İstihbarat ve Karanlık
Terör can almaya devam ediyor. Bölge ısınıyor, kaos artıyor. Nutuklar devam ediyor.
Bakın batılı ülkeler ne yapıyor?
Dünyanın en güçlü istihbarat servislerinden İngiliz MI6, Amerikan CIA ile Alman BND, Suriye rejiminin her hareketini takip ederek elde ettiği bilgileri MİT’e ulaştırıyor. Türk yetkililer de bu bilgileri Özgür Suriye Ordusu’na aktarıyor.
Suriye’de Beşar Esad’ın dünyanın en gelişmiş donanıma ve en profesyonel ajanlarına sahip olan istihbarat servisleri tarafından adım adım takip edildiği ortaya çıktı.
The Sunday Times gazetesinin haberine göre; İngiliz Dış İstihbarat Örgütü MI6, Kıbrıs’taki üslerinde bulunan radarlar aracılığıyla Suriye topraklarında istihbarat topluyor. İngiliz bir yetkili tarafından “yüzde 100 doğru” olarak nitelenen bu istihbarat Türk yetkililere ve Türkiye’de bulunan Amerikan istihbarat servisi CIA’ye aktarılıyor. Türkler de İngilizlerden gelen bilgileri Özgür Suriye Ordusu yetkililerine naklediyorlar. Böylelikle Suriyeli muhalifler Esad’ın nasıl adım atacağını, nereye saldırı düzenleyeceğini önceden öğrenerek gerekli önlemleri alıyor.
MI6’in verdiği bilgiler sayesinde önceki hafta Halep yakınlarında Suriye ordusuna ait 40 tankın pusuya düşürüldüğü ve bu tankların bir kısmının da muhalifler tarafından Esad güçlerine karşı kullanılmaya başlandığı açıklandı. Ayrıca Idlib ve Sarakib bölgelerinde Suriye ordusunun geri püskürtülmesinin de bu istihbarat bilgileri sayesinde gerçekleştiği belirtildi. İngiliz yetkililer MI6 ajanlarının aynı zamanda Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) ile Suriye hakkında bilgi paylaşımında da bulunduğunu dile getirdi. Yetkili, “Biz bilgileri CIA ve Türklere veriyoruz. Türkler de bize ellerindeki bilgileri veriyorlar” diye konuştu.
Bu arada Alman istihbarat servisi BND’nin de Suriye sahilleri çok gelişmiş bir elektronik haberalma gemisi ve deniz altısıyla bir kaç aydan beri Suriye ordusunun her hareketini gözlemlediği belirtildi. Alman Bild gazetesinin haberine göre Alster A50 tipi denizaltı ve yeni nesil U32 denizaltıyla Suriye toprakları ve hava sahasındaki tüm hareketlilik tespit ediliyor. Alman askeri istihbaratçıları ve BND ajanlarının ortaklaşa yürüttüğü çalışmalar sonucunda elde edilen bilgiler Adana’daki İncirlik Üssü’ne konuşlanan Alman ajanlarına aktarılıyor. Bu bilgiler daha sonra da İngiliz ve MI6 yetkilileri aracılığıyla Suriyeli muhaliflere gönderiliyor. BND yetkilisi, “Suriye içlerinden en güçlü istihbaratı biz sağlıyoruz. Esad rejimini devirmek için çok önemli bilgileri elde ediyoruz” diye konuştu.
Kıbrıs’da garantör ülke konumunda olan İngiltere’nin adada Dhekelia ve Akrotiri isimli iki üssü bulunuyor. 1960 yılında 254 kilometrekarelik alan üzerine kurulan ve Kıbrıs Rum yönetiminden bağımsız bir statüde olan iki üs tüm Ortadoğu’daki elektronik haberleşmeleri dinleyebilecek kapasitede radarlara sahip. Üslerde ayrıca her türlü hava şartında gözetleme, komuta, kontrol ve iletişim görevlerinde kullanılan AWACS uçakları bulunuyor.
Elektromanyetik, hidrokaustik ve elektro-optik sensörlere sahip Alster A50, dünyanın en gelişmiş ve modern istihbarat toplama gemisi olarak nitelendiriliyor. Radarları sayesinde 600 kilometrelik bir alandaki tüm telefon ve telsiz konuşmaları takip edilebiliyor. yeni nesil U32 denizaltı dizel motorlara sahip ve 12 hafta boyunca su altında kalabiliyor.
Peki ya Türkiye ne durumda;
Türkiye; milli birlik ve beraberlik içinde olmalıdır.
Kucaklaşmamız gerekirken millet ayrıştırılıyor. Milli kimlik tahrip edilmeye devam ediliyor.
Ortak değerlerimiz bizleri her zamankinden daha çok birbirimize yakınlaştırmalı, kardeşliğimizi, dostluğumuzu pekiştirmelidir.
Toplumsal barış için, sevgi, dostluk, kardeşlik, birlik ve beraberliğimiz için, gelecek adına, çocuklarımız adına, güçlü bir umut oluşturmak zorundayız. Zira çocuklarımız, sevgiyi, saygıyı, hürmeti, cömertliği, izzeti ve fedakarlığı, başkalarının yüzünü güldürmeyi, tarihi gerçeklerden öğreniyor, barış içinde yaşıyoruz. İşte, bize düşen sorumluluk da, çocuklarımıza, örnek bir birlikteliği yaşatmaktır. Bunu başarabilirsek, insani değerlerimizi, kadim değerlerimizi nesilden nesile aktarabilirsek, hiç kuşkusuz, yarınlarımız çok daha güzel, çok daha aydınlık olacaktır.
Unutulmamalıdır ki; Anadolu topraklarında gönül yıkmak değil, kazanmak esastır.
Millet olarak, birliğimizin, beraberliğimizin, kardeşliğimizin, dostluğumuzun, toplumsal barışımızın, barış içinde bir arada yaşama arzumuzun, adeta test edildiği, sınava tabi tutulduğu bir süreç yaşıyoruz. Biliyoruz ki, bu topraklarda asırlardan beri var olan kardeşlik iklimi, hoşgörü iklimi, bugüne kadar tüm sınavların üstesinden gelmeyi başarmıştır. Zira bu topraklar, Hacı Bektaş-ı Velilerin, Yunus Emreler'in, Mevlanalar'ın sevgi mesajlarıyla yoğrulmuştur. Bu topraklar, 'yaratılanın Yaratan'dan ötürü sevildiği', 'acıların bal eylendiği' bir barış yurduna dönüşmüştür. Bu topraklarda, gönül yıkmak değil, gönül kazanmak, gönül fethetmek esas olmuştur. Dolayısıyla asırlardan bu yana var olan bu sevgi kültürünü, bu hoşgörü kültürünü yeniden tazeleme, daha da güçlendirmeliyiz. 75 milyon insanımızın, kardeşlik ve dayanışma duygularıyla, birbiriyle kucaklaşacağına inanıyorum.
Yıllardır bizler, ülkemizin güven ve istikrarını güçlendirmek, huzur ve refahını arttırmak, geleceğe daha emin adımlarla yürüyebilmek adına yoğun bir gayret gösteriyoruz. Adaleti, barışı, kardeşlik ve hoşgörüyü hakim kılmak için çalışıyoruz. Demokrasiyi, insan hak ve hürriyetlerini, evrensel değerleri, hukukun üstünlüğünü, bu ülkenin tartışılmaz, değişmez değerleri haline getirmek için kararlı adımlar atıyoruz. İnanıyorum ki, geleceğe çok daha güçlü, çok daha emin adımlarla yürüyeceğiz.
Günün Sözü: Bencil ilkeler üzerine kurulan şeref, utanç ve suçluluğun kendisidir.