İşçiye Verilen Kıdem Tazminatı Kalkıyor mu?
Ömer Dinçer’in açıklamalarına göre, ülkemizde işten ayrılan işçilerin sadece % 8’i kıdem tazminatı alabiliyor. Peki geri kalan % 92’nin kıdem tazminatı ne olacak? İşçiler bundan sonra kıdem tazminatı alamayacak mı?
Sendikaların 'kaldırılacak' diye gündeme getirdiği Kıdem tazminatı fonu, işçinin kıdem tazminatının, işveren tarafından değil de kurulacak bir kıdem tazminatı fonu ile ödenmesi üzerine kuruludur.
Hafta sonu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer ve bakanlık bürokratları ile 11-15 Eylül 2011 tarihleri arasında Haliç Kongre Merkezi’nde yapılacak “19. Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Kongresi ve Fuarı”nın tanıtımının yapıldığı basın toplantısındaydık.
Sayın bakana kıdem tazminatı fonunun ne aşamada olduğu ve sendikaların neden karşı çıktığını sordum. Sayın Bakan da, tüm samimiyeti ve iyiniyeti ile kıdem tazminatı fonuna ilişkin gelişmeleri bizlerle paylaştı.
***
Yüzde 92 kıdem alamıyor
Ömer Dinçer’in açıklamalarına göre, ülkemizde işten ayrılan işçilerin sadece yüzde 8’i kıdem tazminatı alabiliyormuş. Peki geri kalan yüzde 92’nin kıdem tazminatı ne olacak?
Sayın Bakan’ın açıklamalarına sosyal taraflardan cevaplar gecikmedi. DİSK Başkanı Süleyman Çelebi’nin seçim sonrasında kıdem tazminatının kalkacağını dair bir açıklama yaptı. Sosyal taraflar kıdem tazminatına dokundurtmayacaklarını söylüyor. Yani işçinin en büyük kazanımlarından birisi olan kıdem tazminatı kaldırılmasına müsaade etmeyiz diyorlar.
Hatta basında “uzmanlar kıdem tazminatının kaldırılmasından tüm çalışanlar zarar görecekler; işçiler, gazeteciler kıdem tazminatını kaybederlerse memurlar da ikramiyelerini kaybederler.”şeklinde haberler çıktı.
Peki gerçekten kıdem tazminatı kalkacak mı? AK Parti işçi düşmanı olmuşta, işçilerin hakkını mı gasbedecek?
Yoksa bir kısım işçinin rüyasında bile göremediği kıdem tazminatını daha geçerli bir usule mi dönüştürecek... Belki bunu zaman içinde göreceğiz.
Ama işin aslı şu; başta küçük işletmelerde ve temizlik, güvenlik gibi hizmet sektöründe çalışıp, kıdem tazminatı alamayan, daha açık bir ifade ile rüyasında bile kıdem tazminatı göremeyen bir yüzde 92’lik kesim var. Öbür yanda ise, genellikle büyük işletmelerde ve sendikalı işyerlerinde çalışıp, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık ücretli izin ve diğer sosyal-ekonomik haklardan en üst seviyede yararlanan yüzde 8’lik bir kesim var.
Peki yüzde 92’lik bu gariban işçilerin rüyasında göremediği kıdem tazminatı, bir fon kapsamına alınsa ve bu kesim de kıdem tazminatı ile tanışsa ne olur?
***
İşçinin hesabına yatacak
İşte kıdem tazminatı fonu, işçinin kıdem tazminatının, işveren tarafından değil de kurulacak bir kıdem tazminatı fonu ile ödenmesi üzerine kuruludur. Yani iddiaların suyu bulandırma amaçlı olduğu görülüyor. Kıdem tazminatı fonu kurulması halinde, işçinin kıdem tazminatının aylık olarak işçinin hesabına yatması ve belli koşullar oluştuğunda ise işçinin kıdem tazminatını alabilmesini sağlayacak. Bu durumda işverenin batması ya da işçinin istifa etmesi gibi durumlarda da kıdem tazminatı hakkından mahrum kalınmayacak.
Kıdem tazminatının işverenin mali sorumluluğu altında bir fondan karşılanması düşüncesi ilk kez, 1954 yılında toplanan 2. Çalışma Meclisinde gündeme gelmiştir. Yani kıdem tazminatı tarih olmuyor ama, kıdem tazminatı fonu tarih olmuş.
Kıdem tazminatı fonu yürürlüğe girdiği tarihte, bir işyerinde çalışmakta olan işçilerin yürürlük tarihine kadar olan kıdemlerinden işveren sorumlu tutulmuştur. İş sözleşmesi kıdem tazminatına hak kazandıracak şekilde sona erdiğinde, işveren kıdem tazminatını, kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar olan süre için, ancak işçinin işten ayrılırken ki son ücreti üzerinden ödeyecektir. Kıdem tazminatı fonu yürürlüğe girdiği tarihten sonra ilk defa veya yeniden işe alınan işçiler ile işyerinde çalışmakta olanların yürürlük tarihinden sonraki hizmet sürelerine ilişkin kıdem tazminatlarının fondan karşılanması uygun görülmüştür.
***
İstifa edenin kıdemi yanıyor
Ekonomik kriz dönemlerinde şirketlerin ödeme güçlüğüne düşmeleri durumunda işçilerin emeğinin ve sadakatinin karşılığı olan kıdem tazminatını alamadıkları, yine uzun yıllar çalıştığı bir işyerinden herhangi bir nedenle istifa eden işçinin kıdem tazminatı hakkının kaybolduğu bilinmektedir.
Özellikle temizlik, güvenlik ve yemek gibi hizmetler sektöründe kamuya taşeronluk hizmeti veren işyerlerinde çalışan işçilerin işveren değişikliğinden dolayı mağduriyetleri de göz önünde bulundurulduğunda kıdem tazminatı fonunun bir an önce hayata geçirilmesi gerektiği görülmektedir.
Ancak işverenlerin istihdam maliyetlerinin yüksek olduğu ülkemizde maliyetleri artırmamak ve kıdem tazminatı ödenebilirliğini sağlamak adına uygun bir çözüm bulunmalıdır. Yoksa hiçbir siyasi parti işçilerin hakkını gasbetmek, kıdem tazminatı vs. haklarını bitirmek, onları mağdur etmek istemez.