerin Yunanistan’dan giriş yaptığı; Türkiye’de terör yapanların Atina’nın Lavrion kampında, gizli servis himayesinde faaliyetini devam ettirdiği ve maksimum aktif olduğu resmen biliniyor.
Menfur pakette (muhtemelen) Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılması öngörülür ve 4 Rum’a bir okul tahsis edilirken; İnsanlık, Türk ve Türkiye düşmanı Yunanistan, B. Trakya’da yaşayan Müslüman Türk azınlığın kendi seçtiği müftülerin namaz kıldırmasına bile müsaade dahi etmiyor. Türkleri abluka altında tutuyor, işkence, zulüm ve tehcirden asla vazgeçmiyor; Mısır’daki askeri rejim ile birlikte Akdeniz’de Kıbrıs Rum kesimini yanına alarak ekonomik münhasır bölge konusunda ülkemiz aleyhine çalışmalarını genişletiyor.
Yavru Vatan/Milli Dava Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti üzerinde vaki menfur akritas ve megalo idea emelleri yoğunlaşıyor. Türkiye’deki bazı işbirlikçi ve bedhahlarla KKTC’ne karşı kirli tuzak, kalleşlik, sorospuluk, alçaklık senaryoları, AB nezdinde sinsice uygulanıyor.
Bu durumda AKP Hükümeti tarafından neden? Yunanistan yüksek sesle kınanmaz?
Lânetli muhalefet ve muhalefet ile aynı safta “denetim” görevini, en etkin biçimde ifa ve icraya mecbur, memur ve mükellef 74 siyasi parti ne ile iştigal eder?.. İsim, varlık sebebi ve amaçlarını idrakten aciz, haliyle müsemma olamayan, sorumluluklarının gereğini yerine getiremeyen aciz, menfaatperest, fırsat düşkünü zavallıların kurtlar sofrasında ne işi var?
Aynı pakette; Türk Oğuz diyarı TUNCELİ’nin adının değiştirilerek; Kan, kin, ihanet ve isyanla eş değer, haşâ “dersim” lâfzının ikamesi, bedhahlar, dönme, devşirme ve kriptolar tarafından hayâsızca dile getirilmekte. Oysa: Bu Şehrin kapısı Harput’tur. Harput bir antik şehirdir. Burada bizim Oğuz atamız Kuruş’a yenik düşen Atina ordusu, iki nehrin birbirine Çat’tığı (Gola Çatu) yerde Kuruş’un anısına kurbanlar kesip hala mumlar yakıldığı; Çat Gölü’nü baraj altında bırakmak Kuruş’tan intikam almaktır. Onun antik Şiraz’dan (Persepolis) buraya “Hızır gibi yetişip halkını düşmandan kurtaran” anlamında Hızır olan unvanını tarihten silmek; Daha doğrusu Tunceli’yi tarihten silmektir
Tunceli adını silmeye çalışmak; Cumhuriyeti, Adalet, Hukuk ve Demokrasiyi imhaya, Ata-Türk’ü hain ilân etmeye kalkışmaktır. İş bu ‘demokratikleşme’ nam ‘müesses nizamı ilga, anarşiyi ihya’ paketlerine adalet-hukuk ve müktesep hak adına karşı çıkmayan muhalefet, “vatana ihanetle malul” demektir. Aksi takdirde derhal sine-i millete çekilmeleri gerekir!..