Irak İçin Neden Sustunuz?
ABD askerlerinin Irak'ı işgal ettiği günleri anımsayınız. O günden bu güne yaşananları da göz önüne getiriniz.
İşgal sırasında ve sonrasında yaşanan can kaybı bir buçuk milyonu buldu. Irak'ta da kadınlar, çocuklar ve siviller öldürüldü.
İşkence gördüler. Tacize uğradılar.
Türkiye'de ne bir Cuma eylemi oldu. Ne de Irak'ın işgalini kınayan bir miting gerçekleşti. ABD elçiliğinin önünde gösteri bile olmadı!
Müslüman, müslüman komşusunun yaşadıklarına seyirci kaldı.
Neden acaba?
İsrail Gazze'ye saldırdı. Şu ana kadar 800 kişiden fazla Filistinli, İsrail saldırıları ile yaşamlarını kaybetti. Kadınlar öldü. Çocuklar öldü.
Yürek sızlatan görüntüler vicdanları sızlattı!
Yaşananlara tepkiler de gecikmedi.
Müslümanı, sağcısı, solcusu meydanlarda İsrail'i protesto eden gösteriler yaptılar. Uzun süredir yaşanmayan Cuma gösterileri gerçekleştirildi!
Irak'ta bir buçuk milyon müslüman öldürülürken susanlar, Gazze için ayağa kalktı.
İyi de ettiler.
Ancak aklıma takılan soruyu sormam gerekiyor.
Irak için neden sustunuz ve susmaya da devam ediyorsunuz?
Başbakan Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, bölge ülkelerinin başkanlarının
eşlerini İstanbul'a davet etti.
Gazze için toplandılar.
Emine Erdoğan toplantıda gözyaşları ile Nazım Hikmet şiiri okudu.
'...çocuklar öldürülmesin, Şekerde yiyebilsinler'; dedi.
Elbette Gazze'deki cocuklar şekerde yiyebilsinler. Irak'ta ki çocukların da şeker yeme hakkı var. Dünyada ki tüm çocukların şeker yeme hakkı vardır.
Emine Erdoğan, neden aynı ekibi Irak'taki çocuklar için toplamadı? Nazım Hikmet'in şiirini Irak'ta ki çocuklar için okumadı?
Kendisini 'BOP'un eşbaşkanıyım' diye tanıtan Başbakan, İsrail saldırısı sonrası harekete geçti.
Bölgedeki önemli başkentleri dolaştı.
Başbakan, geçen yıl İsrail'in Lübnan saldırısı sonrasında da aynı turları atmıştı.
Ancak Başbakandan ABD'nin Irak'ı işgali sonrasında benzer bir tavrı göremedik!
Başbakan bölgedeki önemli merkezleri dolaştı ve bir barış planı önerdi. Başbakanın dile getirdiği ateşkes planı yerine, Fransa lideri Sarkozy ile Mısır lideri Mübarek'in hazırlamış olduğu plan geçerli oldu.
Sarkozy Başbakan Erdoğan yerine Mübarek ile birlikte ateşkes planı yaptı!
Geçen yıl yapılan Şam zirvesine de Sarkozy damgasını vurmuştu...
Son Gazze saldırısı sonrasında da!..
'Eşbaşkan' olan Başbakan ise nafile turlar attı...
Başbakan Erdoğan geçen Salı günü partisinin gurup toplantısında İsrail'e karşı esti gürledi.
Oysa ki İsrail Başbakanı Olmert saldırı öncesinde Ankara'ya gelerek bilgilendirme de bulunmuştu!
Başbakan Erdoğan'ın zehir zemberek gurup toplantısı sonrasında, İsrail basınına yansıyan açıklamalara baktığımızda ; İsrail Dışişleri Başkanı Livni, Ankara görüşmelerini anımsatarak 'açıklarız' imasında bulundu.
Keşke Livni açıklasaydı kapalı kapılar arkasında gerçekleşen Ankara görüşmesindeki konuşulanları... Bizlerde öğrenirdik.
İsrail Dışişleri Bakanı Livni'nin sözlerinin İsrail'de basına yansımasının ertesi sabahı, Ankara'da 10. dalga 'Ergenekon' gözaltıları gerçekleştirildi.
Zamanlama müthiş...
Zamanlama da, gözaltına alınanlar da düşündürücüdür.
Acaba son dalga 28 Şubat'ın öfkesi midir?
Yandaş basında öyle bir hava var.
O zaman şu soru akla gelmez mi? 'Ergenekon' hukuki mi yoksa siyasi mi?
Adalet Bakanı hukuka güvenin anlamına gelen sözler söylüyor.
Hukuki ise güvenelim. Ya siyasi ise???
Hukukla siyasetin iç içe geçtiği bir görüntü yaşanıyor. Hukuk devleti çok ciddi bir hukuk sınavından geçmektedir.
Dilerim sınıfta kalmaz.