İradenin Adı: Türkan!
Zordur durdurmak, büyük ideallerle yola çıkanları… Hedefini insanlığa hizmete yönlendirenleri engellemekse en zor olanı! Herkesin kaçtığına korkmadan yanaşanın kendi gider, kalır adı…‘Sen bu dünyanın en güzel kadınısın’ sözleriyle başladı, ‘Türkan’ filminin Lütfi Kırdar’daki galası! Kimler yoktu ki… CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, İstanbul Baro Başkanı, Doğuş ve Koç Üniversitelerinin Rektörleri, Maltepe Belediye Başkanı, FOX TV Genel Müdürü, ÇYDD görevlileri… Bunların yanı sıra sanat ve eğitim dünyasından pek çok ünlü isim! Filmin gösterimine geçilmeden tarihimizin ‘görünmez’ kahramanlardan biri olan Türkan Saylan’ı gelecek nesillere taşımak için bu projeyi başlattıklarını vurgulayan Koliba Film’in yapımcısı Ata Türkoğlu kısa bir konuşma yaptı. TV’de beğeniyle izlenen ancak mecburiyet karşısında erken finale giden ‘Türkan’ dizisini kaldığı noktadan filmleştirip izleyiciye sunan Türkoğlu’nun çağdaş adımlarla yürüyen bu gerçek Cumhuriyet kadınının hayatının dizilere ve filmlere sığmayacağını vurgulayan sözlerinin bitiminde, sanatçılara plaket seremonisi vardı. Katılımı bol galanın en göze batanıysa Binnur Kaya ve İsmail Hacıoğlu gibi isimlerin namevcut olmasıydı!
18 Mayıs’ı ‘Merhaba’ya dönüştüren ‘Türkan’ filmine gelince… Sadece ülkemizde değil tüm dünyada da adından saygıyla söz ettiren Türkan Saylan’ın meşakkatli yaşamının son günlerine değinen ‘Türkan’, okumak isteyip de baba baskısıyla engellenen ve yaşlı adamlara peşkeş çekilen ‘bivaziyeti’ olmayan kız çocuklarının yardım isteyen mektuplarıyla başlamakta! Ayşe Kulin’in ‘Tek ve Tek Başına Türkan’ kitabından uyarlanan, Rüçhan Çalışkur’un başarılı performansıyla hayat bulan ‘Türkan’da 12. Dalga’nın, habersiz baskın yapan misafirlerin yerlere saçtığı kitapların ve eski model telefonu-arabası, mütevazı ev haliyle her şeye rağmen olaylara güzel bakmayı başarabilen bir kadının görüntüleri resmedilmekte… Didinmelerle dolu insan yaşamının ‘oda dolusu dağınıklık’ olarak özetlendiği yapımda, Michael Jackson kadar ünlü olmayan bir babaannenin sevgi dolu kalbi seyirciyi ‘Ham’ yapmakta… Filimden ziyade biyografik belge niteliği taşıyan, seslendirme tekniğinden ve bazı amatörce yansıtmalardan dolayı yer yer Yeşilçam yapımlarını andıran ‘Türkan’da, zorluklar karşısında güçlü duruş sergileyen ama yüreğinde dünyadan gitme korkusunu taşıyan bir kadının yaşama son dokunuşları verilmekte! Bu öyle bir kadın ki, başkalarının hayatını düşünmekten kendininkinin kıymetini bilememiş, aşkını-analığını yaşayamamış… Kendisini bir ağaç olarak resmeden oğlundan, göremeyeceği doğum gününün hediyesini alırken ölümün aczine düşen, buna karşın takipçilerine moral önderliğini sürdüren… Ve kurduğu derneğin 20. yılına katılmak için ölüme direnip son nefesine kadar dimdik ayakta durmayı hedefleyen… Arama yapan polisin tabiriyle ‘Cennetlik’ bir kadın… Sevilse de sevilmese de O, bir zamanlar Doğu’yu kırıp geçen cüzamı bölgeden silen bir savaşçı, çoklarının dokunmaya cesaret edemediği hastaların anası… Erkek egemen toplumda kadının adını ‘Kardelen’ olarak açtırmayı ilke edinen bir eğitim sevdalısı… Ölümden sonra güzel kokmayı başaran papatyalarla yarışan bir kır çiçeği… Ölüm, ancak çok güçlü bir iradeyle bu kadar güzel kokabilir. Önyargılardan uzak gerçekçi düşünenler, kökleri eşelemek yerine çiçeklere bakabilenler için, bu nadir iradenin adı: TÜRKAN!
