İstihbaratta Uç Nokta Neresi?
İstihbarat çıkar elde etmenin başka bir yoludur.
Bu çıkar ülkenin çıkarı olabilir. Halkın çıkarı olabilir. İktidarın çıkarı olabilir. Firmanın çıkarı olabilir. Bireyin çıkarı olabilir.Amerika’da “stop watching us” diye eylemler başladı. Yani Amerikan halkı devletine diyor ki; bizi gözlemlemeyi, ispiyonlamayı bırakın.
Halkın izlenmesi, ispiyonlanması, bir hegemonyanın sürdürülmesine yöneliktir. İktidara yönelen, muhalefet ve onun ideolojisine karşı istihbarat yapılır.
Amerikan iktidarı tekellerin iktidarıdır.
Amerikan devletinin çıkarı, bu tekellerin çıkarıdır.
Bu tekeller, yani zenginler, çıkarları için dost düşman, yasal veya yasal olmayan farkı gözetmezler.
CIA’nın bu kadar yasa, gelenek, hak, hukuk tanımazlığı buradan kaynaklanır.
Gladyo buradan ortaya çıkar.
Tekeller(büyük zenginler) arasında hır gür olunca, bilmediğimiz bir sürü gizli gelişme ortaya dökülür.
Amerikan hegemonyası zaafa düştükçe, tekeller arası çıkar kavgası büyüyeceğinden, daha çok gizli pisliklerine şahit olacağız.
Burada bir şeyi hatırlatmadan geçemeyeceğim.
Soğuk savaş dönemimde, ülkemizde, şu sözleri çok dinlemiştim.
“Komünist ülkelerde, karısı kocasını komünist partisine şikâyet eder, komünist ülke halkları istihbarat uygulamalarından bizardırlar.”
Şimdi öğreniyoruz ki; Fransa’da Holand’ı dinliyorlar. Bu yetmiyormuş gibi tüm Fransız halkını dinleyip, değerlendiriyorlarmış.
Yani komünizm döneminde belli insanlar takip edilirken, şimdi bir halkın tümü gözleniyor.
Her şeyde olduğu gibi, istihbarat da sürekli halkın aleyhine işleyince, bilinçli kesim ayağa kalkmış.
Ülkemizdeki istihbarata dönersek; AKP Hükümeti Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumuna 2 milyar lira ödenek ayırmış.
Yani kendi iktidarını sürekli kılmak için gereken önlemleri almaya devam ediyor.
İstihbaratta bir husus daha önemlidir.
İstihbaratın kendisinden çok, o istihbarı bilginin değerlendirilmesidir.
İşin önemli kısmı da budur. İdeoloji burada devreye girer.
Normal halktan yana bir devlette, bu değerlendirme, milli çıkarlar yönünde olmalıdır.
AKP iktidarı döneminde, Amerikancı İslam’ın elemanlarının her yerde olduğu düşünüldüğünde, Batı tekellerinin çıkarı ve Sünni İslam yönünde değerlendirmelerin ağır basacağı aşikârdır.
Amerika’nın tüm dünyaya(Rusya hariç) yönelik erketeciliği tartışılıyor.
Yandaş medyanın bu günkü haberlerine bakarsanız, sanki ABD şimdiye dek, izleme ve gözleme yapmıyordu da, şimdi yapmaya başlamış gibi hava veriyorlar.
Türkiye’yi korumak yerine, AKP iktidarını korumaya yönelik, izleme ve dinleme haberleri yapıyorlar.
Düne kadar ABD’nin kucağından inmeyenler( hala da öyle) sanki ABD, Türkiye büyüdüğü için Türkiye’yi izliyor, dinliyor haberleri yapıyorlar.
Sanki AKP iktidara gelirken, Henry Barkey, Morton Abromowicz, Eric Edelmam, yani CIA yokmuş gibi havadalar.
Anlayacağınız, sahte anti-Amerikancılık ve sahte istihbarat aleyhtarlığı…
Kim Müslüman, kim milliyetçi veya solcu diye istihbarat yapmak ülkenin ihtiyacı değildir. İktidarın ihtiyacıdır.
İktidarda kalmak için halkın parası ile halka karşı istihbarat bir yerde patlar.
Bunun anlamı da şudur; AKP için yapılan istihbarat, şimdiye kadar olduğu gibi Batı için istihbarattır. Batının hükümranlığını sürmesine yöneliktir.
İstihbaratın belli bir zümrenin iktidarda kalmasına yönelik yapılması, devletin imkânlarının onların çıkarları için kullanılması, ister istemez seçimlerinde adil olmayacağını ifade eder.
Dinleme ve gözleme çoğaldıkça, halkçılık azalır, egemen sınıflar güçlenir.