İyi ki Sayıştay Var… Yoksa Millete Giydirenleri Öğrenemeyecektik!
Devlete iyi giydirmişler! Dünkü gazetemizin manşeti...Cuk diye oturmuş...
Fazla söze hacet kalmamış!
Siyasetçilerin tamamı faturayı devlete ve tabi ki, millete kesiyor.
Ne de olsa kendilerini devlet zannediyorlar...
Harcadıkları parayı da, bütçeyi de kendi babalarının malı...
****
Bu devletin asıl sahibi bürokratik oligarşi...
Siyasetçi ise o'na hizmet ettiği sürece var...
Çünkü karar veren siyasetçi, uygulayan ise bürokrasi...
Siyasetçinin karar vermesini etkileyen ise yine bürokrasi...
Siyasetçi dört ya da beş yılda kaybedebilir...
Bürokrasi ise en az 65 yaşına kadar iktidar...
Hangi siyasal görüşten olursa olsun, hangi inançtan olursa olsun sonunda çıkarlar olunca bürokrasinin çıkarları için büyük koalisyonu var...
****
Devlete giydirenler el birliği ile millete giydiriyorlar.
Ve bu konuda tüm ayrılıklarına rağmen büyük işbirliği yapıyorlar... Yaptığımız haber bunu gösteriyor.
Kim takar milleti, kim takar yasaları, kim takar ahlak filan...
Asıl olan millete ve devlete giydirmek...
Giydirerek yükselmek...
Yükseldikçe daha çok giydirmek...
****
Sayıştay olmasa öğrenemeyecektik.
CHP Denizli Milletvekili Gürkut Acar, TBMM'de soru önergesi vermese farkına varmayacaktık.
Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül'ün 2 trilyonun (milyon) üzerinde bir tutarı yasalarda olmamasına rağmen harcadığını ve dolayısıyla zimmet çıktığını bilmeyecektik.
İyi ki, Sayıştay var...
İyi ki, soru önergesi verenler var...
****
Düşünün Başbakan olacağını söyleyen, CHP'yi iktidar yapacağını iddia eden Mustafa Sarıgül tüm seçim harcamalarını, tüm algı operasyonlarını milletin parasıyla yapmış, pardon Şişli halkının parasıyla yapmış...
Büyük ihtimalle TDH'nin tüm masraflarını da, Şişli halkına dolayısıyla millete ödetmiş olabilir.
Sarıgül Başbakan olmak için, toplumda olumlu algı yaratmak için, ilişkileri iyi olsun diye emniyet müdüründen, üst düzey bürokratlara, seçilmiş belediye başkanlarına, seçilmişleri kadar hediyeler dağıtmış...
Ne de olsa başbakan olacak...
Ne de olsa başarılı başkan...
Ne de olsa o megalomanlığın tavan yapmış adamı...
****
Şişli Belediye Başkanlığını bırakmasa, Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olmasa, yerine Hayri İnönü'yü aday olarak bırakmasa, oğlunu meclis üyesi seçtirmese Sarıgül'ün kağıttan bir kaplan olduğunu öğrenemeyecektik.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ne kadar doğru bir iş yapmış, Mustafa Sarıgül'ü Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olarak göstererek...
Ne kadar doğru yapmış İstanbul halkı Sarıgül'ü başkan seçmeyerek...
Yoksa daha çok giydirilecektik...
****
İyi ki, Şişli'de egolar çatışmış...
İyi ki, baba ve oğlu Sarıgül seçimle gelmiş Hayri İnönü'nün yerine geçmek için operasyon çekmiş!
İyi ki, İnönü tüm baskılara rağmen istifa etmemiş...
****
Bilmeyecektik, Sarıgül efsanesinin Şişli halkına ait belediye bütçesiyle büyütüldüğünü...
Bilmeyecektik, Çare Sarıgül'ün milletin parasıyla çare olduğunu...
Bilmeyecektik, Şişli Belediyesi'nin Kent Yol diye bir şirketi olduğunu, bu şirketle otel işlettiğini, milyonlarca (trilyonlarca) parayı otele akıttığını...
Belki de oraya akıttığı kaynakla algı operasyonları yürüttüğünü...
Asıl soru ise şu.
İktidar Sarıgül'ün bir balon olduğunu bilmez mi?
Bilmesine rağmen neden bugüne kadar müdahale etmedi?
Sorunun yanıtı galiba herkesin birbiriyle olan ilişkisi...
Sorunun yanıtı galiba, dünkü gazetemizin manşeti: Devlete iyi giydirmişler!
****
Milletin parasıyla millete giydirmek..
Milletin yetkisiyle millete giydirmek...
Milleti için harcanması gereken bütçeyi kendi ikbali için harcamak...
İdari yapı değişmeden giydirilmenin bedeli büyük olacak
Kim ne derse desin, 90 yıllık idari yapı değişmeli...
Hem de beklemeden...
Böyle giderse bürokratik oligarşinin iktidarına son verilmez, onun güç aldığı anayasa yerine yeni bir anayasa inşa edilmez ise halimiz perişan...
Son 12 yıllık tüm kazanımları kaybedebiliriz...
Yeniden eskiye dönerek, milletine nasıl giydirildiğini bile bilemeden yaşar gideriz.
****
Bir not daha.
Yaptığımız haberleri ne havuz medyasında ne de merkez medyada ne de özde muhalefet medyasında göremezsiniz...
İktidarın yolsuzluklarını yazmak için canlarını siper etmiş olanlar, kendilerinde ve iktidar oldukları yerdeki tüm yolsuzluklara, suistimallere gözlerini kapamışlar. Kulaklarına pamuk, dillerine kilit vurmuş durumdalar...
Biz yazdıktan sonra kimileri yazıyorlar ya neyse...
****
Sağcısı solcusu, muhafazakarı sosyal demokratı el birliği ile millete giydirmeye devam ediyorlar.
Bunu engellemenin, en aza indirmenin yolu, şeffaflıktan geçiyor.
Var olan düzeni değiştirmenin yolu; hesap verebilirlikten, kullandıkları bütçeyi millete açmaktan geçiyor.
****
Haziran seçimleri Türkiye'nin yeni bir başlangıcı, Cumhuriyetin en önemli dönemecinin yaşanacağı ay olacak.
Ya millete tam giydirmeye yada millete en az giydirilebilecek bir sisteme geçeceğiz.
Haziran seçimleri sadece basit bir seçim değildir aynı zamanda milletin geleceğinin oylanacağı ve geçmişin tarih sahnesine bir daha çıkmamak üzere tarihin çöplüğüne gönderileceği bir seçim olacaktır.
****
Sahi siz hırsızlıkların, yolsuzlukların seçilenlerin kendi iradesinden mi kaynaklağını düşünüyorsunuz? Ya da var olan sistemin bir zorunluluk olarak millete giydiren bir idari yapı olduğunu mu düşünüyorsunuz?
Her ikisine ayrı ayrı evet diyebilirsiniz. Ancak her iki soru da ortak. Ve tabi yanıtları da ortak.
Dünkü köşemizde sorduğumuz soruyu bir kez daha soralım.
Yumurta mı tavuktan, tavuk mu yumurtadan çıkar?
Yumurta sistemin kendisi ve tavuktan önce var ise, tavuk yolsuzluklar ve millete giydirme biçimi ise tüm kötülüklerin kaynağı sistem oluyor.
Yok tavuktan yumurta çıkar diyorsanız o zamanda tüm kötülüklerin kaynağını seçilmiş ve siyasetçiler olarak görürsünüz ki, bu sorunun doğru yanıtı da olmuyor.
Sistemi tartışmadan, tavuğu, kişileri tartışarak sistemin devam etmesine katkıda bulunuyorsunuz demektir.
Son söz: Yumurtayı değiştirir ve içinden çıkan tavuğunda farklı olacağını bilirsek, öyle düzenlersek bazen tavukların (yönetenlerin) bozuk olması yumurtayı kötü yapmayacaktır. Asıl olan sağlıklı bir yumurtayı hazırlayabilmek ve tavuk için iyi koşullarda yaşamasını sağlayarak sonraki yumurtaların sağlıklı olmasına katkı yapmaktır. Tavuğun maliyetini de millete ödetmemektir...