İstanbul’da Şeytanın Dostları Toplantıları
Yüzyıllarca barışın, adaletin kardeşliğin huzurun ve güvenin merkezi
olan İstanbul
tarihin en karanlık dönemini yaşıyor. Kardeşi kardeşe düşüren fitne
tohumlarının atıldığı fitne husumet ölüm yıkım kararlarının alındığı merkez
üs* haline getirildi.
ABD-İngiltere Fransa şer üçgeni; 100 yıldır doyamadıkları Müslüman
kanını, ne yazık ki devşirdikleri *münafık ve fasıklar gürühu sözde İslamcı
işbirlikçilerle* bir kez daha dökmeye kararlılar.
Haçlı ittifak Bizanslaşan Türkiye merkezli toplantılarla zehirlerini
kusuyorlar, ölüm kusmaya devam ediyorlar.
Libya fesatlık kaos planı, İstanbul'da yapıldı uygulandı. İzmir NATO
üssünden kalkan NATO ABD-İngiltere-Fransa uçaklarının bombaladığı, yakılıp
yıktığı Libya'da, petrol şer güçlerin eline geçti ama kardeş katliamları
devam ediyor!
Şimdi de ne kadar şeytan dostları varsa bir araya geldiler. Yine İstanbul
da Suriye toplantısı yapıldı. Dostlar toplantısı diyorlar oysa ölüm ve
yıkım toplantısı yaptılar.
Ne kadar kan içici vampir varsa sırıtarak İstanbul toplantılarını organize
ettiler, toplandılar.
Gerçek dostları şeytan ise çıkardığı yeni fitne ile sevinçlidir muhakkak.
Bölgeden kim ne istiyor?
Açıklamalar; tarih bilgisinden mahrum zihniyeti bozuk tiplerin
hezeyanı değil
de nedir ki?
Arap baharı yaşatılan ülkelerin petrol kaynakları,çıklamalar;
toplantıullanıy-line geçti, din istimasrı yaparak haksızlıkla insları
katlednelerdir. batılıların eline geçmiş, kardeş kardeşi öldürmüş,
öldürmeye devam ediyor. Kentler yakılıp yıkılmış, hala halk diyorlar. Hala
utanmadan barıştan, huzurdan, refahtan, güvenden bahsediyorlar.
Bu ne pişkinlik.
Ölenler, özgürlükleri ve onurları için mi canlarını feda ediyor. Utanmadan
bir de katil çapulcu Suriyelileri rahmetle yad ederek, yakınlarına baş
sağlığı dileyip yaralananlara da acil şifalar temennisinde bulunuyorlar.
Ne zamandan beri, İngiliz Fransız Amerikan vahşi kan içicilerinin
ajanlığını yapanlar rahmete layık görülüyor?
Ne zaman ki; İngiliz-Fransız fitne tohumları ekildi, Osmanlı hakimiyetini
kaybetti. Bölge, kan, savaş, yıkım bölgesi haline geldi.
Bugün Türkiye'nin zavallı çaresiz işbirlikçi gurühu, Türkleri
katledenlerle birlikte bir kez daha bölgede Müslüman kanı dökülmesine rol
alıyor
Yazık hem de çok yazık.
Yine utanmadan, uluslararası toplum deyimini kullanıyorlar.
Kimdir bunlar? Batının despot devletleri yani ABD-İngiltere Fransa şer
üçlüsü. Şeytanın çağımızın temsilcileri. Ve bunlarla birlikte hareket eden
Türkiye.
İstanbul'daki toplantı; Suriye'nin dostları toplantısı değil şeytanın
dostları toplantısı daha uygun.
Afganistan, Irak, Sudan, Yemen, Mısır ve Libya'nın yaşadığı acı, Suriye'de
yaşatılıyor.
Değişim diyorlar, reform diyorlar, demokratik hakların teslim edilmesi
diyorlar. özgürlüklerin önündeki engelleri kararlılıkla kaldırılması
diyorlar.
Bunun için de dostça ve kardeşçe telkinlerde bulunduk, diyorlar.
Diyorlar ama dediklerinin anlamının kan, gözyaşı, yıkım demek olduğunu
sinsice ve haince çok iyi biliyorlar.
Türkiye de ise akıl tutulması yaşanıyor.
Bölgede yaratılan kaos devam edecek. Kaos aşamasında son ülke Türkiye'dir.
Hala gaflet dalalet ve hıyanet içinde olanlar var.
Bugün buradan, şeytanın dostlarına karşı vereceğimiz mesaj, net ve
kesindir.
* *
Bizler, Suriye ile ortak bir tarihi, ortak bir kültürü paylaşıyor,
sınırın iki yanındaki akraba topluluklar olarak yüzyıllardır barış içinde,
kardeşlik hukuku içinde varlığımızı idame ettiriyoruz.
* *
İngiliz-Fransız-Amerikan katillerine ve işbirlikçi münafık fasık sözde
Müslümanlara karşı mücadele eden en acımasız saldırılar karşısında
olağanüstü mücadele veren kahramanları da buradan bir kez daha
selamlıyorum.
Dünya'nın her yerinde, Ortadoğu coğrafyasında özgürlük mücadelesi veren *Ademin
çocuklarına, kardeşlerimize*, asla yalnız olmadıklarını, asla kendi
kaderlerine terk edilmeyeceklerini buradan bir kez daha hatırlatmak
istiyorum.
Yapılması gerekenler yapılacaktır.
Günün Sözü: İnsanların en aşağılığı din istismarı yaparak haksızlıkla
insanları katledenlerdir.