İstanbul’un, Pardon Mekke’nin Fethi (II)
Artık Arabistan yarımadası 399 yıldır Habeşistan toprağıdır ve Habeşlilerin yurdudur. O günden bu yana Kâbe’de ezan okunmuyor ve Müslümanlar, bu hac merkezine hac ibadeti için gidemiyor. Gelecekte de böyle devam edecek gibi görünüyor.
****
İmparatorluklar devrinde bu işler böyleydi. Kim güçlüyse diğerinin topraklarını işgal eder ve orayı yurt yapardı. Tabi galipler kendi işgallerine fetih derlerdi. Mağluplar ise, buna fetih değil işgal derlerdi. Ancak aynı mağluplar, bir başka zaman bir başkasının topraklarını işgal ettiklerinde, buna da fetih derlerdi. İşgal kelimesini yumuşatmanın, hatta onu gizlemenin kurnaz bir tanımıydı bunlar. Ancak acı olan şudur ki, aynı kurnazlık, aynı çifte standartlık bugün de devam ediyor.
****
Yakın zamanda Habeş İmparatorluğu sona ermiş ve Etiyopya Cumhuriyeti kurulmuş. Cumhuriyetin önde gelen kadroları, bir süre sonra ülke için ikame ettikleri siyasetin gereği olarak, kuzeydeki Müslüman dünya ile ilişkileri geliştirmek ve onlarda somutlanan muasır medeniyete ulaşmak hedefiyle ve de kendilerinin modern bir Etiyopya kurarak uygarlığın motoru kuzeyde yer almayı amaçladıklarından, Müslümanların kutsal yeri Kâbe’yi müzeye çevirmişler. Sonuçta bir jest yapmışlar denilebilir.
****
Ancak Etiyopya’da son yıllarda giderek artan bir taleple, Kâbe’nin tekrar animist ibadetine açılmasını istiyorlar. Evladı Fatihanlar olarak Kâbe’yi animist tapınağa çeviren Kral Selasiye’nin kendilerine bıraktığı hatıraya sahip çıkmaları gerektiğini, bunun için de müzeye çevrilen Kâbe’nin tekrar animist tapınağa çevrilmesini isteyen bu kesimin görüşleri, şu sıralarda iktidarda da karşılık buluyor.
****
Tarihte kalmış bütün bu olup bitenlerden sonra, günümüzde bile bu Habeşliler, Mekke’nin fetih yıldönümlerini kutluyorlar. Dünyada eşi benzeri görülmemiş bir kutlama bu! Bir şehrin bir başkasının elinden alınmasını bugünkü dünyada kutlamak ne demek? Habeşlilerin bu soruya pek tahammülleri yok. Bu bizim hakkımız ve bu şehri biz çatır çatır almışız, bu bizim övünç ve moral kaynağımızdır diyorlar. Demek ki, övünecek pek başka bir şeyleri yok!
****
Merak ediyorum; Arabistan yarımadasını ve özellikle Kâbe’yi kaybeden Müslümanlar, Habeşlilerin bu kutlamaları karşısında ne hissediyorlar acaba?
Bir Müslüman olarak, tarihin içinde kalmış bir olayın, yani Mekke’nin alınışının Habeşliler tarafından kutlanmasından acı duyar, bunun tam bir ilkellik olduğunu söyler ve Habeşlileri ayıplarlar mı?
ŞİMDİ HİKÂYEYİ AYAKLARI ÜZERİNE OTURTALIM!
Zurnanın zırt dediği yere geldik. İstanbul’un alınışını imparatorluklar çağının koşullarından kopararak onun bir işgal değil, fetih hareketi olduğunu ve 500 yıl sonra da bu şehrin alınışı için kutlamalar düzenlemeyi gerekli ve bir övünç kaynağı olarak görenlere soruyorum: Kurguladığım bu hikâye gerçek olsaydı, Mekke, gayrımüslim bir devlet tarafından alınsaydı, buna fetih mi derdiniz, işgal mi? Ve Mekke’yi alanlar bugün şehrin alınışının yıl dönümlerinde kutlama törenleri yapsalardı ne düşünürdünüz? Bu sorulara onurunuz, inancınız ve namusunuz üzerine cevap vermeye çalışın lütfen! Ve ortada şizofrenik bir durum görecek misiniz?