İsrail Vahşetine Verilecek Tepki Akılcıl Olmalı
Filistin’e insani yardım amacı ile yola çıkan gemimiz, İsrail askerleri tarafından hem de uluslararası sularda zorba bir şekilde durdurulmak durumunda kaldı. Ölen insanlarımız anısına yapılan gösteriler, İsrail aleyhine yapılan nefret dolu sloganların atıldığı mitingler. Türkiye şu günlerde zor günler geçiriyor. Saldırının gerçeklemiş olduğu gece, hem de Akdeniz bölgesinde Pkk terör örgütü tarafından ilk kez deniz kuvvetlerinin üssüne saldırılması tesadüf eseri olarak nitelendirilemez.
Müttefik olarak nitelendirdiğimiz ülkeler dahilinde, birçok ülkenin politik strateji gereği bilindiği üzere Pkk terör örgütüyle açık olmasa da örtülü yoldan yakınlığı ve alışverişinin olduğu gerçeği önümüzde duruyor. Bu konunun varlığı bilinirken, bu sorunu en başarılı şekilde kaşıyabilecek derecede istihbarata sahip olan bir İsrail ile savaş senaryoları üzerinde durulması abesle iştigal geliyor bana. Öyle ki insansız savaş uçaklarımızı bile temin ettiğimiz bir ülkeyle olası bir askeri karşılaşmadan söz ediyorsak. Bugün kamuoyunu yokladığımızda göreceğiz ki, insanlarımızın politik süreci bir kenara atarak, ülkemizin içinden çıkılmayacak derecede bir cehennem kaosuna sürüklenmesi ihtimalini hesaba katmadan kahramanlık senaryoları kurmaya başladığını görebiliriz. Ne yazık ki işler bu kadar kolay yürümüyor artık. Hele ki günümüz dünyasında. Ortadoğu’nun yaramaz çocuğu olarak nitelendirilen İsrail’in, coğrafi olarak mahallenin ağabeyleri olarak nitelendirilen Araplara çektirdikleri göz önünde bulundurulduğunda, hiçbir Arap ülkesinde görülmeyen duygusallığın yarattığı yüksek sesin vatanımızda yaratacağı zararlar aşikar. Elbette ki bölgenin ve dünyanın en güçlü devletlerinden biri olan ülkemiz mağdur duruma düşürülmüştür. Uluslararası düzeyde, ki bana göre yetersiz kalan girişimler konunun netleşeceği şekli gözler önüne serecek.
İsrail özür dilememe konusunda gayet açık ve net. Yapılan saldırıyı meşru olarak nitelendirmek adına yaptıkları kamera çekimleri de bana göre bunun en önemli kanıtı. Bizim burada ki en büyük eksimiz ise, tamamiyle insani yardım amacıyla o gemide bulunan insanlarımızın eli silahlı askerlere sopalarla saldırmasıdır. Her ne kadar yapılan baskın haksız da olsa, olay uluslararası sularda vuku bulsa hatta insanımız meşru müdafaa haklarını kullanmış olsalar dahi. Bundan sonra yapılacaklar elbette ki merak konusu. İsrail’le askeri ilişkiler dahil her türlü ilişkinin kesileceği, arada oluşan bu uçurumun yıllarca kapanmayacağı senaryoları ortalarda dolaşıyor. Bizler ülkemizin dinamizmine, potansiyeline sonuna kadar güveniyoruz elbette. Bir askerine zarar geldiğinde bir ülkeyi yerle bir edecek düzeyde şiddete başvuran bir ülke karşısında, gerektiğinde dünyaya diz çöktürmeyi kafaya koyabileceğimiz gerçeğini elbette ABD, AB’nin yanı sıra tüm dünya biliyor. Fakat bizler yine de olayları mantık çerçevesinde değerlendirmeli, tespit ve önlemlerimizi ona göre almalıyız. Şu unutulmamalıdır ki Ermeni soykırımını tanımayan bir İsrail’in bu konuyu değerlendirmeye alması, Güney Kıbrıs’a filo göndererek Kuzey’de bulunan Türk askeri varlığını protesto edecek konuma gelmesi hiçbir şekilde yararımıza olmayacaktır…
Türkiyede milli gelir 15000lere gelene kadar israil sopasını bu millet daha çok yiyecek.
Haziran 8th, 2010 at 09:16lobimiz yok,zengin değiliz,yıllarca uyumuşuz.
herkes yüreğine ateş basarak bir süre daha bu kanlı olayları seyretmeye devam edecek.
ekonomik problemin çözümü askeri ve politik olamıyor ne yazık ki.
eşeği kaybettiğimiz yerde aramayı deneyelim ...
Burada bir tek şey söyleyeceğim!İnsan topluluğunun bulunduğu her yerde vahşet vardır!Her bir insanın bilinç altında öldürmeye-katletmeye hazır bir canavar çöreklenmiş olayın meydana gelmesini beklemektedir ki saldırsın:Aslolan bunu bilmek ve kontrol etmektir.İnsan hala bir sürü hayvanı gibi guruplar halinde olay mahalline akar.Olayı henüz irdelemeden saldırır çünkü o bilinçaltındaki canavar tatmin edilmelidir.Hani linc'i gibi.Bilir bilmez saldırır.Olay tam da bu noktadadır.Olayı bildiğiniz ,saldırganlığınızın farkına vardığınız zaman onu engelliyebiliyorsanız işte o zaman vahşet bitecektir.Şimdi:1Osmanlı zamanında şimdi İsrail'in poposunu yerleştirip etrafa korkudan dehşet saçtığı o topraklar bizim tapulu malımızdı.Aç gözlü Filistinli'ler bizden gizli gizli o toprakları İsrail'lilere sattılar mı?Sattılar yani bize ihanet ettiler.İkincisi o zaman diliminde Furkan denilen çocuğun okulunda olması gerekmiyor mu?Gerekiyor,ne arıyordu o ölüm gemisinde?Üçüncüsü ülkemizin doğusunda halkta açlık kol gezerken nedir bu ülkede kazanılanı bu ülkeye harcamamak?Doğuda çocuklar yalınayak 8km karların içinde okullarına hergün binbir çile ile gidip gelirken hiç bir allahın yitik beyinlisi şu çocukların yıkılan köprülerini tamir ettirelim yada birkaç kar motoru alalım da çocukları okula taşısın demiyor,acımıyor o çocuklar bizim-hey!o çocuklar bizim Oğuzların Turani boyundan olan kürtler bizim öz be öz soydaşımız.Duydunuz mu kardeşi ölen bir kürt çocuğu askerlik yapıyor o gün yemek yemedi diye teğmeni,askeri yere yatırıp hırpaladıktan sonra askerin şakağına tabancasını dayayarak küfürlerle karışıkdiye eziyet ediyor.Bunu duyan o elleri öpülesi kürt askerin babasına; dediklerinde ben şanlı ordumu mahkemeye vermem,bana yakışmaz diyebiliyor.Biz bu insanları aç bırakıp alçak topuğa yüksek çalımla gösterişlere koşuyoruz.Bunun adı komşunda açlar çığlık atarken sen ne yapmaya çalışıyorsun!?demezler mi adama?O dağlara çıkanlar doğu aç bırakıldığı için-cahil bırakıldığı için istihdam -üretim yapılmadığı için çaresizlikten ve cehaletten kandırılarak dağlara çıkmadılar mı? Burada bir tek şey söyleyeceğim diye başlamıştım şimmdi söylüyorum daha doğrusu soruyorum;Dünyada hiç soykırım yapmamış bir topluluk-yada millet yada devlet var mıdır!?Bilen varsa gelsin!SLM:
Haziran 9th, 2010 at 14:27