İşçiler Üç Aydır Maaş Alamıyorlar mış! Belediye Başkanları Gereğini Yapın
Belediyeden içeriye giriyorum. Hemen girişte bir ka-labalık... Haber, habercinin ayağına gelirmiş... Kenara geçi-yorum ve izliyorum... Belediyenin üst düzey yetkilisi sorulara yanıt veriyor. Kalabalık gurup beledi-yeye iş yapan taşeron firmanın çalışanları... Üç aydır maaş alamadıklarını iddia ediyorlar. İşe gelip giderken borç para istemekten dilenciye döndüklerini, dilencilerin bile onurları olduğunu, kendilerinin onurları kalmadığını belirtiyorlar... "Çocuklarımıza karşı mahcubuz... Elektrik, su parasını ödeyemiyoruz... Üç aydır maaşlarımızı alamıyoruz, biz belediyeye iş yapıyoruz. Kente hizmet ediyoruz. Şirket yetkilileri belediyeden para alamadıkları için ödeme yapamadıklarını söylüyorlar. Doğru mu? "Yetkili yanıt veriyor. "Doğru, ancak SSK ve vergi borcu olduğu sürece ödeme yapma şansımız yok. Ödeme yaptığımızda ise öncelikle kamuya olan borcunu ödemek zorundayız." İşçiler ısrarla kendilerine ödeme yapmasını istiyorlar. Yetkili, yasal olarak böyle bir hakları olmadığını söylüyor.
****
Yasallıktan kime ne? Üç aydır maaş alınmıyor. Kim takar yasayı? Taksa ne olacak, onun için önemli olan, her ay aldığı üç kuruş asgari ücreti üç aydır alamadıkları. Israrla mağdur olduklarını anlatıyorlar. İşçilerden biri, iş bırakmaktan ve gazeteleri çağırmaktan söz ediyor. İçimden diyorum ki, 'gazetelere gerek yok, gazeteci hemen arkanızda... 'Sanki gazeteci yazınca maaşlarının ödeneceğini düşünüyor. İçimden diyorum ki, o kadar gücümüz var mı? Ben şimdi bir fotoğraf çeksem, yarın gazetede yayınlasam maaşları ödenir mi? Sonra gazetecilikte asla kimsenin izinsiz fotoğrafını çekmediğim için sadece dinliyorum. Köşemde yazabilmek için, konuya vakıf olabilmek için dinliyorum. Dinledikçe görüyorum ki, taşeron krizi ülkenin her yerinde yaşanıyor. Bir taşeron firma belediyeden, kamudan bilmem kaç milyonluk bir ihale... Kimbilir işi almak için araya kimler sokulmuştur? Kimler devreye girmiştir? 'Bizim adam, partinin filanca adamı, filanca bakanın adamı ya da partilimiz...' denilerek ihale alıncaya kadar ne ter dökülmüştür? İşin bedeli siz deyin 4 milyon, ben diyeyim 5 milyon.. Mütevazi rakamlardan söz ediyorum. Öyle büyük sermayeye de ihtiyaç yok. Sonuçta işçi çalıştırıyorsun ve beden gücüyle kamuya hizmet üretiyorsun. Yaklaşık 150-200 kişi çalıştırıyorsun. Ayda 150-200 bin lira maaş ödüyorsun... Hak edişlerini almak için fatura kesiyorsun vergi ve KDV çıkıyor. Çalıştırdığın işçilerin SSK'sını ödüyorsun. Maaş günü geliyor, kasanda paran yok. Çünkü maaşları ancak belediye hak ediş öderse verebilirsin. Bu arada, SSK'ya, Maliyeye borcunu veremediğin için, hak edişini alabilmek için 'borcu yoktur' yazısı da alamıyorsun. SKK ve maliye alacakları için, belediyeye yazı yazıyor. Ödeme yapacağın zaman öncelikle bize öde. Aşağı tükürsen sakal, yukarıya tükürsen bıyık. Ancak işçiler de maaşlarını alamıyor. Sokakta işçiler, belediyeden maaş alamadıklarını anlatıyorlar. Belediyenin imajı yerle bir... Belediye maaş ödenememesinden dolayı sorumluluğu olmadığını iddia ediyor. Ya sorumlu kim? Taşeron firma... Onlara göre de sorumlu belediye... Hak edişlerini zamanında alamıyorlar.
****
Kim haklı olursa olsun. Sonunda 30 gün çalıştıktan sonra asgari ücretini, 800 lira maaşını alamayan işçi herkesten daha haklı.O maaşını istiyor. Çözüm için belediye binasına geliyor. Derdini anlatmak için yetkili arıyor. Yetkili ise sorunun yasal boyutunu anlatıyor.
****
Buradan tüm belediye başkanlarına sesleniyorum. Türkiye'nin kanayan yarası taşeronluk. Ve sizler hizmet alımı yaparken, iş verirken verdiğiniz ihalelerde mutlaka kamu ihale yasasının dışında özel maddeler koymalısınız. Ya da bir yol yöntem bulmak zorundasınız. O işçilerin vebali de sorumluluğu da sizindir. Çünkü onlar yönettiğiniz kentlere hizmet ediyorlar. Ve umutla belki bir torpil buluruz da belediyeye kadrolu olarak girebiliriz diyerek de hergün umutlarını taze tutuyorlar. Sonuçta iş bıraksalar, dışarıda binlerce işsiz. Sonuçta üç ay maaş alamasa da alma umudu var... Umudu diri tutmaya çalışıyorlar. Ne de olsa kamuda çalışıyorlar(!) Onların sırtından birileri milyonlar kazanıyorlar.
****
Sevgili belediye başkanları, üç ay belediyeden hak ediş alamadığında, çalışanlarının maaşlarını ödeyemeyen taşeron firmalara ihale vermeyin. Veriyorsanız da, çalışanların haklarını koruyacak yöntemler bulun. Sorunlu taşeron firmaları kamuoyunda teşhir edin. Bir daha ihaleye herhangi bir yerde giremesinler... Kenti yönetmek bir sorumluluk... Sorumluluğunuzu yerine getirin. Üç ay boyunca maaşını alamayan işçi nasıl verimli ve üretken olabilir ki? Nasıl kendisini işine verebilir ki? Üç ay boyunca maaş vermeyen taşeron firmanın yetkilisi o işçiden verimli çalışmıyor diye nasıl hesap sorabilir ki? Sonuçta yaşanan rezilliğin bedelini de yönettiğiniz kentin yurttaşları, hemşerileriniz ödüyor. Son söz: Tüm belediye başkanlarına sesleniyorum. Rezilliği çözün. İnsanlar üç kuruş kazandıkları emeklerinin karşılığı bile olmayan ücretlerin zamanında ödenebilmesi için gereğini yapın. Yapmıyorsanız da o koltuklarda lütfen oturmayın... Ya sorumluluğunuzu yerine getirin yada yetkilerinizi sonuna kadar kullananın ve işçilerin maaşlarının zamanında ödenebilmesi için çözüm bulun...