İstiklal Marşı Kaç Mısra?
Hazin mi, komik mi bilmiyorum ama size yaklaşık yarım asır önceki bir hatıramı anlatmak istiyorum.
Sene 1967. Üçüncü sınıfta okuyorum. Sınıfımız bileşik sınıf. O tarihi düşünecek olursanız bileşik sınıf olması hiç de komik değil. Hatta okul olması bile bir başarı.
Öğretmenimizin yanında kısa süre staj gören bu öğretmen adayları ara sıra bizlere ders veriyordu. Her devirde olduğu gibi o zaman da da matematik dersi önemliydi. Sanki coğrafya bilenin bir hükmü yok!
Matematik dersinde bazı sorular sizin başka konulara da vakıf olup olmadığını ölçerdi. Mesela bir “Hafta şu kadar para harcayan kişi bir günde ne kadar harcar?” gibi sorular hem haftanın kaç gün olduğunu, hem de aritmetik işleminin nasıl yapılacağının bir göstergesiydi.
İşte öyle zamanlardan birinde stajyer öğretmenimiz şöyle bir soru sordu:
“İstiklal Marşı kaç mısradır?”
Maksat bizim hem istiklal marşının kaç kıta olduğunu bilip bilmediğimizi öğrenmek hem de bu arada ´çarpma´ işleminin yapıp yapamadığımızı görmekti. Sınıfta en çok sekiz ve kırk sonucu bulundu. Sekiz diyenler milli marşı bestelen yeri kadar sanıyor, kır diyenler ise dördü on ile çarpıyordu.
Bütün sınıf arkadaşlarım sekiz ile kırk arasında fikir beyan ederken ben aniden ´41´ dedim. Herkes güldü. Ne yalan söyleyeyim utandım. Sekiz diyene bile gülmemişlerdi. Stajyer öğretmenimiz bana “yanlış” dedi ve devam etti; “Tamam sekizi anlarım iki kıta sananlar öyle söyledi kırk ise doğrusu sen 41 dedin!” diye izahatta bulundu.
Ben, arkadaşlarımın bana gülmelerine ve öğretmenim yanlış yaptığı söylemesine rağmen 41 sayısında direttim.
Stajyer öğretmenimiz beni kırmamak için “Yanıma gel” dedi. Sonra İstiklal marşının yazıldığı yere götürdü. Bana yaparak öğretecekti. Ve ben 41 iddiamın yanlış olduğunu anlayacaktım.
Birinci kıtanın ilk mısrasından itibaren saymaya başladık.
1,2,3…
21,22,23…
39,40,41…
Ne! 41 mi?
Sanırım öğretmenimiz sessizce yine saydı. Matematik bu, sesli sessiz fark etmiyor. Bir kere bir sonuç çıtı mı daha da değiştirmiyor. Kararlı ders vesselam şu matematik.
Stajyer öğretmenimiz benim anlamadığım bir sürü cümle kurdu. Şiir dedi, kafiye falan diye ilave etti. Kıta, dörtlük mısra falan dedi.
Ne anlar ilkokul üçüncü sınıf talebesi onlardan. Ben birer birer saydım tam 41 etmişti. Hala daha 41 mısra. Burada inat falan yok.
Yani İstiklal Marşının kaç mısra olduğunu bilmeyen bir öğretmenden eğitim gördü bu ülke. O zamanlar “Bandırma Vapuru” hakkında bilgi bilmek daha mühimdi. Yani işin özüne inmeden bize bir şeyler anlattılar.
39, 40, 41…
Ne! 41 mi?
Kem, küm, falan, filan...
12 Martınız hayırlı olsun!