İzmir Olayları 2
İzmir birtakım hainlerin büyük emellerinin olduğu şehirlerden bir tanesi. Her ne kadar eşitlik, kardeşlik naralarını atan insanlar olsa da, suyun öteki yüzü öylesine farklı ki. Dünkü yazımda da söylemiştim ya hani, insanların aslında birbiriyle bir sorunu yok diye buna gerçekten gönülden inanıyorum...
Fakat insanların birbirleriyle sorunu olmasa da, insanların tek bir vücut halinde durmasını sorun olarak gören zihniyetlerin uğrak yeri. Hatta ve hatta karargahları diyebileceğimiz kadar vahim bir şehir. Bu olaylar cereyan ettiğinde haberleri izliyor ve düşüncelere dalıyordum. Öylesine eksik, öylesine bilinçsiz anlatılıyordu ki olup bitenler, birden hemşehrilerimin suçlu olacağını dahi düşünecek kadar, gördüklerimin dahi beni yanılttığına inanacak kadar değiştim.
İzmir'i Kürt vatandaşlarımızın ezildiği, taşlandığı, hor görüldüğü bir şehir olarak göstermek, insanını faşist olarak değerlendirmek son derece yanlış olur. Bunu birilerine böyle anlatmak isteyen bölücü zihniyetler, senelerdir ufak tefek ilçelerde çıkan olayları haddinden fazla büyüterek, doğudaki halka batıdaki insanların onlara düşman olduğunu anlatmaya çalışıyorlar. Olmayan birşeyi oluyormuşcasına öyle bir anlatıyorlar ki, yoksa başka bir şehirde mi yaşıyorum kendi kendime sorgulamak zorunda kalıyorum.
İzmir diğer şehirlerimize göre daha huzurlu, daha güvenli şehirlerden biri (birtakım yazarlarımızın görüşüne göre) fakat her ne kadar öyle görünse de insanlar tedirgin, insanlar mutsuz. Şehir işsizliğe, yoksulluğa doğru sürüklendikçe bu tür olayların gerçekleşeceği görüşünü savunuyorum ısrarla. Bir kısım insanların yaptığı yorumlardaki, İzmir'e helal izin vermezler Dtp ye laflarına pek kulak asmayın. Bu taş atma olayının gerçekleştiği yerde üçyüz kişi çıktıysa dışarı, şehrin göbeği diyebileceğimiz yerde daha fazla pkk yandaşı vardı. Ve faşist olanlar onlar değildi, tam tersine manevi değerlerini korumak isteyen, şehitlerinin huzursuz yatmasını istemeyen semt insanıydı faşist.
O şehir insanıydı ki kendi şehrinde dahi olsa da, pkk yandaşlarının saldırılarına maruz kalınacağı düşünülerek gece polisler tarafından olayın gerçekleştiği semt civarında korunduğu şehrin insanıydı. Her nevruzda şehrin ortasında yapılan tahriğe ses çıkarmayan, üniversitelerde bölücü bildiri yayınlayan hainlere tek huzur bozulmasın diye sesini çıkarmayan gençlerin bulunduğu şehirdi İzmir. Her Kürt vatandaşımızın rahatlıkla şehrin merkezi veya herhangi bir bölgesinde iş kurabildiği, ev alabildiği, istediği müziği dinleyebildiği, düğünlerde son ses Kürtçe müzikle halay çekebildiği, her türlü sektörde varlığını gösterebildiği, her türlü üst mevkiye ulaşabildiği şehirdi.
İzmire dikkat edilmesi gerektiğini, patlak verecek tek bir olayda bu şehir insanının vatan topraklarının herhangi bir bölgesindeki insanından daha çok acılarla yüzleşmek zorunda kalabileceğini üzülerek belirtmek istiyorum. Aynı oyun Mersin'de de oynanıyor, bilenler iyi bilir... Aman ha oyuna gelmeyelim İzmirli Efelerim...