İzmir’in Simgesi Kalmadı Çeşmesi
II. Abdülhamit tahtında 25 yılı doldurur.
Anıtlaştırmak gerekir.
Sadrazam Mehmet Said Paşa arayışa girer.
Alman Mimar Raymond Charles Pere’yi bulur. Der ki:
“ Öyle bir eser yap ki kalıcı olsun.
Şehir meydanında herkes görsün.
Çeşmeleri olsun, suyu içen ferahlasın.
Hünkârımıza şükranlarını sunsun”
***
Mimar Pere, kule şeklinde saat düşünür.
Osmanlı tuğrasını taşısın.
İşaretleri bulunsun.
Mermer blokları oydurur, nakış gibi işletir.
25 metre boyunda…
Kolonlar üzerinde…
Dairesel esas etrafında dört çeşmeli…
Kuzey Afrika temasını esinlendirir.
***
Kulenin üzerine saat konulacaktır.
Alman İmparatoru II. Wilhelm, “ O da benden” jestiyle saati hediye eder.
1901 yapımı özel çarklı saat…
1974 yılına kadar “tık” demez.
Depremle bir sarsılır, ondan sonrası sürekli tamirci aranır.
***
İzmir’in göbeği Konak meydanındaki saat kulesi…
Şehrin simgesidir.
Her gün önünde yüzlerce kişi fotoğraf çektirir.
Varsa turist, oraya götürülür.
Dünya mirası gibi parlatılıp, anlatılır.
Altında kurnalı dört çeşmesi vardır.
Susayana sebil ikramdır.
***
Büyükşehir belediyesi yanında…
Valilik karşısında…
Emniyet müdürlüğü 50 metre ötesindedir.
Vilayetin resmi polisleri…
Emniyetin sivil memurları…
Belediyenin özel güvenlikçileri hep önündedir.
***
Kameralarla izlenir.
Mobese sisteminin merkez üssüdür.
Işıklarla donatılmış…
Stratejik nokta ilan edilmiş…
Dört bir yandan gözetime alınmıştır.
***
Saat kulesi korumadan nasibini alamamıştır.
Çeşme dayanmamaktadır.
Kayıtlara göre…
Bir yılda üç kez yenilendi.
Üçüncü kez çalındı.
Mermerleri parçalanarak.
Belediye baktı olmuyor.
Köklü çözüm buldu.
Suyu tamamen kesti.
Abdülhamit’in vasiyeti böylece bitti.
***
Fıkra değil.
Gidin, görün.
Hatırlatalım…
Yanınızda su şişenizi götürün!
*********