content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

06 Oca

İslamda Küfürlü Sözler

İslamda Küfürlü Sözlere Müsaade Yoktur!

Bilindiği gibi Küfür, İslam’da iki temel anlamda kullanılmaktadır. Bunlardan birisi, dinde inanılması zarûrî olan hükümleri ve dînin kesin hükümlerinden bir veya bir kaçını inkâr etmek, kabûl etmemektir ki, bu anlamda küfrün kesinlikle yasaklanmış olduğu malümdür.

Küfrün yazımızın konusu olan diğer anlamı ise halk arasında “Sövmek” olarak da tabir edilen, medeni ortamda söylenmesinin hiç hoş karşılanamayacağı çok kötü, çirkin, terbiye sınırlarını aşan, argo ifadeleri sarf etmektir. Her ne maksatla olursa olsun bu tarzdaki küfürlü sözler de İslam’da kesin olarak yasaklanmış olup, karşımızdaki şahıs gayrimüslim ya da zalim bir kimse olsa dahi bu kural değişmez.

Bu konuda “Andolsun ki, sizin için, Allah'a ve ahiret gününe ulaşmayı dileyen ve Allah'ı çok zikredenler için, Allah'ın Resûl'ünde güzel bir örnek vardır. (Ahzab-21)” ayet-i kerimesiyle, Yüce Allah’ın örnek almamızı istediği Resulullah (S.A.V)’in davranışlarına ve sözlerine bakacak olursak, Allah Resulü’nün, İbnu Mes'ud (R.A)’dan rivayet edilen şu hadis-i şerifle konuyu genel anlamda özetlediğini görürüz: “Mümin ne ta'n edici, ne lanet edici, ne kaba ve çirkin sözlü, ne de hayasızdır’ (Tirmizî, Birr, 48.)”

Yine Resulullah (S.A.V)’in “İçinizden kim bir kötülük görürse onu eliyle değiştirin. Eğer buna gücü yetmezse diliyle (değiştirsin.) Şayet buna da gücü yetmezse kalbiyle (değiştirsin.) Bu da imanın en zayıf halidir (Müslim, K. el-tmun, Bab: 78, Hadis No: 49 / Ebıı Davud, K. es-Stılah, Bab: 24S, Hadis No: K. el-Melahim, Bab: 17, Hadis No: 4340 Tirmizi, K. el-Hlen, Batı: 11, Hadis No: 2172/İbn-i Mace, K. el-Fiten, Bab: 20, Hadis No: 4013.)” hadisinde de bir kötülüğü düzeltebilmenin etapları izah edilirken, yine küfre yöneltecek bir yöntemin olmadığı görülür. Bir kötülük ya da zulmün ortadan kaldırılması aşamasında, zalime yanlış yapmakta olduğunun açıkça ve net bir şekilde söylenmesi doğru ve uygun bir davranış olarak görülürken, hiçbir zaman bunun küfürlü sözlerle yapılması önerilmemiştir. Zaten küfürlü sözler, sarf edilen kişiyi daha çok kızdıracak ve zulme daha fazla sevk edecek olduğundan, fayda yerine zarar getirecektir. Bu sebeple bu tür sözler bir nevi boş söz anlamına gelmiş olur ve dolayısıyla terk edilmeyi gerektirir ki, Ebu Hureyre (R.A)’ın rivayet ettiği, “Malâyânîyi terk etmek kişinin İslâmlığının güzelliğindendir. (Tirmizi, Şerh-i Tuhfe, Ebvabü-z Zühd, c:6, sh: 607)” hadis-i şerifi de bunu emreder.

Yüce Allah, Kur’an-ı Kerim’de “Allah'tan başka yalvarıp-yakardıklarına (taptıklarına) sövmeyin; sonra onlar da haddi aşarak bilmeksizin Allah'a söverler… (Enam-108)” buyurarak kafirlerin tapmakta oldukları put vs. gibi varlıklara dahi küfretmeyi yasaklamaktadır. Ayet-i kerimede izah edilen bu duruma benzer bir hususu İbnu Amr İbni'l-As (R.A) şöyle nakleder: Resûlullah (S.A.V), “Kişinin anne ve babasına sövmesi büyük günahlardandır.” buyurmuşlardı. Orada bulunanlar, “Hiç kişi anne ve babasına söver mi?” dediler. “Evet! Kişi, bir başkasının babasına söver, o da onun babasına söver; annesine söver, o da bunun annesine söver! (Buhârî, Edeb, 4; Müslim, İman, 146; Tirmizî, Birr, 4; Ebu Davud, Edeb, 129.)” buyurdular. Bu ayet ve hadisler gösterir ki, sadece mü’mine değil, kafire dahi sövmek, belirtilen bu önemli sakıncaları sebebiyle dinimizde yasaklanmıştır. Sövmek ve küfürlü sözler kullanmak, aynı zamanda insana bir eziyet sayılacağından bu noktada Resulullah (S.A.V)’in “Kim bir zımmiye eziyet etse, şüphesiz ben onun hasmıyım (düşmanıyım). (Keşfü’l-Hafâ, 2: 2341)" hadisi de yine kafire sövmenin yasak olduğunu gösterir.

Ahlâk kurallarını çiğneyerek birbirlerine hakaret eden ve küfürlü sözler kullanan iki kişinin durumunu, Hz. Ebu Hureyre (R.A)’nin naklettiği şu hadisi şerif açıkça ortaya koymaktadır: Resûlullah (S.A.V) buyurdular ki: “Sövüşen iki kişinin söyledikleri(nin vebali), mazlum olan tecavüzde bulunmadıkça başlayana aittir. (Müslim, Birr, 68; Ebu Dâvud, Edeb, 47; Tirmizî, Birr, 51.)”. Sövmek konusunda, İbn-i Mes’ud (R.A)’ın rivayet ettiği “Müslümana sövmek fasıklık, onunla savaşmak küfürdür (Buhârî, Îmân 36, Edeb 44, Fiten 8; Müslim, Îmân 116 Ayrıca bk Tirmizî, Birr 51, Îmân 15; Nesâî, Tahrîm 27; İbni Mâce, Mukaddime, 7, 9, Fiten 4)” hadis-i şerifi ve Ebu Zerr (R.A)’ın rivayet ettiği “Hiç kimse, bir başkasına fâsık veya kâfir demesin Şayet itham altında bırakılan kişide bu sıfatlar yoksa, o söz onu söyleyene döner (Buhari Edeb 44)” hadis-i şerifi de konu hakkında düşündürücü hadislerdir.

Kur’an-ı Kerim’de beyan edilen “Allah, zulme uğrayanlar dışında, kötü sözün açıkça söylenmesini sevmez. Allah işitendir, bilendir. (Nisa-148)” ayet-i kerimesinde, “Kötü söz”den kasıt küfür, sövme gibi sözler olmayıp, zalime yaptığı kötülükleri açıkça söylemek ve eğer ruhen yapılan kötülüklere katlanılamayacak hale gelinmişse beddua etmektir. Yani mazlum pozisyonunda bulunan kimsenin en ağır sözü beddua olabilmektedir. Hatta Resulullah (S.A.V), karşısındaki kimselerin, beddua edilmeyi hak edecek pozisyonlarında dahi beddua etmemiş, tam aksine duada bulunmuştur. İslâm peygamberi, hayatında her türlü hakaret, aşağılanma, yüzüne karşı sövülme fiillerine maruz kalmasına rağmen, hiçbir şekilde peygamber ahlâkı çerçevesinden çıkmamıştır. Hz. Ebu Hureyre (R.A) şöyle anlatır: Resûlullah (S.A.V)'e, “Ey Allah'ın Resûlü! Müşriklere beddua et, onları lanetle!” denilmişti. Şu cevabı verdi: “Ben rahmet olarak gönderildim, lanetleyici olarak değil! (Müslim, Birr, 87.)”

Yüce İslam’da, hangi durumda ve kime karşı olursa olsun, kafire ve zalime karşı dahi olsa sövmek caiz değildir. Küfürlü sözler çirkin bir hareket olup, mü'mine ve müslümana yakışmaz.

Etiketler : , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank