6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanun'a göre İşveren, iş kazalarını kazadan sonraki üç iş günü içinde Sosyal Güvenlik Kurumu'na (SGK) bildirmek zorundadır.
Yine 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası
Kanun'a göre, 4/a (SSK'lı) sigortalılar için işveren tarafından, o yer yetkili kolluk kuvvetlerine derhal ve SGK'ya da en geç kazadan sonraki üç işgünü içinde bildirim yapılması gerekir.
Buradaki hükümler değişmemekle birlikte, SGK tarafından yayınlanan 2015/22 sayılı Genelge'de "İdari para cezasına esas olan bildirim sürelerinin tespitinde; işveren için öngörülen 3 günlük sürenin başlangıcında iş kazasının meydana geldiği tarih, sağlık hizmeti sunucuları için öngörülen 10 günlük sürenin başlangıcında ise iş kazası vakasının intikal ettiği sağlık hizmet sunucusuna yapılan başvuru poliklinik tarihi dikkate alınacaktır" denilmektedir.
Genelgede yer alan "işveren için öngörülen 3 günlük sürenin başlangıcında iş kazasının meydana geldiği tarih olarak dikkate alınacağı yönündeki" hüküm hatalı olup, kazanın olduğu günün iş kazası bildirim için ilk gün sayılmaması gerektiği açıktır.
Diğer bir deyişle açık bir 6331 sayılı Yasa'nın 14/2. maddesinde; "İşveren, aşağıdaki hallerde belirtilen sürede Sosyal Güvenlik Kurumu'na bildirimde bulunur:
a) İş kazalarını kazadan sonraki üç iş günü içinde
." hükmü bulunmakta olup, kurumun iç işleyişini düzenleyen bir genelge ile bunun aksine bir düzenleme yapılması ve para cezası uygulanması hukuka aykırıdır.
Mazeret izninde işveren onayı gerekmez!
Mazeret izni, çalışanların bazı önemli durumlarda kullanabilecekleri yasal haklardan birisiydi. 6645 sayılı Torba Kanun öncesinde, mazeret izinlerinin ücretli mazeret izni kapsamında kullanımı daha çok işveren takdirindeydi. Özellikle, ölüm, evlilik gibi hallerde çalışanların büyük çoğunluğu ücretsiz mazeret izni olarak kullanmaktaydı.
6645 sayılı Kanun ile bu konu çözüme kavuşturuldu. 6645 sayılı son Torba Kanun'da Yapılan düzenleme ile birlikte işçiye; evlenmesi veya evlat edinmesi ya da ana veya babasının, eşinin, kardeşinin, çocuğunun ölümü hâlinde üç gün, eşinin doğum yapması hâlinde ise beş gün ücretli izin verileceği hüküm altına alınmıştır. Buna göre İş Kanunu'na tabi çalışanların;
- Evlenmesi,
- Evlat edinmesi,
- Ana veya babasının, eşinin, kardeşinin, çocuğunun ölümü hâlinde 3 gün,
- Eşinin doğum yapması hâlinde ise 5 gün,
- İşçilerin en az yüzde yetmiş oranında engelli veya süreğen hastalığı olan çocuğunun tedavisinde, hastalık raporuna dayalı olarak ve çalışan ebeveynden sadece biri tarafından kullanılması kaydıyla, bir yıl içinde toptan veya bölümler hâlinde 10 güne kadar ücretli izin verilmektedir.
Bu mazeret izinlerinin kullanımı için işverenden onay gerekmemekle birlikte, buna ilişkin belge ve bilgilerin işverenle paylaşılarak mazeret izinlerinin kullanılması uygun olacaktır. Yani, işverene durum ve mazeret bildirilerek izin kullanılmalıdır.
4857 sayılı İş Kanunu'nda, işçinin birinci derecede yakını olan kayınpederinin ölümünde izin verileceğine ilişkin herhangi bir hükme yer verilmemiştir. Dolayısıyla, işçinin kayınpederi, kayınvalidesi, dayısı, amcası, teyzesi, halası, eniştesi gibi yakınlarının ölümünde izin verilip verilmeyeceği hususu, iş sözleşmesinde veya toplu iş sözleşmesinde bu konuda herhangi bir hüküm bulunmaması halinde, işverenliğin takdirinde bulunmaktadır.
İşçilere kullandırılması gereken mazeret izinlerinin iş günü olarak hesap edilmemesi gerekmektedir. Verilen izin (mazeret izninin) hafta tatiline, ulusal bayramlara denk gelmesi halinde de bu günler izin günlerinden sayılacaktır.
Söz konusu izin hakkı mazeret iznin gerçekleşmesi ile doğmakta ve devamında kullanılmaktadır.