content

06 Tem

İslamcı Dalkavuklar ve İstismarılar

Türkiye'de ve dünyada; yalancılık, döneklik, rüşvet, yolsuzluk,
kalpazanlık, haksızlık, adaletsizlik, işbirlikçilik, en çok hangi siyasi vedini görüşte olanlarda görülüyor?

* *

İç savaş, katliamlar, yoksulluk, ayrımcılık, zengin fakir uçurumu, kadın
ayrımcılığı, ahlaksızlık, cinsel sapkınlıklar İslam ülkelerinin genel
görünümüdür.

Halk dalkavukluğu yapanlar; kelimelerle oyun oynamada üstattırlar. Nabza
göre şerbet vermek* deyimi siyasetçilerin hareket noktasıdır.

Halkın ortalama eğitim seviyesi bellidir. Türkiye'de en fazla satılan
kitaplar, batılıların yazdığı roman türü kitaplar ve bin yıl önce yazılan
İslam'a dair yorm kitaplarıdır. Bin yıldır yeni düşünür yetiştirememiş
Müslümanların akılcı değil nakilci anlayışla* aynı şeyleri tekrarlayan
zihinsel algıyla, bilim ve teknoloji üretemedikleri ortadadır.

Aşiret, tarikat ve cemaatler, sosyal hayatın kılcal damarlarına kadar nüfuz
etmiş olup, sorgusuz sualsiz *itaat/biat kültürü ile nakilci
anlayış*yaygınlaşmıştır.

İnsanlarda; okuduklarını ve dinlediklerini sorgulama alışkanlığı
gelişmemiştir.

insanlar; İslam'ın kutsal kitabı Kuran-ı okumuyor, onu yorumlayanların
kitaplarını okuyor.

İnsanlar; hacının, hocanın ve mahalle vaizlerinin yalan yanlış
söylediklerine itibar ediyor.

Bakın; 1982 yılında Müslümanlığı seçen Marksist yazar Roger
Garaudy,hayatını kaybetti. İslamcı medyanın tamamı
Garaudy Hakk'a yürüdü manşetini attılar.

Garaudy gerçekten Müslüman mıydı? Yoksa soykırım iddiası nedeniyle ceza
almamak için mi Müslümanlığı seçmişti? Yoksa saf ve iyi niyetli
Müslümanların sırtından para kazanma yolunu mu seçmişti? Yani takiyye mi
yapmıştı? Garaudy nin kitapları Türkiye'de çok sattı. Ama o bir Müslüman
olarak bilinmesine rağmen yakılmayı seçti, cesedi yakıldı.

İslamcı medya üzerinde bile durmadı. Garaudy'nin yakılmasını hiç ama hiç
dert etmediler.

Oysa;komünist hareketin önemli ismi Ali Rıza Yörükoğlu yurtdışında
cesedini yaktırmış, küllerini Büyükada'dan denize serptirmişti. İslamcı
medya tepki göstermiş ve cesedi yaktırmanın ateist adeti olduğunu yazmış,
Yörükoğlu'na öfke kusmuşlardı.

Yine; Leyla Gencer, cesedini İtalya'da yaktırmış, küllerini de Boğaz'a
serptirmişti. İslamcı medya Gencer'i linç etmiş, ceset yaktırmanın ateist
adeti* olduğunu, Gencer gibilerin halkın değerlerine yabancı olduğunu
yazmışlardı.

Roger Garaudy konusunda suskun kalanlar, ikiyüzlülüğün çelişkilerini
çaresizliğini yaşadılar.

İnsanlar; genelde sağduyu sahibidir. Ama dini konuda akan sular
durmaktadır. Siz hiç, beyinleri sorgusuz sualsiz itaate şartlanmış
insanların yanlış inanışlarını, akıl ve mantık yoluyla değiştirmeyi
denediniz mi?

Şartlanmış insanlarla; dini konularda akıl ve mantık yoluyla iletişim
kuramıyorsunuz. Hepsi adeta buzdan duvar kesiliyor. Sizi dinlemiyorlar
bile. Onlar için doğru olan, cami hocalarının ve ev sohbetlerine giderek
halkı şartlandıran, siyaset şarlatanlarının söyledikleridir.

Eğer; bak kardeşim, filan ayet şöyledir. Bu nedenle dinci siyasetçinin,
dinci akademisyenin, dinci gazetecinin ve gezici vaizin söylediği doğru
değil. Günaha girmemek için, her söylenene inanma biraz da aklını kullan,
deyince, duraksıyorlar.

Evet, okuduğunu, dinlediğini ve yaşadığını sorgulamaya alışmış beyinlerin
bazı şeyleri algılaması ve akıl etmesi için illa da mitoloji ve hurafeler
gerekmediği açıktır. Ama teorik doğrular ile hayatın gerçekleri her zaman
örtüşmüyor.

Hayatın akışı içinde din çok önemli sosyal bir olgudur. Dini alandaki
sorunlar, sorgusuz sualsiz inanmayı ve iman etmeyi gerektirir. Kötü niyetli
kişilerin, kendi siyasal ve ekonomik çıkarları için, dini alanı istismar
ettikleri ve kitleleri istedikleri gibi yönlendirdikleri gerçektir.

Müslüman ülkelerdeki gelişmelere dikkat edilirse; din adına beraber yola
çıkanların, bir müddet sonra birbirleriyle dindarlık yarışına girdiklerini
ve zaman içinde birbirlerini dinden çıkmakla suçlayıp, katli vaciptir
fetvalarıyla yoldaşlarını ve insanları öldürdükleri görülür.

Sözde laik fakat özde laik olmayan bir ülkede; tarikatların, cemaatlerin,
şeyhlerin, hocaların ve gezici vaizlerin ayetlerle yalan yanlış
şartlandırdığı kitleleri, biz ayetlere atıfta bulunmadan akıl ve mantık
yoluyla doğruyu gösterip ikna edeceğiz, dersek yanılırız. Böylece dini
alanı, bugüne kadar olduğu gibi, din tüccarlarına bırakmaya devam ederiz.

Mütedeyyin Müslümanları galeyana getirecek şekilde dini hassasiyetlere
saldırmayı laiklik zanneden zihniyet, siyasal İslam'ın, dincilerin
değirmenine su taşımaktadır.

Laikliğin sözde ve özde özümsendiği ülkelerde,hiç kimse dini istismar
etmediği için, hiç kimse de ayetlere atıfta bulunmak ihtiyacını duymaz. Ama
teorik doğrular her zaman gerçek yaşamla uyuşmuyor. Yeri zamanı gelince
dini kullanan yobazların yanlışlarını ayetlere atıfta bulunarak çürütmeye
çalışmak gerekir.

Aksi halde, sahte şeyhler, şıhlar, hacılar, hocalar bildikleri gibi
koşturmaya devam ederler. Halkı istedikleri gibi yönlendirirler, din adına
çağdaş değerlerin temellerini dinamitlerler, yerli yabancı bölücülerle
işbirliği yaparlar ve çıkarları için halkı soymaya devam ederler.

Müslümanlar; terbiyesiz, ikiyüzlü, güvenilmez ve kişisel çıkarlarının
peşinde tanımlamalarından kurtulmak zorundadırlar. Zira Kur'an ve peygamber
mesajı bunlar değildir.  

* *
İslam'ın amacı dışında istismar edilmesine karşı; İlahi mesajı, doğru ve
gerçekçi olarak ifade etmek, insanları akılcılıkla, bilimle aydınlatma her
bilinçli insanın temel görevidir.

* *

Günün Sözü; En büyük hata, zor yola, hırslı yalancı kişilere güvenerek
çıkmaktır.
 

Etiketler : , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank