İtiraf mı- Çamur mu?
Yine ortalığı karıştırmaya çalışanlar, bir şeyler yapmak istediğini zannedenler, bana sorarsanız zavallılar. Ne yapmak istiyorsunuz. Kimlere hizmet ediyorsunuz. birilerinin efendisi olmayı neden denemiyorsunuz.
Hani sizler hep özgürlüğü savunup özgür yaşamak ve birilerinin buyruğu altında yaşamak istemiyordunuz ya. Son zamanlarda kimlerden emir adlınızda Cihan sultanı muhteşem Süleyman’a iftira etmeye kalkışıyor, çamur atmaya çalışıyorsunuz. Şunu çok iyi bilinki güneş hiçbir zaman balçıkla sıvanmaz. Bunu daima kafanıza yer edin. “ Muhteşem yüzyıl “ adı altında film yaparak attığınız çamurun içinde boğulacağınızı hiçmi düşünmediniz. Kanları pahasına bizlere miras olarak bırakılan bu cennet vatanın asıl sahipleri, gurur duyduğumuz Osmanlı, onun idarecisi dedelerimiz biz sizleri her zaman minnetle şükranla anıyoruz. Her dönemde olduğu gibi bu dönemde yediği ekmeğe nankörlük yapan çıkmaktadır. Beni asıl üzen, kendi geçmişini karalayıp, küçük düşürmeye çalışan tek millet biziz herhalde. Çok utanç verici bir durum.
Bu filimin senaryosunu yazan, yöneten ve dizide rol alıp oynayan şahıslar. Siz hiç tarih okudunuz mu? Kanuninin yaşantısı hakkında ne kadar bilgi sahibisiniz. Sizin zahmet çekip araştırmanıza gerek yok. İşte Kanuni Sultan Süleyman. Namı değer “MUHTEŞEM SÜLEYMAN “Kanuni Sultan Süleyman 27 Nisan 1495 Pazartesi günü Trabzon'da doğdu. Babası Yavuz Sultan Selim, annesi Hafsa Hatun'dur.
Babası Yavuz Sultan Selim, onu küçük yaşlardan itibaren çok titiz bir şekilde yetiştirmeye başladı. Benzeri görülmemiş bir terbiye ve tahsil gördü. İlk eğitimini annesinden ve ninesi Gülbahar Hatun'dan (Yavuz Sultan Selim'in annesi) aldı. Yedi yaşına gelince tahsil için İstanbul'a, dedesi Sultan İkinci Bayezid'in yanına gönderildi. Şehzade Süleyman, burada Karakızoğlu Hayreddin Hızır Efendi'den tarih, fen, edebiyat ve din dersleri alırken, savaş teknikleri konusunda da öğrenim gördü. Kanuni Sultan Süleyman adaleti seven, çok ciddi ve kendinden emin bir padişah, azim ve irade sahibiydi. Yapacağı işlerde hiç acele etmez, gayet geniş düşünür ve verdiği emirden asla geri dönmezdi. İş başına getireceği adamlara, kabiliyet derecelerine göre görev verirdi. Zigetvar kuşatmasını idare ederken, 7 Eylül 1566 yılında 71 yaşında vefat etti. Kendisine Süleyman, tahta çıktığı sırada Osmanlı Devleti dünyanın en zengin ve en güçlü devleti konumunda ve ülkenin sınırları: 14.983.000 km2 idi. Ayrıca kendisine muhteşem Süleyman denilirdi. Hayatını özetleyecek olursak muhteşemliğide anlaşılacaktır.
Evet, böyle bir cihan padişahının her akşam yatağına farklı ve çıplak cariyeler bekleyen birisi olarak gösterilmesi hangi vicdana sığar. Gelin, böyle bir film icat edenleri hep birlikte protesto edelim. Bunun bir in sanlık görevi olduğunu düşünüyorum. Kanuni Sultan Süleyman ki, hükümdarlığı döneminde. Fransa’da icat edilen bir dansla ilgili, Fransa Kralı Fransuva’ya şöyle bir mektup yazıyor.
Ey Fransa Kralı Fransuva: “Sefirikebirimden aldığım mazhara göre malumatım oldu ki. Memleketinizde dans namına alemele-innas fuhşiyat ve lubiyat yapıyormuşsun. İş bu namei hümayunumun eline vusulünden itibaren bu melianet ve rezalete son vermediğin takdirde, orduyu hümayunumla gelip seni kahretmeye muktedirim” buyurmuştur. Fransa Kralı mektubu alır almaz. Memleketlerindeki icatlarına son veriyor. Şimdi soruyorum, başka bir memlekette dahi çıkarılan icada kendi memleketine sıçrar düşüncesiyle müsaade etmeyen birisinin, dizide gösterildiği gibi bir rezaleti yapması düşünülebilirimi.
Ayrıca, Kanuni Sultan Süleyman devlet adına yaptığı her işte, devrin şeyhülislamından fetva alır ona göre hareket edermiş. Aldığı fetvaları bir kutuda saklamış, vasiyet olarak ben ölünce bu kutuyu yanımda gömün buyurmuş. Vefatında kendisinin kabre defnedilirken vasiyeti hatırlatılıyor, ancak devrin şeyhülislamı Ebusuut efendi karşı çıkıyor. İslam geleneğine göre kabre eşya konması yasak. Konurdu, konmazdı tartışması devam ederken, kutuyu tutan zat elinden düşürüp kutunun kapağı açılıyor ve içerisinden kâğıtlar dökülüyor. Kâğıtların ne olduğuna bakılınca, Şeyhülislam tarafından verilen fetvalar yazılı.
O zaman Şeyhülislam Ebusuut Efendi şu sözü söylüyor. Eyvah Süleyman sen kendini kurtarmışsın, ya ben ne yapacağım. Böyle bir padişaha yapılan bu tür yakıştırmaları ben şiddetle kınıyor, bu dizinin sahneden kaldırılmasını ilgili ve yetkililerden talep ediyorum. Muhteşem Süleyman, kutlu hükümdar İftira edenler ar duymalı ar Atılan çamurlar atanı boğar Rabbim rahmet etsin tüm cümlenize ŞÜKRANİ E.mail : stoprak_58@hotmail.com