İşte Benim Ordum Bu Olmalı
Öncelikle son şehitlerimiz için Yüce Allah’tan rahmet, başta aileleri olmak üzere yakınlarına ve Türk milletine başsağlığı dileyerek, Ordumuzun son günlerdeki kararlı bir şekilde gerçekleştirdiği operasyonda, göğüslerimizin bir kez daha gururla kabardığını dile getirelim.
Aylardır, PKK eşkiyasının ve yurt içindeki, hatta Meclis’teki uzantılarının toplumu germelerine karşın, verilen onlarca şehidimizin kanlarının yerde kalması, ister istemez Türk milletinin de karamsarlığa düşmesine yol açıyordu.
Amerika’nın kendi menfaatlerini ön planda tutması ve peşmerge başlarını koruma altına alması nedeniyle bir türlü operasyonlara geçit vermeye yanaşmaması ise ülkede bir karamsarlık tablosunun yaşanmasına da yol açtı kuşkusuz.
Gerek PKK eşkiyasının, kendilerini koruyan ve kollayan ABD’den ve AB’den aldıkları destek nedeniyle, gerekse bizleri engellemesi karşısında her geçen gün azgınlaşmaları da işin cabasını oluşturuyordu tabii ki.
Olay sadece PKK eşkiyası ile de bitmiyordu. Kuzey Irak’a yönelik bir operasyonu kendilerine saldırılmış olarak kabul edeceklerini söyleyip, sürekli atıp tutan Barzani ile Talabani de, hergün seslerini yükselterek, olmadık tehditler savurmak suretiyle, bizleri kahretmekte herhangi bir sakınca da görmüyordu.
Ancak, yurt içinde ve yurt dışında yaptıkları birbirlerinden pespaye hareketler sonunda başta milletin sabrının taşmasına, ardından da Türk Ordusu’nun sabrının taşmasına yol açtı.
Nihayet hükümet de bu gerçeği görüp de, artık perde gerisinde yaşanılan bir takım pazarlıkların ardından, Kuzey Irak’a girdik ve başta PKK eşkiyası olmak üzere, birçok kişinin de sesini soluğunu kestik.
Yıllarca, her kış aylarında kendilerine hiç kimsenin dokunamayacağı gafleti içerisinde olan PKK eşkiyası, bu sefer karşısında son derece kararlı ve donanımlı bir Ordu görünce, neye uğradığı şaşırdı.
Kaçabilenlerin kaçtığı, kaçamayanların da bu dünyayı terketmek zorunda kaldığı bir operasyon sonucunda, bellerini bir daha doğrultamayacak bir şekilde derslerini aldıkları da gözleniyor. Ama bu arada, operasyon sırasında şehit olan aslan gibi Mehmetçiklerimiz için de yüreğimiz kan ağlıyor. Onlar, kendilerinden öncekiler gibi, bu ülkenin dirliği, birliği ve beraberliği için şu an cennetin en güzel köşesinde gurur içerisinde bulunuyor.
Öte yandan, bu ülkeyi parçalamak için ellerinden gelen çabayı gösteren PKK eşkiyasının Meclis’teki uzantıları da, karalar bağlamaya başlamışlar. Baksanıza etekleri tutuşmuş gibi feryat figan ediyorlar. Bize göre eşkiya, onlara göre gerilla olan, ama bu ülkenin dibine dinamit koymak için şartlandırılan zavallılara sahip çıkabilmek için, operasyonlar bir an önce durdurulması isteme cüretinde dahi bulunuyorlar. Hem de hiç utanmadan ve sıkılmadan.
Üstüne üstlük bu ülkenin parası ile karınlarını doyuran bu zavallılar bir de tehdit üzerine tehditler yağdırıp, büyük şehirlerde intikam alacaklarını da söylemekten kaçınmıyorlar.
Ve asıl üzüldüğüm ise böylesine fütursuzca konuşan bu eşkiya bozuntularının uzantılarını, bu ülkede susturacak bir güç yok mu?
Laikliğe karşı diye parti kapatmaya kalkanlar, birlik ve beraberliği bozanlara karşı neden böylesine sessizlik içerisinde kalırlar, anlamak mümkün değil. Yoksa bu ülkenin birliği, laiklikten daha mı önemsiz?
Ordunun eşkiyaya yaptığını, millet de içindeki hainlere yapmadan gereken önlem alınmalı...