İş Etiği-Kamuda Etik-Siyaset Etiği Sertifika Proğramı Üzerine
Cumartesi ve Pazar günü (05-06.03.2016) 1984 mezunlarımızdan Dr. Bülent Balkan’ın eğitimini verdiği “İş etiği, Kamuda Etik, Siyaset Etiği” sertifikalı eğitim programını tamamladık ve sertifikalarımızı aldık. Bülent hocamıza İSBFMEZDER adına teşekkür ve şükranlarımız arz ederim. Sunum için bizlere, restorasyona alınan İÜ SBF yerleşkesi “Bekirağa Bölüğü” binasının boşaltılmasıyla, dekanlığa tahsis edilen Gülhane’deki eski Askeri Rüştiye daha sonra DGM ve daha sonra da Çocuk mahkemesi olarak kullanılan binada bir sınıfı bize tahsis eden İÜ SBF Dekanı Prof. Dr. Emrah Cengiz hocaya da teşekkür ederim.
Programda öğrenci olarak ’83 mezunlarımızdan (ki bendeniz oluyorum) İ.Ü. SBF 1.,2.,3., ve 4. sınıftan öğrencilere kadar geniş bir yelpaze vardı. Yaklaşık 10 günlük bir programı başarı ile 2 güne (09-17 saatleri arası) sığdırma başarı gösteren Bülent hoca, rutin bir ders anlatma şeklinin dışına çıkarak, evrensel örneklerden, anekdotlardan, konu ile ilintili fıkralardan, kendi mesleki yaşamındaki deneyimlerden de faydalanarak bir stand-up ve de yer yer orta oyunu havasında ve dahi epik tiyatro tekniğini kullanarak dinleyicilerin ilgisini çekmeyi başardı… Ara sıra uyuklayan beni dahi göz temasıyla ses tonuyla, vücut diliyle, konuların arasına sıkıştırdığı esprileriyle sınıfın içine çekmeyi başardı.
Katılımcıların mezunlarımızdan ve öğrenciler arasından seçilmesine karar verdik. Öğrenciler arasından ise öğrenci kulüpleri üyeleri arasından olmasını özellikle arzuladık (!). İşletme Kulübü, Etik Kulübü, Diplomasi Kulübü öğrencilerinde yaklaşık 25 kişi katıldı. Mezunlarımızdan ise Hülya Orhon, Neşegül Özyılmaz, Sevgi Kalkan, Serpil Akyol Erden, Nevin Eser ve Asım Ses ilgi gösterdiler…
Dernek olarak bu tür eğitimlerde amacımız, “her yaşta her yaştan öğrenilecek bir şey vardır” ilkesinden hareketle eski mezunlarla öğrencileri buluşturmak; mezunların bildiklerini akademik bir disiplinle tazelemelerini sağlamaktı…
Günlük yaşamda çok sık kullandığımız Etik kavramının tarihsel gelişimini, özellikle “ahlak kavramı” ile arasındaki farkı gördük. Etik kavramının daha evrensel olduğunu, iyi-kötü, doğru-yanlış, yap-yapma ikileminde toplumsal sorumluluk ve kamu (genel) yararı gözetilerek somut bir olayda karar vereme süreci olduğunu öğrendik… Ahlakın ise tarih içinde, coğrafyadan coğrafyaya, kültürden kültüre, toplumsal sınıftan sınıfa değişebildiğini ve daha dar bir alanı kapsadığını anladık… Deontolojik (meslek ahlakı) olarak da “Ahilik” teki uygulamalarına değinildi.
İş yaşamında etik değerler üreten firmaların daha kurumsal olarak uzun ömürlü, daha karlı ve üretken, itibarlı olduklarını örneklerle pekiştirdik. Kamu da etik değerlerin, devletin kaynakların kontrolü ve yeniden dağıtımı konusunda, yöneticiler-çalışanlar, çalışanlar-çalışanlar, kurumlar-vatandaşlar arasında kayırma-liyakat dengesini “kamu yararına” daha adil sağladığını, bunun da devletleri daha güvenilir ve daha demokrasiyi içselleştirmiş olduğunu, sosyal barışı daha etkin kurabildiklerini fark ettik… Siyasal etik bölümünde, partizanlık, bölgecilik, hemşericilik, lider odaklı siyasi tavır alma vs. konularında etik karar verme ve davranma sorunlarına değinildi...
Gördük ki, etik kavramı, sadece iş dünyasında, kamuda, siyasette, değil uluslar arası ilişkilerde de çözülmesi gereken bir sorun ve her devletin ve devlet sisteminin daha adil, daha hukuki, daha verimli, kamu yararı gözeten ve insan odaklı bir yönetim şekli sunabilmesi için uyulması ve uygulanması zorunlu bir kavramdır. Aynı zamanda kendi iç dünyamızın mutluluğu için sokakta, meslek örgütlerinde, ailede velhasıl yaşamımızın tüm alanlarında bize yön verecek evrensel bir kavram… Becerebilirsek…. Asım SES-İSBFMEZDER – 06.03.2016