content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

08 Mar

İnsanı Düzelt ki Dünya Düzelsin

Vatandaşın birisi işten evine gelmiş ve birazda yorgun olması nedeniyle oturup dinlenmek istiyormuş. Fakat hatırını kıramadığı ve kendisini çok sevdiği bir de oğlu var. Oğlu babasına kendisi ile ilgilenmesini istiyor, babası yorgun olduğunu söylüyor, oğlu ısrar ediyor. Neticede, baba oğlunu üzmemek için önünde bulunan dünya haritasını parça parça edip, bak oğlum bu haritayı eski haline getirirsen seninle ilgileneceğim diyor ve parçalanmış haritayı oğluna teslim ediyor. Bu arada oğlunun bu haritayı bir iki gün içinde ancak eski haline getirir, bende kendisinden kurtulmuş olurum diye düşüne dursun, oğlan haritayı 15-20 dakika içerisinde eski haline getirip babasına teslim ediyor. Baba hayretler içerisinde, nasıl yaptın oğlum bu kadar kısa süre içerisinde deyince, oğlan bak baba haritanın arkasında insan resmi var ben insan resmini düzeltim, dünya haritası kendiliğinden düzeldi. Yani insanı düzeltirsen dünya düzelir diyerek çok anlamlı bir cevap veriyor. Gerçekten de çok anlamlı, düşündürücü bir söz ve hareket. Bir deyim vardır. “Herkes kapısının önünü süpürür ise, bütün şehir temiz olur”.Ancak, şimdi kimse kapısının önünü süpürmüyor. “Dünyanın çivisi çıkmış” evet o çiviyi yerine çakmak için ne yapmalıyız veya ne yapabiliriz. İşin neresinden başlamamız gerekir.

Dünyanın çivisinin çıkması mecazi anlamda kullanılan söz olup, dünyayı yaşanmaz hale getiren biz insanları düzeltmemiz halinde, dünyanın çivisi yerine oturmuş olur. Peki, insanlar nasıl düzeltilecek. Asıl sorun bu, hiçbir insan kendisinin yanlış yaptığını veya yanlış yolda gittiğini kabul etmiyor. Yaşantımız öyle anormal hal aldı ki, yapılan yanlışlıklar doğru olarak görülmeye başlandı. Bir babaanne, torununa hem kızıyor hemde nasihat veriyormuş. Evladım siz nasıl çocuksunuz, yaramazlık yapıyor, hiç dışarıdan içeri girmiyorsunuz, biz sizin yaşınızda iken annemizin dizinin dibinden ayrılmazdık diyor. Çocuğun cevabi ise, “ babaanne annem hiç evde durmuyor ki bizde dizinin dibinde oturalım” çok ilginç bir cevap değilmi. Böyle bir söze ne derler bilirmisiniz.”tencere dibin kara, benimki senden kara.” Gelin hep birlikte dibi kara olan tencereleri kalaylayalım, o tencerede birlikte aş kaynatalım, kaynatılan aşları hep birlikte yiyelim. Birbirimize sevgi tohumları aşılayalım, taşın altına hep birlikte elimizi koyalım. Kapılarımızın önünü temizleyip bütün şehrin temiz olmasını sağlayalım. Dünyanın düzeltilmesini istiyor isek, önce kendimizden başlayalım.

Her yaratık kendi lisanı halle

Haliki mutlak-i ediyor zikir

Bülbülde muradın alıyor gülle

Birazcık düşünüp yorarsan fikir.

___________

Küçük çekirdeğe ağaç saklanır

Güller açar miskler gibi koklanır

Ufacık bedene ömür yüklenir

Yük ağır, taşıyan hamalı fakir.

____________

Şu dünya dediğin ekenek yeri

Helâlından kazan ye alın teri

Çok canlar göç etti Âdemden beri

Ebedi kalıcı mekânın kabir.

_____________

Behey gafil nedir sendeki bu hal

Seyret kâinatı bakta ibret al

Muhabbet dediğin tadar isen bal

Tadamazsan olur şiddetle cebir

_____________

Ey Şükrani vazmı geçtin sen senden

Şu günah yükünü atsan ensenden

Arındır ruhunu kirli bedenden

Ruhunla bedenden aksın bütün kir.

23.12.2010

ŞÜKRANİ

Etiketler :

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank