İslam’ı Soldan Okumak (III)…
"Sosyalist İslamcılar” ya da “Antikapitalist Müslümanlar” konusunu daha önce iki defa yazdık... Bir defa da Teori için “İslam-Kapitalizm-Liberalizm ve sol” u ele aldık..Konuyu toparlayıp, şimdilik kaydıyla kapamak istiyorum.
Kamuoyunda, gazetelerde, internet sitelerinde, sosyal medyada bu sıfatlarla boy gösteren kimi arkadaşların ve onlara kucak açanların düştükleri handikapları daha önce yazdık.
“Peygamber de fakirdi, beş parasızdı.” şeklindeki yalanların arkasına sığınmak ve fakirliğe, yoksulluğa methiyeler düzmek, emperyalizmin ekmeğine yağ sürmektir dedik... Zira, “Peygamber'in bile beş kuruşu yoktu, senin ne haddine, fakir olduğuna şükret, cennette sana mücevherler, altınlar, köşkler verilecek.” diyerek garibanın sesini kısmak, Allah ile aldatmanın, uyutmanın bir başka yoludur. Kapitalizmi kötülemek gibi dururken, zenginin daha zengin olmasının yolunu açmaktır.
Özel mülkiyetin, mal-para sahibi olmanın tamamını yasak ilan etmek, terimlere anlamından, görevinden fazlasını yükleyerek, temel ihtiyaca bile musallat olmak, insani hasletleri yok saymaktır. İhtiyaç, esnek bir tanımdır. Bir çok parametreye göre, kişiden kişiye değişiklik gösterebilir. İnsanın beşeri özelliklerinden, sosyal-ekonomik ilişkilerden uzak teoriler ve sistemler çağın çok gerisinde kalmış, tarihin sayfaları arasına başarısız olarak gömülmüştür.
Üstelik, ekonomi bilimini, siyaset bilimini, sosyoloji bilimini tümden kaldırıp çöpe atarak, bütün bunların yerine dini ve dini kuralları koymaya çalışmak, dinin kendisinin bile kabul edemeyeceği bir hatadır.
İslam'ın ve Kuran'ın sosyo-ekonomik çizgisini daha önce yazdık.
İslam'ın getirdiği düzenlemeler, sunduğu öneriler ve koyduğu yasaklar ile, sosyal demokrasi ile bilimsel sosyalizm arasında bir yerde durduğunu ancak sadece ana çizgileri / ilkeleri belirlediğini, detayları, hukuk konusunda da olduğu gibi konjonktüre, yasalara, toplum yapısına, nesnel gerçekliğe bıraktığını söyledik.
Evet, nesnel gerçeklik... Örneğin faiz konusunda...
“İslami bankacılık” diye bir şey uydurup Allah'ı kandırmaya çalışanlara da, bankalarla her türlü ticari ilişkiyi, hatta bankaya koyacak ara sahibi olmayı bile günah sayanlara da inat; Kuran bu konuda gayet “liberal” bir tutum sergiler.
İslami sosyalistlerin ve şimdilerde İslam'a göz kırpan sosyalistlerin etik sorunlarından bahsettik...
Bu konuda son olarak; “söylem” kısmında bir-iki noktaya değinmek istiyorum.
“İslam eşittir sosyalizm” şeklinde bir tanım yapmak, yanlıştır. Böyle bir tanımın, böyle bir genellemenin, ne dinler tarihi açısından, ne din felsefesi açısından, ne ekonomi bilimi, ne siyaset bilimi... Hiçbir açıdan en ufak bir iler-tutar yanı yoktur.
Böyle bir önermenin, mantık bilimi açısından bile geçerliliği yoktur.
İkincisi, bir solcu, üstelik bir Müslüman olarak beni en çok rahatsız eden husus; kimi tavır ve söylemlerin “Müslüman” kimliğine dayandırılması...
“Müslüman olduğum için antikapitalistim.” demek, “Müslüman olduğum için solcuyum.” demek, “Müslüman olduğum için vicdan sahibiyim, Müslüman olduğum için bu düzene isyan ediyorum.” demek, sol düşünce tarihinin, devrim tarihinin, mücadele ve isyan tarihinin Müslüman olmayan, dinlere inanmayan, Tanrı'ya inanmayan bireylerini dışlamak, bir kalemde üstlerini çizmek demektir.
Meydanlara “Müslüman gençler” diye yürümek, o kortejin dışındaki on binlere “siz ötekiler!” diye seslenmektir.
Buradaki nihengi noktası “insanlık” olmalıdır. “İnsan olduğum için, insan onuruna sahip olduğum için...” diye başlayan cümleler kurulmalıdır.
Zira, en temel insani değerlere, vefaya, dostluğa, emeğe saygıya, alçakgönüllülüğe sahip olamayanın çıkıp “Müslümanım” demesinin, insan olanın gözünde beş kuruşluk değeri yoktur.
Kaan Göktaş
twitter.com/kaangkts
Hamiş : Darwin kendi teorisinin açığını bilip de, kitabın sonuna "beni eleştirenler şundan eleştirir..." diye not düşmüş ya. Bizdeki de aynı hesap; "İslam'ı Soldan Okumak" ana başlığını taşıyan üç yazımı (1, 2, 3) okuyan bazıları, çok büyük ihtimalle Teori Dergisi'nin Şubat 2012 sayısı için yazdığım ancak kapak konusunun değişmesi nedeniyle yayınlanmayan "Liberalizm, Kapitalizm ve İslam" yazımızın içeriği ile kimi çelişkiler bulmaya çalışacak, bulduklarını sanacaklardır. Birincisi, o yazı Teori'nin "Neo-Liberalizm / Yeni Sağ" teması için bir "inceleme" yazısıdır ve Hakkı Yılmaz, Edip Yüksel gibi isimlerin fikirlerine yazı içinde bolca değinilmekte, paragraf paragraf alıntılar yer almaktadır. İkincisi ise, dikkatli okunduğunda, aslında bir çelişki olmadığı, aksine görüşlerin katmanlar halinde birbirini desteklediği görülecektir.