İyiydik Çil Çil Altın Yağıyordu
Yeni yılın ilk yazısında sizlere umut dolu iyi dilekler sunarak başlamak isterdim ama görüyorum ki bu o kadar kolay olmayacak. 2014 için Tanrının Türkiye’de yaşayanlara sağlık ve zorluklara direnecek güç vermesini temenni etmek belki de en iyisi. ‘AKP ve Hizmet’ savaşı gittikçe kızışıyor ve birçok denge altüst olmak üzere.
Ancak yaşananların bir tesellisi de var. Ülkede yargı, bürokrasi ve daha birçok dinamiğin ne kadar karmaşık hale geldiği, dengelerin bozulduğu, al takke ver çıkar külahlarıyla nelerin el değiştirildiği ya da iç edildiği de gün yüzüne çıkıyor.
Sadece emniyette, yargıda, siyasette mi dengeler bozuldu, elbette hayır….
“Cemaat iktidar el ele, yürü geleceğe” ortaklığıyla yer üstünden yerin altına uzanan daha ne ortaklıklar çatırdadı, çatırdayacak.
***
Bürokraside, emniyette en az 2 bin kişilik bir temizliğe hazırlanan hükümet şimdi, kimi zaman imar kimi zaman bürokratik onay, çoğu zaman ortaklarla önünü açtığı Cemaatin para musluklarını da kesmeye hazırlanıyor. Üstelik hiç zaman kaybetmeden…. Siyasetteki savaş ne ki, asıl savaş ekonomide yeni başlıyor.
İlk sinyal, İzmir’den geldi.
***
Cemaatin milenyum prensine ait Koza Altın'ın faaliyeti durduruldu. Cemaate yakın İpek Grubu’nda şok etkisi yaratan karar akıllara ‘ülkenin geçtiği süreçle ilgisi var mı?’ sorusunu getirdi ancak, İl Özel İdaresi’nden yeni yılın ikinci günü önemli bir açıklama geldi. Çevre İzin Belgesi olmadığından dolayı madenin faaliyetinin durdurulduğu açıklandı... Demek ki, yaşanan büyük kavgayla ilgisi yoktu. ***
Kim, kimi kandırıyor?... Sanki, biz İzmirliler bu sahneleri ilk kez izliyoruz. Oysa Ovacık altın madeni filmi yaklaşık 30 yıldır vizyonda. Her evresini heyecanla, tepkiyle, protestolarla ve şaşkınlıkla izlemiştik. Hele satış finali başka bir sürprizdi. Avusturalya kökenli Eurogold firması o yıllarda ne kadar bahtsızdı. Yapılmadık eylem, Boğaziçi Köprüsü'nde asterisk oburiks protestolarından, el ele zincirlere kadar yaşanmayan direniş kalmadı. Zavallı firmanın ev dağıtması bile işe yaramadı. Sonunda firma adını değiştirerek Normandy olmak zorunda kaldı, belki kendini biraz sevdirebilirdi. Maalesef olmadı, tepkiler protestolar çığ gibi arttı.
***
Doğrusu İpek Grubu altın işine ilk kez girerek Koza Altın olarak madeni aldığında ‘Deli bunlar, böyle riskli maden alınır mı’ diye ağzı açık izliyorduk biz Egeliler gelişmeleri. Kısa zamanda gördük, kim akıllı, kim deli, kim sevgili? Koza, Normandy’den madeni Mart 2005’de toplam 44.5 milyon dolara aldı. 20 milyon dolar peşin, 24.5 milyon dolar ise 10 taksitte ödendi. Sonra Allah Koza Altın’a yürü ya kulum dedi. Ovacık’la bahtları açıldı. Çukuralan, Gelintepe, Narlıca madenlerine bir yıl sonra Küçükdere, Çoraklık, Kaymaz madenleri ilave edildi.
***
Daha durun en önemli kısmı yazmadım. Satın alındıktan yalnızca iki yıl sonra 2007’de 172 milyon TL, 2008’de 196 milyon TL ciro elde eden Koza Altın’ın aynı yıllar itibariyle net esas faaliyet kârı yine sırasıyla 86 milyon TL ve 99 milyon TL’ye ulaştı. Hatırlayalım, kaç paraya almıştı, 44.5 milyon dolar. Yani bırakın bugünü Kozacılar, satın alırken ödedikleri miktarı yalnızca iki yılda karlarıyla katladılar. Dünyanın en karlı satışı!
****
Koza Altın 1 ton kaya ve topraktan yaklaşık 6.9 gram altın çıkarıyor. Madencilik literatüründe bu tenör oranı hayli yüksek biliniyor yani burası hakikatten altın yumurtlayan tavuk pardon maden. Ve tabii Sezar’ın hakkı, Sezar’a.. Devlet dağ gibi arkasında durdu firmanın. O dev protestolar bir anda durdu. Yıllarca alınamayan ÇED izinleri bir bir bakanlıklardan yağdı.
***
Gelelim bugüne. Doğrudur madenin faaliyetlerini İl Özel İdaresi durdurdu lakin bu ilk değil. Daha önce de İl Özel İdaresi benzer gerekçelerle madenin faaliyetini durdurmuştu. Lakin dinleyen oldu mu? Elbette hayır. Şirket, Bakanlıklardan aldığı özel izinler hatta tartışmalı raporlarla yoluna hep devam etti. İl Özel İdaresinin kararları kağıt üzerinde kaldı. Ta ki, bu son savaşa kadar.
***
Bir zamanlar el ele, kol kola “Siyaseti, bürokrasiyi, askeri, emniyeti ve ekonomiyi kuşatma, güce güç katma” ittifakıyla işte böyle ne değerler yaratıldı. Lakin bir taş çekildi ve renkli, ahenkli tablo artık dökülüyor. Vahimi iki taraf da kavgayı globalleştiriyor, yani ulus ötesine taşıyor. Bu kavgada yalnızca paralel devletin üzerine gidilecek diye düşünmeyin. Asıl savaş şimdi…. Cemaate yakın şirketlerin hesapları didik dikik edilecek, devlet ihaleleri alan müteahhitlerin hepsi gözden geçirilecek, TUSKON üyeleri ya istifa edecek ya diz çökecek. Tahmin etmek zor değil. Onbinlerce intikam alınacak paralel müteahhit, paralel şirket, paralel rant odağı var. Yalnız sırayla.. Önce altına hücüm!