content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

24 Haz

Kadını “Dövmek” mi Yoksa “Tatile” Çıkarmak mı?

Kur’an insanlar birey, aile ve toplum olarak daha huzurlu ve onurlu bir hayat yaşasınlar diye indirilmiştir. Bunun için de bazı kural ve prensipler içermektedir. İnsanların uyması gereken bu kuralların açık, anlaşılır olması gerekmektedir ta ki sorumlu tutulmalarının bir anlamı olabilsin ki zaten öyledirler.

Kur’an bu gerçeği Al-i İmran suresinin 7. ayetinde şöyle açıklar:
“O, kitabı, Kur’ân’ı sana indirendir. Onun, Kur’ân’ın bir kısım ayetleri (hüküm ihtiva eden, manası açık olan) muhkemdir. Bunlar Kur’ân’ın, esasıdır. Diğerleri de insanlığın devamlı çoğalan meselelerine 6c20f66404cr8if9bh4çözüm getirmeye müsait, birden fazla manaya açık, müteşabih (yoruma açık) ayetlerdir. Akılları, kalpleri sapmaya meyilli, kötü niyetli olanlar, sırf fitne çıkarmak, ortalık bulandırmak, kelimelere keyfî anlamlar yükleyerek tevil yapıp kafa karıştırmak arzusunda oldukları için, müteşabih ayetlerin peşine takılırlar. Hâlbuki onun tevilini ancak Allah ve ilimde yüksek paye elde eden âdil, objektif düşünen ilim adamları bilir. Onlar: 'Kur’ân’a inandık, muhkem de, müteşabih de hepsi Rabbimiz tarafından indirilmiştir' derler. Bu inceliği ancak akıl ve vicdan sahipleri düşünüp anlar.”

Buradaki konumuz Nisa süresinde geçen 34. ayettir.
Nisa suresindeki 34. ayeti şimdiye kadar hep böyle tercüme edilmiştir: "Baş kaldırmasından-serkeşlik etmelerinden endişe ettiğiniz kadınlara (önce) öğüt verin, (sonra onları) yataklarda yalnız bırakın, (bu da yetmezse hafifçe) vurun."

Burada "Fedribuhünne" kelimesi "vurmak" olarak tercüme edilmiştir.

"Fedribuhünne" (D)(R)(B) kökünden mutaaddi bir fiildir.

Fakat bu ayet böyle de yorumlanabilir: "Baş kaldırmasından-serkeşlik etmelerinden endişe ettiğiniz kadınlara (önce) öğüt verin, (sonra onları) yataklarda yalnız bırakın, (bu da yetmezse onları yolculuğa veya tatile) çıkarın. Şayet (bu davranıştan sonra) size itaat ederlerse(yani uyum ve uzlaşı sağlanırsa), onları incitmekten kaçının. Allah gerçekten yücedir, büyüktür."

Ayetteki “…onları incitmekten kaçının(!)” cümlesi son derece manidar olduğu kadar bir o kadar düşündürücüdür de.

İslam aileye büyük önem verir. Burada kadın birkaç vakitliğine babasının evine gitsin veya biraz uzak kalsın diye tabiri caiz ise “tatile” çıkmak suretiyle biraz kafasını dinlesin, iyi bir mukayese edebilsin, uzaklaşarak biraz nefes alsın ve sağlıklı bir hüküm verebilecek şekilde bir neticeye varmasını sağlayarak ailenin dağılmamasına bir olanak daha verilmiş olabilir diye de değerlendirilebilir. Kaldı ki Hz Aişe validemiz de Hz. Peygamber’den (s.a.s) izin alıp babasının evine gitmişti...

İslam anlayışına göre boşanma helal olduğu halde hem Allah'ın hem de peygamberimizin sevmediği bir durum olması sebebiyle islam, boşanmanın olmaması için bazı caydırıcı veya uzlaştırıcı ayetler ile (öğüt verme, uyarma, yatakları ayırma ve/veya ayrı yere yollama gibi) bir şans daha verilmesini önermiş olabilir. Ayrıca Peygamberimizin de birbirlerinden ayrılmak isteyen eşlere, "bir süreliğine ayrı kalmalarını" tavsiye ettiği de bazı kaynaklarda geçmektedir. Gerçek hayatta da boşanmak isteyenlerden, hemen boşanmayıp eşini babasının evine yollayan ve belli bir süre ayrı kaldıktan sonra, uzlaşan birçok eşler biliyorum.

Peki, bu son yoruma nasıl varılabilinmiştir?

Aynı surede 101. ayette yine (D)(R)(B) kökünden fiil ile “ve iza derebtüm fi-l- erdi” derken yolculuk kast edilmiştir. Ayet şöyledir: "Yeryüzünde ticaret ve rızkınızı kazanmak için (yolcuk-sefere) çıktığınız zaman… " diye yorumlanmıştır.

Bu iki yorumu aktardıktan sonra “En doğrusunu Allah bilir” diyoruz...

Etiketler : , , , , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank