“İslam’da Kadın” Üzerine Doğru Bilinen 10 Yanlış (V)
Altıncısı: Kur’an’da şahitlik ve mirasta kadın ½ yarım görüyor iddiası…
Deniliyor ki, Kuran, kadınları yarım görmektedir.
Onlara, şahitlikte yarım hak vermektedir, bir erkeğe karşılık, iki kadın istemektedir ve
yine mirasta, iki tane erkeğe bir tane kadına vermektedir, dolayısı ile Kuran, kadını, erkeğin yarısı olarak görüyor, kadın erkek eşit görülmüyor deniliyor.
Külliyen yanlış!
Kuran’da yedi yerde şahitlik konu ediliyor, bunu altısında, şahidin cinsiyeti belirtilmiyor. Mesela birinde diyor ki, zina edildiğini ispat etmek için dört tane şahit getirin. Bu şahitler erkek mi olacak, kadın mı olacak söylemiyor. Bu şahitlerin hepsi erkek de olabilir, hepsi kadın da olabilir.
Şahitlik konusunun yedincisinde, diyor ki, iki erkek, bir de kadın şahit olsun.
Buradan şu sonucu çıkarıyoruz. Demek ki, bu ayetleri gönderen iradenin, cinsiyetçilik yapmak gibi bir derdi yok. Eğer olsa idi, yedi yerde de ayırım yapması gerekirdi. Neden diğerlerinde cinsiyet bildirmiyor da, yedinci yerde bildiriyor?
Yedinci yer, borçlanma ile ilgilidir, borç yazma ile ilgilidir, konu, ekonomik, iktisadi bir konudur.
Kadın o dönemde ekonominin, iktisadın içinde değildi.
Savaşa çıkmazlar, savaşta ganimet elde etmezler, savaşta ganimet elde etmedikleri için de, adam yerine konulmazlardı; çünkü adam olmanın (insan olmanın) yegâne geçer akçesi, bir atın üstüne binip, kılıç sallayıp ganimet getirmekti; kadınlar savaşa çıkmıyor, tam tersi, savaşta esir alınıyorlardı.
Dolayısı ile bu, konunun uzmanı olmayan bir kişi ile konunun uzmanı olan iki kişi şahit olsun demektir. Diyelim ki, bir tane konunun profesörü ile yoldan geçen herhangi üç kişi buna şahit olsun demek gibidir.
Böyle dediğimde, profesörü diğer üç kişiye üstün gördüğüm, onları eşit görmediğim anlamına mı gelir; hayır, olay bunu gerektiriyordur, hepsi bu.
Konuyu bilenle bilmeyenin eşit olmaması, hak bakımından eşit olmamak değildir, bilmek ve bilmemekle ilgilidir.
Miras konusunda da durum böyledir.
Kadınlar mirastan hiç pay alamamaktaydılar. Kuran diyor ki, kadınlara da mirastan pay vereceksin, bu ayet üzerine erkekler küplere biniyor. Bu miras işi nasıl olacak, ihtiyacı olana vereceğiz, şeriatın maksadı budur, Kuran’ın ne yapmaya çalıştığı önemlidir. Bakacağız, kimin bu mirasa ihtiyacı varsa ona vereceğiz, kadın daha çok ihtiyaç sahibi ise ona, erkeğinki çoksa ona vereceğiz, cinsiyet ayrımı yapmayacağız. Kuran’da anlatılmak istene tam da budur.
Yedincisi: Peygamberin, altı veya dokuz yaşındaki Ayşe ile evlendiği iddiası…
Doğru bilinen yanlışlardan bir tanesi de budur.
Buradan yola çıkılarak deniliyor ki, İslam Peygamberi, çocuk yaşta bir kızla evlenmiştir, yaşı altı idi veya dokuz idi diyorlar. Bu, iki açıdan yanlış; bunu ispat ediyoruz. Bir, matematiksel açıdan: Hz. Ayşe ve ablası Esma, ikisi, Hz. Ebu Bekir’in kızlarıdır. Esma, yüz yaşında, yetmişüçüncü hicri yılda ölmüştür. Yani, Medine’ye geldiklerinde, 100-23=27 yaşındadır. Ayşe, Esma’dan on yaş küçüktür, yani 17 yaşındadır, en az 17 yaşında.
İkincisi, o zamanlar Araplar arasında bir gelenek var. Araplar kadınların yaşını, dünyaya geldiklerine göre değil, ay hali gördükleri, regl oldukları yıla göre söylerlerdi. Ayşe, Peygamber benimle evlendiğinde, 6. veya 9. yılımdaydım demesi, Peygamber benimle evlendiğinde, aybaşı hali görmeye başlayalı 6 veya 9 yıl olmuştu demektir. Dolayısı ile Ayşe 12+6=18 veya 12+9=21 yaşında demektir.
Peygamber, Ayşe ile evlendiğinde, Ayşe en az 17 veya 21 yaşındadır.
Ayşe, genç bir kızdır ve Peygamberden önce de başka biri ile nişanlılık dönemi geçirmiştir.
Peygamberlik inince, “Ayşe’nin babası (Ebubekir) dinimizden çıktı” diye Ayşe’nin nişanı bozuluyor, bundan sonra Peygamber ile evleniyor. Yani Ayşe, başından nişanlılık geçmiş bir yetişkindi, çocuk değildi.(Devam edecek)
ATATÜRK KÖŞESİ
Ey Millet Allah birdir ve vardır..
DÜŞÜN-TAŞIN
Ben bana Kur’an geldikten sonra sizin taptıklarınıza tapmaktan men edildim…(ayet)
AFORİZMALARIM
Bin kez düşüp bir kez ibret almayana insan denmez!..