İstanbul AK Parti’ de Başarısız Yönetim
İstanbul AK Parti’de rehavet değil, başarısız bir yönetim vardır
AK Parti İstanbul İl Başkanı Aziz Babuşçu’nun düzenlediği basın toplantısını konu ettiğim köşe yazıma tepkiler devam ediyor; aynen aktarıyorum:
Gerçek Gazetesi köşe yazarı Sayın Ali Tarakçı'nın kalemine aldığı bu basın toplantısında önümüzdeki günlerde gerçekleşecek olan AK Parti İstanbul il kongresi de dile getirilmiştir.
29 Mart yerel seçimlerinde dersler çıkartarak, yurttaşların yönetimi örtülü olarak uyardığını ifade etmiştir.
Sayın Babuşçu, 29 Mart yerel seçimlerinde almış oldukları başarısızlığın faturasını halkla ilişkilerinin nerde eksik olduğunu, teşkilatın kendine duyduğu özgüvenden rehavete kapıldıklarına çıkarmıştır.
Bu rehavetin adı, başarısız bir yönetimdir. İstanbul'un her ilçesinde AK Parti'nin il yönetimi olarak, siyasal boşluklarını da sayın Babuşçu, böylelikle itiraf etmişlerdir. AK Parti il yönetiminde ve ilçe yönetimlerinde ki, parti içerisinde birbirini çekemeyen, ayak kaydırma oyunları ve dedikoduların da nedeni olduğunu evet söyleyebiliriz. Bunun da nedeni il yönetiminin, parti içerisindeki irade zayıflığıdır, 'herkes yönetici olabilir, fakat herkes lider olamaz.'
Gerçek Gazetesi köşe yazarı sayın Ali Tarakçı 28 mayıs 2009 tarihinde ki köşe yazısında 'örtülü uyarıya' yapmış olduğu yorumları ise şöyle ifade etmiş:
Örtülü uyarı, belediyelerde yapılan yanlış uygulamalardan kaynaklanıyor muydu?
Hayır yapılan yanlış uygulamalardan dolayı değildir. Çünkü kaybedilen belediyelerde elle tutulan yanlış uygulamalar olmamıştır. Kaybedilen her belediye hizmet için ilçelerinde başarılı bir hizmet dönemi geçirmiştir. Bunun örneği Silivri’deki, hizmet bedeli 700milyon TL'dir. Çatalca, Adalar, Kartal, Maltepe, Sarıyer ilçelerinde de yine aynı hizmet dönemi yaşanmıştır. 29 Mart yerel seçimlerinde bu ilçelerin kaybedilme sebebi il ve ilçe teşkilatlarının siyasal boşluğu ve acemice bir seçim sürecinden kaynaklanmıştır.
Sayın Ali Tarakçı'nın, diğer örtülü uyarıdan anladığı ise şöyleydi: "AB çizgisinden sapma, özellikle yaşam standardı yüksek, eğitimli, kültürlü kesimin var olanı yitirme korkusundan kaynaklanıyor olamaz mıydı? Büyüme döneminin konjektürel durumu ile küçülme döneminin konjektürel durumunu karşılaştırmak gerekmiyor muydu? AK Parti'nin en yüksek tavan yaptığı, 2007 seçimleriydi? Neden çünkü AK Parti mağdurdu. E-muhtıra, Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanlığının engellenmesi, 367 çoğunluk şartı, partinin kapatılmak istenmesi gibi nedenler partinin yükselmesine neden olmuştu…"
AK parti hükümeti, AB çizgisinden hiç sapmamış aksine büyük reformlara imza atmış, AB sürecinde müzakerelere başlamış ve çok büyük yol kat etmiştir. Hükümetimiz milli değerlerde var olan hiçbir şeyi yağmalanıp talan edilmesine izin vermemiş, Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan daha iyi değerlendirilmesi ve verim alınması adına köklü değişimlere gitmiştir.
Konjektürel durumda da hükümetimiz ülkemizde istikrar sağlamış iç ve dış ticaret hacmi, gayri safi milli hasılanın yükselişi faiz ve dövizin ülkemizde ki pozisyonu 7 yıldır istikrarlı bir şekilde dengede tutulmuştur. Hortumlar kesilmiş batık bankaların sonu gelmiştir.
AK Parti'nin, 2007 de almış olduğu % 47 oy oranına gelince; AK parti mağduru oynamamış bütün milletin iradesi mağdur edilmiştir. Cumhurbaşkanımız sayın Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanı olmaması için Türk milletinin iradesine ipotek koymaya çalışan AK parti karşıtı zihniyetini temsil eden CHP ve diğerlerinden kaynaklanmıştır. Türk milletinin de CHP'ye ve benzer zihniyetlere 2007 seçimleri tokat gibi cevaptır.
Türkiye'de iktidarı, İstanbul seçim sonuçları belirliyor!
Önümüzde ki kısa bir süre içerisinde gerçekleşecek olan AK parti İstanbul İl Başkanlığı Kongresi, 2011 genel seçimlerinin sonucunu etkileyeceğini öncelikle bilmeliyiz Çünkü Türkiye'de iktidarı, İstanbul belirliyor. 2006 yılında yapılan il kongresinde aday olan Sayın Metin Külünk beyin, AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın isteğiyle, sadakatinden dolayı adaylıktan çekilmiş olmasıdır.
Metin Külünk bey ve teşkilat tabanı, hiçbir zaman görev istenmez, görev verilir ve üstlenilir mantığıyla hareket etmiştir. Bu kongrede adaylık sürecinde de, teşkilatçılığın ruhunu benimsemiş İstanbul'u koltuktan değil, sokaklardan dinleyerek, İstanbullular'ın ve teşkilat tabanına çözüm üretme ve mücadele etme anlayışını il teşkilat başkanlığı ve il başkan yardımcılığı görevinde vede diğer zamanlarda bir sade üye olarak, teşkilatın hiçbir biriminde görev almamasına rağmen partinin başarısı için çalışmalarında göstermiştir.
İstanbul'un ve AK Parti'nin,
Metin Külünk'e ihtiyacı var!
İstanbul'da AK Parti'nin sayın Metin Külünk beye artık ihtiyacı vardır. İl başkanlığının ve tüm ilçelerdeki teşkilatların yeniden eski ruhuna kavuşabilmesi için, 29 Mart yerel seçimlerinde ki siyasi boşluğu ortadan kaldırmak için AK Parti'nin İstanbul'da Metin Külünk'ten başka bir şansı yoktur.
Bizler taban ve gençlik olarak Metin Külünk beyi İstanbul İl başkanı olarak görmek istiyoruz. Partinin yöneticiye değil, İstanbul'da bir lidere ihtiyacı vardır. Parti içerisinde ki adaleti ve özgüveni yeniden yakalamak adına teşkilatçı, şeffaf, dürüst, adaletli ve liderliğiyle sessiz yığınların sesi olan İstanbul'un küçük abisi sayın Metin Külünk'ün, bu kongrede AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan'ın, işaretiyle il başkanı olacağından, AK Partililer'in ve gönül verenlerin şüphesi yoktur.
Teşkilatlarda ve sokaklarda artık "METİN OL İSTANBUL" sloganıyla Metin Külünk sevenleri çalışmaktadırlar.