content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

26 Nis

İnsan’a Zulüm ve Medeniyet

SERVER Vakfı tarafından tertiplenen "Cuma Seminerleri"ne katılan A.Ü.Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi - Medeniyet Akıncıları Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Hikmet Akgül,  Vakıf Konferans Salonu’nda "Medeniyet ve  Dünya Doğal Düzeni" konulu konferansında "medeniyet ve Evrenin tabii işleyişi" arasındaki hassas ilişkiye dikkat çekerek; "İnsan’a zulmeden toplumdan medeniyet olmaz" dedi. (Necati Çavdar, 22 Apr 2012) 

"Biz gerçekten medeni miyiz, bizim düzenimiz adaletli midir?" sorusuna cevap arayan  ve "Şu anda ne Avrupa, nede bizde medeniyet yok. İnsana zulmeden toplumdan medeniyet olmaz" diyen  Prof. Dr. Akgül; Medeniyet konusundaki düşüncelerini  aktarırken şöyle konuştu:

“Medeniyet, bize yabancı değil. Medeniyet kelimesinin çağrıştırdığı kavramı ya kabul eder ya da karşı çıkarız. O medeniyeti yaşadığımız halde, karşı çıkmamız, başkaları kurdu diyedir. Bu günkü "medeniyet" kavramı içindeki düzeni Batılılar Rönesans’dan sonra kurdular… İnsana değer vermeyen, insanı madde olarak gören bir medeniyet.

 

Bu medeniyeti, bir kısmımız eleştirir, karşı çıkarken bir kısmımızda çok iyi bulur. İnsana değer vermeyen, insanı madde olarak gören bir medeniyete karşı çıkanların bu fikirlerini Mehmet Akif, "Tek dişi kalmış (canavar) medeniyet" olarak ifade eder..

Ancak böyle bir medeniyeti savunanlardan bir şairde "Nihayet medeniyet, ülkemize de ulaştı" diye sevincini belirtir. Biz batı medeniyetini ret ediyor, fakat aynı zamanda yaşıyoruz.

 

Peki, orijinal medeniyet ne?

Medeni olabilmek için dünyayı tanımak, yaşadığımız dünyayı bilmek  gerek. Dünya, Evren; belirli yasaları var. O yasalara göre işler. Belirli  kurallar içinde varlığını sürdürür gider. Evrende bir sistem var. Tesadüf diye bir şey yok. Dünya tek yüzlüdür. Fakat insan, ikiyüzlüdür. İnsan yalanda söyler. Dünya tek yüzlü ancak çok boyutludur. Dünya; insanı değil, İnsan; dünyayı bozuyor. İnsanlar fizik, biyolojik yasalar yanında sosyal yasalara da bağlıdır. Herhangi bir olayda Fizik, biyolojik ve sosyal yasalar birlikte işler. Yaratılış yasası, dinamik bir süreç olduğu için her şey dinamik ve hareket halindedir. İnsan statik ve statükoyu koruduğu sürece medeniyet olmaz; Medeniyet gelişmez. Medeni toplum dinamiktir. Statik toplum da dedikodu kültürü artar.

 

TAKLİT, MEDENİYET DEĞİL

 

Bir medeniyetin olması için; - Sanat felsefesi; Bilim felsefesi; Din felsefesi  gerekir. Zira Medeniyet; Bilim, (ilim) sanat ve din felsefesiyle başlar. Kur-an kökenli olmayan İslam olamaz. Medeniyet inşası için sanat ve bilim konusunda  lâboratuarlar oluşturmalıyız. Taklitle medeniyet olmaz. Tahkik (Araştırma) olursa medeniyet olur. Şu anda  ne Avrupa'da nede bizde medeniyet yok. İnsana zulmeden toplumdan medeniyet olmaz.

 

EMANETE İHANET ETME

 

Medeniyet için; - Emanete ihanet edilmeyecek. Hiç bir malın tapusu senin değil.. Biz dünyanın ve evrenin sahibi değiliz. Evrende emaneti kullanıyoruz; -Konuşmak zorunda değilsin. Konuştuğunda yalan söylemeyeceksin; -Söz vermek zorunda değilsin. Söz verince sözünde duracaksın. Diploması olan değil, hayatı okuyan; İşini iyi yapan (o işin) profesörüdür.

 

EVRENSELLİK

 

Dünyada  yedi milyon insan var. Herkes, insan.. Biz bu yedi milyar insandan biriyiz. Çeşitlilik içinde teklik sitemi var. Tevhit düzeni de budur. Evrensel olmak durumundayız. Bizim evrenselliğimiz hesap gününün evrenselliğidir. Yetişkin insan, sorumluluk duyar, yetki kullanır. Her alanda süreklilik var. Bu süreklilik hesap  gününe kadardır.

 

İSTİŞARE

 

İki kişi arasında istişare olmaz. İki kişi fikir alış verişi yapar. İstişare en az üç kişiyle, yani dürüst bir insanın devreye alınmasıyla olur. Ahlâki temeli olan kişilerle istişare yapılır ve istişare sonucu oluşan karar uygulanır. İstişare var. İslam toplumu var. İstişare yok, İslam toplumu yok.”

Günümüze ışık tutan, yol gösteren ve geleceğimizi aydınlatan bu ‘harikulâde’ hakikatlerin dile getirilmesine vesile olan SERVER Vakfı’nı kutlarım; Ancak, değerli Yönetici ve saygıdeğer üyelerinin dikkatini ve dikkatlerinizi: “Son 15 gün içinde, yayınlanan “dindarlık” ın açılım, mânâ ve muhtevasına dair makaleler üzerine çekmek isterim. İslâm’ı, arı-duru yaşayabilmek dileğiyle!.    

Etiketler : , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank