İnsanlar = Hukuk önünde
Aydın, katsayının kaldırılmış olmasının düz liseye gidenler için haksızlığa yol açtığını savunurken yeni düzenlemenin fırsat eşitliği yaratmıyor mu sorusuna ise verdiği cevap insanlık adına değil, hukuk adına değil, ideoloji ve dinsizlik adına çıkıyor. Hatta bu ifadeler vicdanından değil, ağzından değil, hukuk literatüründen hiç değil başka yerinden zırvalıyor.
Her yıl verdikleri bir ödülleri var. Adı da “Mahmut Esat Bozkurt Hukuk Ödülü”dür.
Herifin ne hukukla alakası var ne de Müslüman Türk milletinin tarihi geçmişi ile. Ne bu milleti,n mensubu ? Bu millet ile paylaşacağı paylaştığı hiçbir manevi bağı olmayan ucubeler. Osmanlının içinde Osmanlıyı yıkan ihanet şebekelerinden bir ailenin devamıdır muhtemelen. Sorarsan annesinin hoca olduğunu söyleyebilir. İşine geldiği yerde bende Müslüman’ım diyebilir. Bu tipler buna göre ayarlanmış bir tür zemberek. Zehir kusacakları zamanda ulu orta çıkar konuşurlar. Kelimenin tam anlamı ile Truva atı, Eh İstanbul barosuna da bu yakışır. Doğrusu bu Baro Başkanı Aydın nın ne olduğunu ya da ne olmadığını anlıyoruz da, İstanbul barosuna kayıtlı avukatlar acaba bu adamla aynı fikirdeler mi? Ne kadarı aynı fikirde? Bunu merak e diyorum. O zaman eyvah ki eyvah.
Kısa bir bilgi ile her yıl ödül verdikleri bu kişi, hem Hitler hayranı hem de sosyalist olduğunu iddia eder, hem de resmi Türkiye Komünist Partisinin kurucularından. Kısaca tam bir faşist,
Şu sözler, adına “hukuk ödülü” ihdas edilen Mahmut Esat Bozkurt’a aittir: “Türk, bu ülkenin yegâne efendisi, yegâne sahibidir. Saf Türk soyundan olmayanların bu memlekette tek hakları vardır; hizmetçi olma hakkı, köle olma hakkı. Dost ve düşman, hatta dağlar bu hakikati böyle bilsinler.”
Ama bu kişi kendisi Türk değil. Görüyorsunuz değil mi? Ne haldeyiz? Bu ülkede ırkçılık yapanlar Türk de değil. Hem de kalıbımı basarım ki sadece bunlar değil, bu ülkede dinsiz bir milliyet dayatması yapanların hiç biri de Türk değildir.
Tıpkı PKK’lıların Kürt olmadıkları gibi. Kürt Cemiyetlerinin ilk defa 1912 de İngiltere de kimler tarafından ( Yahudiler) kurulduğunu ve hangi amaçla kurulduğunu tarih bize haber veriyor. Aynı şekilde Türk milliyetçiliğinin de kaynağında Yahudilerin olduğunu biliyoruz. O zaman oynana oyun gün gibi açık. Vakti ile suyun başına yerleşen içimizdeki bu azınlıklar. Devletin hassas bürokrasisinin ve bazı hassas kurumlarını ellerine geçirmişler ve birbirlerine devrederek sürdürüyorlar saltanatlarını.
İstanbul barosu bu hukuk katili adamın elinden kurtarılmalıdır. Bu vebalde baroya kayıtlı tüm avukatlara aittir.