Kadın Proğramları
Bazı programların bilinçli toplumlar oluşturmak ve bilgilendirmek amacıyla yapıldığını söylerler. Halkımızı bilgilendirmek ve bilgilendirirken de eğlendirmek için yazılan bazı senaryolar ne yazık ki insanları yanlış yönlendirmektedir.
Bilinçli kadınlarımızın bu tür programlara rağbet etmediklerini ve inanmadıklarını biliyoruz. Bu tür programların komedi bölümlerine güldüklerini ve çıkanların komedyenlere ta taş çıkarttıklarını söyleyerek insanların kendilerini ne kadar küçültüp komik duruma düşürdüklerini görünce de üzüldüklerini belirtiyorlar.
Ev hanımlarımızın ve kızlarımızın evde kendilerini oyalayacak tek eğlencenin televizyonlar olduğunu biliyoruz. Bilhassa kırsal kesimlerde yaşayanlar için. Çünkü yapabilecekleri bir sosyal kültürel etkinlik alanları ve faaliyetleri yoktur. Her gün Çarşıya Pazara çıkmak yasak. Hadi çıktılar diyelim gidecekleri, rahat oturup sohbet edip zaman geçirebilecekleri bir alan bulamadıkları gibi onlara arkadaşlık edebilecek, uyum sağlayabilecek aynı düşünce ve kafa yapısında olan arkadaş çevrelerinin olmadığını söylüyorlar. Herkesin kendince bir aile düzeni var ve kimsenin boş zamanı birbirine uymuyor. Mecburen ev işlerini bitirdikten, eşlerini işe, çocukları okula gönderdikten sonra el işlerini alıp televizyon karşısına geçtiklerini söylüyorlar. İzlenecek hiçbir kanalda doğru düzgün program olmadığından dolayı var olan programları izlediklerini belirtiyorlar.
Yaşanan olaylar ilgimizi çekiyor. Üzülüyoruz. Acaba ne oldu. Kabul edecek mi. Nasıl olacak diye merak ediyoruz bu nedenle adeta kendimizi televizyona göre ayarlayıp o programların müptelası oluyoruz. Bu programları hazırlayanların da amacı budur. İnsanları televizyon başında bekletmek ekranlara kilitleyerek reytıng sağlamak. Gündemde kalıp yerlerini korumaktır. Birde kadınların bam telime basan bir konu olursa tamamen amaçlarına ulaşmış oluyorlar. Çünkü insanların yaşadıkları ve yaşam tarzı, standartları aynıdır. Birbirine çok benziyor. Aynı kültürden geldiğimiz için tabiî ki yaşantılarımız aynı olacak. Dramatik hayatları gözyaşlarıyla izliyorlar. Sanki kendilerini anlatıyorlar. Geçim sıkıntısı, çocukların dramları, eşlerin kavgaları, gelin kaynana ilişkileri, koca dayağı, aile içi huzursuzluk, hastalıklar her evde birebir yaşanan veya benzerliği olan durumlardır. Çok az dizilerde kadın programlarında izlerken bilgilendirmek eğitmek ve eğlendirmek amacı ağır basar.
Toplum olarak araştırmadan kitap okumadan, kulaktan dolma hurafelere inandığı için tek düze bir yaşam sergileniyor. Yanlışı doğru, doğruyu yanlış anlayabiliyorlar. Bu şekilde nesilden nesile devam ediliyor. Çarpık ilişkiler, paparazzi, magazin hayatlar daha dikkat çekici görülüyor insanlar arasında itibar görüyor. Sohbetler bile argo ve cinsellik dolu. Edebi ve nasihat verici konuşmalar programlar sıkıcı geliyor. İzlenmiyor. Edebiyat ve kültür ağırlıklı programlar ise izlenmiyor. Sadece belli kesimler tarafından tercih edilen sayısı az olan programlardır.
İnsanlar şov hayatı yaşama derdinde. Birde evlendirme Programları var ki. Tamamen işin suyunu çıkarttılar. Bence evlendirmeden çok kadınların ve erkeklerin gururlarının kırılmasından başka bir şey değildir. Bu programlarda rencide edilerek küçük düşürüldüklerinin farkında bile değildirler. Bu tür programları izlerken hem çok gülüyor, eğleniyorum hem de insanların haline üzülüyor düşünüyorum. Düşünün ne kadar gurur kırıcı olaylar yaşanıyor ve her şey normalmiş gibi insanlara lanse ediliyor.
Seyircisi özel. Abone olmuş insanlar. Parayla tutulmuş ve anlaşmalı kişiler. Aynı şeyleri yapıyor, söylüyorlar. Uygun olsun olmasın herkesi alkışlayıp cesaretlendiriyorlar.
Buraya çıkan insanlar buralara çıkarak kendilerini rencide edecek kadar mı çaresiz ve aciz durumdalar.
Bunların halini gören umut tüccarlarına da gün doğuyor. Evlendirme bahanesiyle soyuluyorlar. Aldatılıyor kandırılıyorlar. Gün geçtikçe de sayıları artıyor. Gazetede şöyle bir haber okumuştum. Evlendirme programında tanışarak evlendiği eşini pavyona sattı. Bunlara inanan kandırılmış insanlar, yıkılan hayatlar. Örnek alıp eşinden boşanan ve yunasını yıkanlar bile var. Ne yazık ki böyle devam ederse bu durumlara daha çok rastlayacağız. Tercih kişilerin kendisine aittir. Ve herkes tercih ettiği hayatı yaşar. İyisiyle kötüsüyle. Öyleyse geleceğinizi düşünerek tercihlerinizi yapın. Sonra pişman olmayın.