content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

13 Ağu

Kabadayılığın Raconu mu Yoksa Hayat mı Değişiyor?

YOĞUN bir tempo ile hafta sonu geçti. Toplantılar, ardından tekrar toplantılar, sonra yine toplantılar. Sonra ver elini sinema. Pazar günü bir kez daha toplantılar ve Pazartesi günkü köşe yazımız için bilgisayar başına geçmek.Neyse, yoğun temponun içersinde cumartesi akşamı Avcılar Avşar'da "Kabadayı" filmini seyrettik. Başrollerini Şener Şen, Kenan İmirzalıoğlu, İsmail     Hacıoğlu, Rasim Öztekin, Aslı Tandoğan paylaşmış. Filmin senaryosu Yavuz Turgul'a ait, yönetmenliğini ise Ömer Vargı yapmış. Rasim Öztekin, sürmeli rolünde döktürüyor.

Tabi benim gibi sulu göz için, filmin sonunda yine gözyaşları döktük. Ali Osman'ın sözleri bizi ağlattı. Şener Şen, Hababam Sınıfı, Züğürt Ağa filmlerden tanıdığımız komedyen olarak bildik tanıdık bir isim.

O ise nasıl büyük bir oyuncu olduğunu gösteriyor. Türk sinemasının yaşayan en büyük isimlerinden biri.

Tek başına bile izlenmeye değer. Bence, dünya standardında bir oyuncumuz. Ölmeden bence uluslararası bir filmde mutlaka rol almalı. 'Dünya çapında fark edilmeli' diye düşünüyorum. Neyse gelelim filme.

Devran'ın mı, Murat'ın mı

 aşkı büyüktür?

Filmin konusu ise şöyle: "Meşhur kabadayılardan Ali Osman (Şener Şen), eski günlerine veda etmiştir. Beklenmedik bir anda yıllardır görmediği ve aşık olduğu kadının izini bulur ve bir oğlu olduğu haberiyle sarsılır. Oğlu Murat (İsmail Hacıoğlu) sevgilisi Karaca (Aslı Tandoğan) ile bir barda çalışmaktadırlar. Karaca'ya yıllardır aşık olan mafya üyesi Devran (Kenan İmirzalıoğlu) ise kızı geri alabilmek için her şeyi göze almıştır. Ali Osman'ın artık tek amacı oğlu Murat ve sevgilisi Karaca'yı canı pahasına korumaktır.

Devran için hayattaki tek amaç Karaca'dır ve yoluna çıkan herşeyi ve herkesi yok etmeye hazırdır…"

Filmden sonra eşimle tartışıyoruz. Filmde Devran'ın aşkı mı büyüktü yoksa Murat'ın mı? Benim yanıtım tartışmasız Devran'ın aşkı oluyor. Çünkü elindeki olanakları terk eden ve ölümü göze alan Devran'dır. Sonra rulet  sahnesinde yaşananlar ise sadece günümüzün değil, eskinin de raconudur. Sevdiği için ölümü göze alabilmek.

Rulet sahnesinde sonra Devran, sevdiği kıza, "Bu seni sevmiyor, bu korkak kızım" derken yiğitlik üzerinden, ölüm üzerinden sevgisini, aşkını kanıtlamaya çalışıyor. İşte bu toprakların bir gerçeği de bu değil mi? Sevdiği için ölebilen ve öldürebilen çocukların yaşadığı topraklarda, sevgi de, aşk da ölümüne oluyor.

Sürmeli, eski kabadayılardan

daha kabadayıdır

Filmde eski kabadayı Ali Osman'ın arkadaşlarının, Devran'ın işyerlerini bombalaması üzerine kendisini ele vermesi ise raconun yerle bir olması, bir hayal kırıklığını anlatıyor. Sonunda kabadayılık bir yere kadar. Çünkü, yeni kabadayının arkasında güçlü ilişkiler ve devlet vardır.

Ali Osman'ın gün görmüş kabadayı arkadaşları zor karşısında arkadaşlarını satarken, Sürmeli kabadayı olmamasına rağmen asıl raconu keser. Ali Osman'ın yerini söylemez, söylemeyeceğini ise şöyle söyler: "Bendeki göt hiçbirinizde yok" der. Bu aynı zamanda cinsel kimliğine de bir göndermedir ancak, günümüz dünyasının yeni kabadayısı Devran ise ölmeden önce Sürmeli'den övgü ile söz eder.

Sıkıyı görünce racon macon kalmıyor

Sinema açısından oldukça başarılı bir film.  Günümüzde Mafyanın devlet bağlantısı olmadan olamayacağını anlatan mesajlar var. Eski kabadayılığın bir raconunun günümüzde kalmadığının, hatta eski kabadayıların da günümüzün mafyası karşısında racondan vazgeçtiğini anlatan içerisine oğul-baba, seven-sevilmeyen, seven ve sevilen ilişkisinin konularak üç kişinin müthiş oyunculuğu ile karşımıza çıkan bir film.

Ali Osman rolünde Şener Şen, Devran rolünde Kenan İmirzalıoğlu, Sürmeli rolünde Rasim Öztekin. Karaca rolünde oynayan Aslı Tandoğan'ın söylediği şarkılardaki ses kendisinin ise, bir gün karşımıza şarkıcı olarak çıkarsa sakı ha şaşırmayın.

İktidarlar nasıl racon keserler?

Filmle ilgili yazarken aklıma geliyor. Ali Osman tiplemesi Dündar Kılıç, Devran tiplemesi ise Alaattin Çakıcı'dır. Neden mi? Alaattin Çakıcı, "1987 yılında    Ankara'da Dedeman Oteli'nde, Kılıç'ın iki adamını vurdu. Çakıcı yakalanamadı. Garip biçimde, olay sırasında Mehmet Eymür ve Korkut Eken, otelin karşısındaki işkembecide oturuyordu... Karşılıklı bir yardımlaşma söz konusuydu. 1988'de ortaya çıkan ünlü MİT raporunu hazırlarken Eymür'e bilgi verenlerden biri, Çakıcı'ydı."

Filmi seyretmenizidilerim ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız.

Son söz: Devletin desteği olmadan günümüzde mafya babası olmak mümkün değildir. Nedendir bilinmez, İçişleri Bakanları değişir, hükümetler değişir, dönemin mafya babalarının da isimleri değişir. Neden mi?

Nereden bileyim baba? Bizden bu kadar. İktidarların raconu da böyle oluyor galiba. 

taratci@e-gercek.com

Etiketler : ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank