İzmir-Denizli Çekişti, Kısmet Karamehmet’in
İNSAN, yılların su gibi aktığını; küçükler hızlı büyüdüğünde ve unuttuğu bazı olayların hayatında bir dönem ne kadar gündemde olduğunu hatırlayınca daha iyi anlıyor sanki.
İzmir ve Manisa’nın elektrik dağıtımını gerçekleştiren ve toplam 2.3 milyon abonesi olan Gediz Elektrik Dağıtım A.Ş.’nin satışı önceki gün yapıldı.
Mehmet Emin Karamehmet-Mehmet Kazancı ortaklığı Gediz Elektriği 1.92 milyar lira vererek aldı.
Bu özelleştirmenin yankılarını, tüketiciye etkilerini yazacaktım ki, bugün çarpıcı rakamlara satılan bu kuruluşun aslında yıllar yıllar önce nasıl kurulduğunu ve hatta birçok aşamasını bir aralara “şimdi ne olacak” merakıyla izlediğimi anımsadım.
Denizlilerle İzmirliler’in karşı karşıya geldiği, İzmir’de birçok işadamının çeşitli güçbirlikleri oluşturarak dağıtım işini almaya çalıştığı günler artık öykü gibi.
Yaklaşık 19 yıl öncesiydi.
Turgut Özal’ın imzaladığı son kararname elektrik özelleştirmelerine dairdi. 29 görev bölgesi belirlenmiş, devir hakkı sözleşmesi formülüyle bu bölgeler özel sektöre devrediliyordu. O dönem Enerji Bakanı Muzaffer Arıcı’ydı ve Bakan Denizlili’ydi.
6. bölge olan İzmir ve Manisa’nın özelleştirmesi de Denizlili bir firmaya, Senkom’a verilmişti.
Tabii İzmirliler ayağa kalktı.
Denizlililer ayrı bir lobi firması kurarak, kendilerini anlatmaya çalıştı.
İzmirli işadamları, Enda, Elda gibi güçbirlikleri içinde odaklanarak alternatif yaratmaya çalıştı. EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar’ın babası İsmet Yorgancılar, rahmetli Ersin Faralyalı, Şinasi Ertan, Samim Sivri, Ahmet Nazif Zorlu mücadele veren işadamları oldular.
Nihayet, yapılan itirazlar sonucu Bakanlar Kurulu dağıtım hakkını iptal etti. 1997’de bu kez İzmir ve Manisabelediyeleri ile Enda’nın da dahil olduğu 15 ortaklı İZMAŞ oluşturuldu ve elektrik dağıtım işine talip oldu.
Yeniden açılan ihalede bu kez ayrı ayrı Süzer Holding ve İZMAŞ teklif verdi. Dönemin hükümetinin önerisiyle bu iki şirket birleşti ve ortak oldukları Gedaş A.Ş. dağıtım hakkını aldı. Yani ihaleye girmeyen bir şirket ihaleyi kazanmış oldu. İitirazlar devam edince dağıtım hakkı bir kez daha iptal edildi. Bu kez Gedaş A.Ş. hisseleri, anonim şirket olarak Türkiye Elektrik İletim A.Ş. bünyesinde kurulan Gediz Elektrik’e verildi. Ardından özelleştirme kapsamına alınan Gediz Elektrik, bu yılın başında ihaleye çıkarıldı ve böylece Karamehmet’e ulaşan sonuca uzandık.
O dönemde biz gazetecilere haklılıklarını, yapabileceklerini anlatabilmek için heyetlerin biri gider diğeri gelirdi.
Şimdi birkaç satırlık anı.
Kızımızı yani elektriğimizi kimler istedi, rakipler ne mücadeleler etti ama kısmet bugüneymiş.?Şu an ihalede iyi fiyatlar verildi diye sevindik ama bu bedelin tüketicilerden karşılanacağı aşikar. Bu konuda EPDK’nın denetim yetkisi sınırlı.
Ağır başlık parası ödeyenler, nakilde kayıp kaçağa önlem alarak bu rakamları tolere edemezler, acısını bizlerden mutlaka çıkaracaklardır.
Selçuk Baba’dan Başbakan’a şikaye
EGE Bölgesi Sanayi Odası’nın (EBSO), Başbakan Tayyip Erdoğan onuruna verdiği yemekte işadamları arasında, duayen sanayici, işadamı Selçuk Yaşar da vardı.
Tanıyanlar bilir, Selçuk Bey böyle yemeklere eli boş gelmez. Ya sunulacak bir dosyası ya da dikkat çekecek bir önerisi, mektubu vardır.
Yine eli doluydu.
Yemek sonrası Selçuk Yaşar Başbakan’la yaklaşık yarım saat başbaşa görüşme fırsatı buldu. Konuşmalarının ardından öğrendik ki, Selçuk Baba bu kez su ürünleri sektörünün yaşadığı bir haksızlığı dile getirmiş Başbakan’a.
Bu haksızlık bir süre önce gazetelerin de gündemine taşınmıştı.
Mersin’de metrekaresi 300 lira olan kiralama ücretlerinin İzmir’de 4 bin lira olması su ürünleri üreticilerini ayağa kaldırmıştı. İtirazlar yapıldı.
Değişen birşey olmadı. Bu haksız rekabete dayanma güçlüğü çeken sektör adına sıkıntıyı, bu kez Selçuk Yaşar,
Başbakan’a detaylarıyla anlattı.
Yaşar, bir anlamda ecrimisil fiyatlarını belirleyen İzmir İl Genel Meclisi’ni Başbakan’a şikayet etti. Dosyada bilgilerin yanı sıra bir mektup vardı, Türkiye’ye ilk defa bu sektörle tanıştıran Selçuk Yaşar, mektubunda fiyatların İspanya ve Yunanistan’dan bile yüksek olduğunu karşılaştırmalı ortaya koydu.
Tabii Yaşar için önemli olan, bir anlamda babası olduğu sektörün hala itilip kakılan, yeterli değeri görmeyen bir sektör olması.
Mektubunda sektörün dağınıklığından da şikayet eden Yaşar’ın, akarsu balıkçılığını yanlış metotlarla yapanlar ile gerekli çevre ve teknoloji yatırımları yapmayanlara karşı da önlem alınmasını istediğini öğrendik, Sektörde bir koordinasyon sağlanması için sektörü ilgilendiren Bakanlıkların yetkililerinin katılımıyla bir koordinatörlük kurulmasını da Başbakan’dan talep etti Yaşar.
Yaklaşık bir yıl önce de milletvekillerini Altın Yunus’ta toplayarak sektörün sıkıntılarını paylaşan ve hiçbir gelişme elde edemeyen Selçuk Baba bakalım bu kez Başba-kan’dan gerekli ilgiyi görebilecek mi?
Yazınızı okudum
Ağustos 13th, 2010 at 03:07Çapar Kanat
Çiğ Süt Üreticisi-Çiftçi