Kadınlara Atılan İftiranın Adıdır, Sendrom!
Saçlarında dağlanan kıvrımların kölesi olduğum, işve ve cilvenin amade varlığı. Senin ellerine çiçekler değer, senin gözlerine zamanın terinden aldığın kokusu siner. Varlığını varlığında, yaşadığım âlemin kadınları.
Kadın ve dünyaya bakışın gerçeklerini, kadınların 3’ lü rakamlara olan bakışındaki, yanlış izlenimlerde gidiş gelen yapan, ruhi isyanlarıyla hayatlarına dâhil eden varlıklar. Yaratılışlarından ötürü kadınsal varlıkları, güzellikleri, süslenmeleri, tutkuları, işveleri, sevgileri ve aşkları adına kuran canlıların en narinidir, kadınlar.
“Ebedi bir zihniyet telâşeler de
Yarım yamalak yaşananlar uğruna bihaber ömründen
Sefilliği sefer edip kırınla kalp kırıklarına bastığında
Acısını duyamadan kapayan göz kapaklarını. “ AYSUN GÜL
30 yaş öncesi dönemlerinde, duygusal anlamda yaşadıkları bir ilişki varsa ya da evlilik yapmışlarsa yıpranma olasılıkları daha fazladır. Evlilik içinde geçimsizlik kadının bedenen ve ruhen çökmesine neden olur. İçindeki enerjiyi kaybettiğini zanneden, duygusal canlılar hayattan alacakları güzel günleri, hayata bile bile ikram ederek zaman kaybederler. Birde çocuk olmuşsa ve annelik vasfı da buna eklenmişse eğer, yaşadıkları hayatı kendilerine zindan etmek, artık kaçınılmaz olmuştur.
Varlıklarıyla âleme neşe kaynağı olması gerekirken, her yaşın ayrı sendromlarını yaşayarak bir bakarlar ki zaman kendi lehine işlemiş ve onları saf dışı etmiştir. Evlenmek, anne olmak, eş olmak demek, hayatını yozlaştırmak demek değildir. Her kapıyı sonuna kadar kapamak değildir. Yapabileceklerini ve yapmak istediklerini bir sandığa koyup üzerine dantel örtülerle süslemek hiç değildir.
20’li yaşlara kadar genç kızlığın verdiği hırçınlıkla ve toplumunda baskın tarafıyla kabuğundan fazla çıkamayan kız çocukları, bu yaştan sonraki zamanlarında da evlenip yuva kurmanın hayallerine düşerler. Zamanımızda bu artık ikinci planda gibi görülse de, kadın duygusal bir birliktelik yaşamazsa, yarım kalma endişesiyle yaşar. Kariyer yapmak istemesi ya da kariyer sahibi olması bunları kapı dışarı etmesine asla izin vermez.
“Kabe kokan ellerine sarıldığım an
Kollarında dua olsam bir kez daha
Tavaf etsem bedenini hacca gitsem yüreğinde
Hira kadar yakın olsan bakışlarıma
Seccademe secde etsem dünlerini
Dudaklarımla kavuşsam güz çehrene.” AYSUN GÜL
Er ya da geç bunu yaşama hissiyle, arayışını ve bekleyişi sürdürür. 20’li yaşlar bir kadının karakterini, yeni yeni keşfettiği zamanlarıdır. Bu zamanlarda karar vermesi daha kolaydır. Yaşının da gerektirdiği gibi, bedensel ve kalbi bütünlüğe olan istemlerini anlamaya ve istemeye başlar. Yaratılış gereği de kendini beğendirememe kaygısına düşer.
Aman vermeyen aşırı yapısı gün geçtikçe, güvenebilir miyim’leri! ortaya çıkarır. Ve alacağını kararlarda yanılma ihtimalini büyütür.
Evlilik dönemleri bu zamana rastlıyorsa ve eğer mantıklı bir evlilikte yapmışsa ve duygusal ritmi olmayan bir beraberliğe imza atmışsa, işte 30’ lu yaşlarda bunun patlamasını yaşar. Gitgide yaşlandığını ve hayatından çok şeyin gittiği düşünür ve keşkelerin vahlanmasıyla, yitik zamanlara bir kez daha adım atar ve yanılgılarına devam eder.
Tecrübelerinin arttığı düşündüğü anlarda, kaybedişlerin yüzüne ve saçlarına verdiği sıkıntının telaffuzsuzluğuyla yol almaktan kurtulamaz. Oysaki zamanında yaşından memnun olması bilse! bunları yaşamayacaktır. Hayatın her yaşta ayrı güzelliğini ve tadını bilse! bu kadar eziyet etmeyecektir, kendine.
“Bağımsız zihinlerin bağımlı taciri adın
Özgürlük yoldan çıktı zincirlerini kıralı
Tutunamadan egemen tavırlarına
Yazdıramadan anarşist cümlelerini
Yola koyulalı çok oldu, hür saltanat kurulalı.” AYSUN GÜL
Ve her kadının da bildiği 30 yaş sendromlarını yaşamayacaktır. Ayrıca böyle bir sendrom yoktur aslında, kadınların kendilerine iftirasıdır, bu sendrom. Bir kadın bedensel varlığını ve manevi hükümeti bu devrelerde ortaya çıkarır, aslında. Kadındaki östrojen hormonunun en çok bu dönemde çalışmaya başlaması da bunun tıbbi yönüdür. Bu çok önemlidir. Evet, bir kadın cinsellik bağlamından kendini tanır ve özgürlüğünü bu dönemlerde ilan eder. Kadın olduğunun farkına varır. Yaradılışla ona verilen büyülü karakteri fark eder.
30’lu yaşların İslam’da ki yeri de önemlidir. Her noktada en ritmik anlarıdır, bu anlar. İslam kadının bu döneminin 55 yaşlarına kadar sürdüğünü de açıkça belirtir. Cahili dönemlerde 30 yaş öncesi kadınlardansa, tercih edilen kadınların olgun ve 30 yaş sonrası olduğu da dikkat çeker. Kadın kendini bu dönem de idare etmeyi bilir ve hayata dirençlidir.
Bunun farkında olan o dönemdeki insanlar, evlilik yapacakları kadınları da onların içinden belirlerdi.
“Bunalım başlangıçların abı hayatında
Depresyonist kaygıların sallantılarıyla
Umursamaz paragrafların arasına
Benliğini yazamadan dil sürçmelerine gizlenen
Günahın öpücük kuyusundasın
Yanıtsız şüpheye dahil arka planın da gösterilerin.” AYSUN GÜL
Peygamber; öldükten sonra tekrar dirilişi anlatırken, tüm erkek ve kadınların 30’ lu yaşlarda dirileceklerini belirtir.
İlahi olan ve yaratan Rab, bu yaşın önemini ne kadar çok vurguluyor, dikkatimi çekti yıllar öncesinde.
“Cennet ehlinin cennetteki yaşları 33 olur. Bundan ne fazla ne eksik olmaz. Cehennemliklerinki de öyledir.(bk. İbn Kesir, Vakıa, 56/37. ayetin tefsiri).”
Bunları bilen bir kadın ve erkeğin çağa ayak uydurmak adına, “sürekli sendromlar yaşamak zorundayım, herkes gibi” demesine bir mana veremiyorum. Dediğim gibi sendromları insanlar, kendilerine iftira olsun diye çıkarmışlardır.
Sendromu olmayan hayatlar dileğiyle.
“ÇATMA SENDROMLARINA RUHUN MERDİVENLERİNİN
SENİ YOLDA BEKLEYEN BİR AVUÇ TEBESSÜM VAR.” AYSUN GÜL
Selam ve dua ile kalın.
Bütün bayanların okuması gereken güzellik ve özellikte.
Ekim 9th, 2010 at 00:42Sevgili Aysun,
Ergenlik donemini tamamlamayan genclerin yaptiklari evliliklerin uzun surmedigi veya evliliklerinin cok kahirli gectigi bilinmektedir.
Insanin kendisi ve bedeniyle en buyuk sinavi 25 veya 30'da basliyor.30 yas sendromuna yakalanan birinin sonraki sendromlari teget gecmemesi imkansizdir.
25-35 yas arasindaki cogunluk 30 yas sendromunu kimi agir sekilde kim farkinda olmadan yasiyor.
30 yas sedromunun da eger birisi 29.5 yasindayim diyorsa ,yasini kucultiyorsa bilinirki 30 yas sendromu baslamistir.
Bosanmalar 30 yaslarda daha yogunluk yasanir,
Deprasyonlar bu yasta daha cok artmaktadir.
30 yas sendromlarinda gec kalmislik huznu, basaramama kaygisi,kendini sorgulama, bulundugu durumu begenmeme,
halidir.
Bu tip insanlarda bekarsa evlenememek,cocuk sahibi olamamak yada iyi bir is bulamama gibi kaygilari bulunmaktadir.
Evliler icinde bumuydu idealim, hayat hep boylemi gececek dusuncesi hemde isleri hemde evlilikleri icin gecerlidir.Hayal kirikligi icinde riskli kararlar alabilir yada bosanabilirler.
Bu bunalimin sebebi,kendinizi 30 yasinda gormek istediginiz yerin hayaligiyle 30 yasinda bulundugunuz yer karsilastiginda ortaya cikan farktir.
Ekim 9th, 2010 at 02:57Sevgi ile...
Size yazılan yorumların birazını okudum. Herkes hemen doktora yapmış kesiliyor. Ben yazınızı beğendim. O kadarını söyleyeyim. Kadınlarla ilgili 5 yıl ara vermeden yaptığım araştırmalar ve 2010 ilk ayında piyasaya çıkan Karıcığım Sevgilim Olur musun adlı kitabımda bütün bunları bilimsel anlattım. Ben kimmiyim 45 yaşında Mersin'de yaşayan 3 harika evlat sahibi 27 yıllık gazeteciyim. Aslında her sitedeki yazıya yorum yazmam ama sizin yazınıza yazma gereği duydum. Size katılıyorum ama söz konusu kadın olunca ikimiznde daha çok eksiğinin olduğunu kabu etmek gerek. Evet Aysun Hanım sizi duyarlılığınız ve yazdıklarınız için kutluyorum. Başarılar.
Ekim 9th, 2010 at 11:59İletişim:0324 337 45 56- 0506 484 14 47
MERHABALAR.
Ekim 9th, 2010 at 12:28AHMET BEY GÖZLERİNE SAĞLIK YAZIMA YORUM YAPTIĞINIZ İÇİNDE ELLERİNE SAĞLIK.
FAZİLET HANIM. BU BİLGİ YÜKLÜ YORUMLARINIZ İÇİN ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM. ASLINDA BU KONU GENİŞ BİR KONU AMA KISALTARAK BU KADARINI YAZABİLDİM.
BİZ KADINLARIN ERKEKLERDEN DAHA GÜÇLÜ BİR YAPIYA SAHİP OLDUĞUMUZU ANLATMAYA ÇALIŞTIM ASLINDA. BİZE BİZDEN BAŞKASI ZARAR VEREMEZ.
KADINLAR YARATILAN HİÇ BİR ŞEYİ OLDUĞU GİBİ GÖRMEZLER. ONLARA VERDİKLERİ DUYGUSAL ANLAMLARLA RENK KATARLAR ALEMİ DERYAYA.
SAYGILAR SUNUYORUM..
İYİ AKŞAMLAR DURSUN BEY,
Ekim 9th, 2010 at 20:57BU GÜZEL VE İNCE YORUMUNUZ İÇİN TEŞEKKÜRLER. LAKİN DEDİĞİM GİBİ BEN SADECE BİLDİĞİM KADARIYLA KADINI ANLATTIM VE BENDE KADINIM . HİÇ BİR NOKTAYI ATLAMADAN ANLATMAK İSTERDİM AMA OKUYUCU SIKMAM İSTEMİYORUM.YAZILARIM ZATEN İSTERE SİTEMEZ UZUYOR.
AMA BİR KADIN DA ERKEKTE KENDİYLE ALAKALI TÜM GERÇEKLERİ KABUL ETMEYİ BİLMELİ.
SELAMLAR.