content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

12 Mar

İslamda İlk Savaş, Örtü Yüzünden Çıkmıştır

Gonca Yayınları arasında bulunan,  Ramazan El Buti’nin FIKHÜS SİYRE isimli eserin, 238. sayfasında  önemli bir bölüm  yer alır. 9. baskısı yapılan Hasan Çalışkan kardeşimizin de ÖRTÜNME VE ÇIPLAKLIK isimli eserine koyduğu, bu önemli vesika, bilgi/belge  herkes tarafından iyi bilinmelidir.

“O tarihlerde bir Müslüman Arap kadını, bazı şeyler satmak üzere Kaynuka Oğulları (Yahudilerin) pazarına gidip. Satacağını sattıktan sonra Yahudi bir kuyumcunun dükkânına alış-veriş için girdi. Orada bulunan Yahudiler, kadının yüzünü açmak istedilerse de, kadın buna diretti. Yahudi kuyumcu, kadının elbisesine asılarak, yırttı. Kadının edep yeri göründü. Yahudiler gülüşmeye başladılar. Hicâbı parçalanan kadın feryat etti. O sırada, oradan geçen bir Müslüman, Yahudi kuyumcuyu öldürdü. Yahudiler de o Müslüman’ı öldürdüler. Bunun üzerine Resûlulllah Yahudileri kuşatma altına aldırdı. Yahudiler teslim oldular. Peygamberimiz onları Medine’den çıkardı.”

İnsanlık tarihinde, bunun gibi daha nice ibret verici olaylar mevcuttur. Hak ile batılın mücadelesi Kıyamete kadar devam edecektir. İnanç ve hicâbın haysiyetini korumak, iman esaslarından taviz vermemek için canlarını feda eden, şehitlik rütbesini kazanan, emperyalist güçlere karşı dev abidelerle yükselen ve yücelen şahsiyet ile olaylar, tarihte bizim yüz akımızdır.İstiklal Harbinde, açılan örtüsünü bir yandan  örterken, öte yandan nem kapmasın diye cepheye taşınan mermilerin üzerine torununun yorganını açan ana ile Müslüman kadının örtüsüne el uzatan Fransız gâvurlarına mermi sıkarak Maraş Müdafaasını başlatan sütçü İmam, Bayburt Kop geçidinde Ermeni ve Rus çetelerine karşı şehit düşen nice Evlâd-ı Fatihan, Erzurum tabyalarına yalın ayak koşan Nenehatun, Antepli Şahin, Kara Fatma, Gobuk Emine, Anşa Ana, Van Zevede namuslarını teslim etmemek için, kendilerini göle ve kuyulara atan ana,bacı, gelinler gibi daha niceleri, aynı değerlerin, inancın ve hicabın timsali, âbidesi, sahibi değil midir? Yalan söyleyen tarih, bunlar için yalan yazabilir mi?

Bugün dünya üzerinde; Cezayir, Fas, Tunus, Irak, Mısır, Filistin, Suriye, Afganistan, Türkistan, Kerkük, Azerbaycan, Arabistan, Kuveyt, Libya vs. ülkelerde, aynı inanç ve hicabın kavgaları, mücadeleleri, ölümleri verilmiyor mu?

Örtünme emri farz olup, inkârı küfür demektir. Örtünmenin sayısız faydaları, çıplaklığın zararları sayılamayacak kadar çoktur. Tahrif edilen, muhannes olan İncil ve diğer hak kitaplarda örtünme farzdır, aksi düşünülemez. Kitab-ı mukaddeste yer alan: “Başı örtüsüz olarak dua eden, başını küçük düşürür. Eğer kadın örtünmüyorsa, saçı da kesilsin; fakat, kadın saç kesmek, yahut traş olmak ayıp ise örtünsün. - Tekvin.bap.24- …ve Rebeka peçesini alıp, örtündü.”

Örtünmenin tıbbi, sosyal, eğitim, ekonomik ve psikolojik yararları da çok fazladır. 1962 yılında Birleşik Amerika’nın 35. başkanı J. Kennedy’in Amerika halkına seslenişi, tarihi bir ibret vesikasıdır, bakınız: “Amerika’nın geleceği tehlikededir. Bu ülkenin gençleri manevi değerlerinden çözülüp, şehvet bataklığında gark olmak üzeredir. Üzerlerine düşen sorumluluğu taşıyacak güçte bulmuyorlar. Askere alınmakta olanlarından her yedi gençten altısının elverişli olmadığı ortaya çıkmıştır. Daldıkları şehevi şeyler, cinsel konular onların liyakatini (yeteneklerini) ifsat edip tıbbi ve nefsi yapılarını yıkmıştır.”( Kaynak: İslam’da Aile Eğitimi, Abdullah Ulvan, Uysal Yayınları, 1/224)

Başörtüsü hakkında bir kanun yoktur. Temel hak ve hürriyetler ilkesini ihlal olup, din hürriyetine aykırıdır. Evrensel laiklik ilkesine ters düşer.Atatürkçülük ve Cumhuriyet ilkeleri perde arkasında, başörtüsü düşmanlığı bilerek yapılmaktadır. Demokrasi varsa, bütün ilkelerinde başörtüsü yasağı yoktur.

Diyanet İşleri başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulunun: 30.12.1980 Tarihli, 77 nolu kararı, tarihi bir vesika olarak okunmalı, ele alınmalı,  8 maddelik kararın çerçevesi yapılmalıdır.

Çekin başımızdan ellerinizi.

Dediniz “çıkacak başınız başörtünüz”

Alın öyleyse onunla yüzünüzü örtünüz”

Diyen Arif Nihat Asya’nın mısraları, örtü düşmanlarına güzel bir cevaptır.

Kur’an’dan  bihaber, hayatında ahkâmı ile âmel etmemiş, söylenenleri duymamış, kitabını açıp bir gün okumamış, bir gün camiden içeri girip va’z dinlememiş, alimlerin sohbetlerine katılmamış, ilahi  emirlere uymamış niceleri bi zahmet: Ahzap, 33/53-55, A’raf.26-27, Nur. 24/60, Nahl. 81. ayetlerle, Peygamberimizin sayısız hadis-i Şerifini okusunlar. Cüce beyinlerine göre  fetva vermesin, ahkâm kesmesinler. Bırakın dekolte giymeyi, örtünmenin farz olduğunu göreceklerdir.

Ahzâb Suresi, 33. ayetinde yer alan: “(Vakar ile) evlerinizde oturun. Evvelki cahiliye devri kadınlarının kırıla, döküle süslerini göstere göstere yaptıkları yürüyüşü gibi yürümeyin.” İlahi emrini bir kere daha okuyalım, bir kere daha gözden geçirelim, bir kere daha asrın kaosundaki halimize bakarak ne diyelim?

Kadın anadır, kadın temeldir, kadın nesil devamının tek varlığıdır, kadın ana olursa, Cennet ayakları altındadır. Peygamberi doğuran ana, Fatihleri de doğurmuş, İstiklal Harbinde cepheye ayakları  çıplak mermi taşımış, ellerini kınaladığı oğlunu askere göndermiştir. Müslüman kadını, anayı İslami temel değerlerden koparamazsınız, koparırsanız toplum böyle olur. Sadece Bursa’da 2010 yılında yedi binin üzerinde ailenin boşandığı acı gerçeğinde, ana ve kadını nereye koyacaksınız? İnternet cafelere kadar giren porno sitelerini seyreden sayısız genci, zina yapmaktan nasıl koruyacaksınız? Bunun adına; medeniyet, laiklik, demokrasi, çağdaşlık, bilmem ne derseniz, ihanet edersiniz. Kadını ve anayı alçaltır, yerin dibine koyarsınız. Kadın ve ana korumaya muhtaçtır, yüceliği ‘hatun’ diye değerlendirilmiştir.

Bakın şu televizyon dizilerine… Kadın ve ana ne hale getirilmiş, senaryolar nasıl hazırlanmıştır? Kadını ve anayı alçaltmak/küçültmek için hazırlanan oyunlara,tuzaklara bakınız. Kanuni Sultan Süleyman’ı sözüm ona anlatan Muhteşem Yüzyıl  dizisindeki dekolte kıyafetlere bakınız. Bu kadar yalan, bu kadar muhteşem cehalet, bu kadar ahlaksızlık olur mu? Anasının baldırını göremeyen bir nesil yanında, ananın ve kadının mahrem yerlerini teşhir eden böyle bir medeniyet anlayışı ve çağdaşlık olur mu?  Örtünmeye nasıl karşı çıkar, kadının meta haline gelmesine, açılıp/saçılmasına, dekolte kıyafetler giymesine nasıl medeniyet ve çağdaşlık dersiniz?  Olup/bitenlere göz yumarsınız?

Etiketler : , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

1 Kere Cevaplanmış to “İslamda İlk Savaş, Örtü Yüzünden Çıkmıştır”

  1. 1
    Cahit KARAÇ Says:

    Örtünmek toplumun arlanma duygularına bağlıdır. Toplum ahlaklıysa yaşam çok daha kolaydır. Ahlaksız toplumda hayat ister istemez zordur. Hayatı zoralştıranlarında ne kul yanında ne de Allah yanında kadri kıymeti vardır. Allah bizleri ahlakı ve arlanma duyguları yüksek olan kullarından eylesin.
    Örtünmeyle ilgili bütün mesele ahlakidir. Yoksa siz kılın üstünü örtseniz ne olur. Örtmeseniz ne olur.

    Sen toplumu Hz. Muhammed ahlakıyla ahlaklandır. Bak bakalım, toplumda her hangi bir çirkinlik ya da kötülük oluyor mu?



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank