content
04 Haz

İnsana Değer Vermenin Neresindeyiz?

Yirmi yıl önceydi.. Doksanlı yılların henüz başlarındaydık.. O zamanlar internet bizim gibi sıradan insanın gündemine henüz yeni yeni giriyordu.. Şimdi artık esamisi kalmamış olan “çevirmeli ağ” üzerinden cazır cuzur seslerle internete bağlanıyoruz. Kesinti olmadan bir saat süreyle bağlı kalabilmek büyük şans. Buna rağmen, kestaneci figürüyle reklam yapan firma veya diğer ‘servis sağlayıcı’ firmalara, dakikası bilmem kaç Amerikan senti hesabıyla avuç dolusu para ödüyoruz.

Üstelik öyle bir hız(!) var ki; tarayıcıda “resimleri göster” seçeneğini işaretlerseniz sayfa açılana kadar göbeğiniz çatlıyor. Biz yine de bu şartlarda, fırsat buldukça mesleğimizle ilgili dünyada ne var ne yok diye araştırma yapıyoruz.

Derken bir Amerikan şirketinin ürünleri ilgimizi çekti. Adamlara bu ilgimizi belirten iki satır yazı yazıp ürünlerini daha yakından tanımak istediğimizi ilettik. On gün sonra, hem teknik detayları, hem kaynak bilgileri içeren, tuğla kalınlığında bir kataloğu kapımızda bulduk. Üstelik de bir şirket yetkilisinin, memnuniyetini ifade eden ıslak imzalı ön yazısı ile.. Bu katalog hala kütüphanemdedir.

Yine bir başka seferinde bir Amerikalı’nın ilginç bir ev tasarlayıp yapmakta olduğunu fark ettim. Adam sırf evi ve inşaat sürecini tanıtmak için bir internet sitesi kurmuştu. Bu zata, elektronik posta yoluyla, evle ilgili merak ettiğim birkaç soru sordum. Yanılmıyorsam ikinci gün, merak ettiğim şeyleri etraflıca açıklayan bir cevap yazdı.

Aynı tarihlerde, bizim çok akıllı yerli firmalarımızın yetkililerinin birçoğu, bir fuarda veya yetkili satış noktalarında, ürünlerini tanıtan broşür-katalog istediğiniz zaman, “sen n’edeceksin hemşerim onu!” mealinde bakış veya tavırlarla mukabele ediyordu..

Ve yine bundan on yıl kadar önce canımı sıkan birkaç konuyu birleştirip; tespit, şikayet ve sitemimi bir elektronik postayla Kahramanmaraş Belediyesi’ne, KSÜ Ziraat Fakültesi’ne ve bir de ilimizin yolcu taşımacılığı yapan anlı şanlı bir firmasına (faksla) gönderdim. Ziraat fakültesinden bir akademisyen kendi konusu ile ilgili cevap yazdı, diğerlerinden tıs çıkmadı.

Şimdi ‘onlardan’ ve ‘bizden’ aktardığım bu örneklere göre soralım: Sizce kim insana değer veriyor; dünyanın öteki ucundaki bir kişiye, üstelik posta parası ödeyerek katalog gönderen; yaptığı evle ilgili merakını gidermek üzere onca işi arasında hayatta karşılaşma ihtimali olmayan birine cevap yazan “Allah’ın gavurları” mı; yoksa bizden bildiğimiz şirketlerimiz yahut varlık sebeplerinden biri de makul ve meşru taleplerimize cevap vermek ve bilgilendirmek olan ‘bizim’ kurumlar mı?

Şüphesiz ki; bir soruyu, talebi cevapsız/karşılıksız bırakıp bırakmama meselesi insana verilen değeri ölçmede tek kriter değildir ama gözardı edilecek bir husus da değildir.

Peki bugün durum nasıl? İnsana değer verme bahsinde o yıllara göre ne durumdayız?. Gözlediğim kadarıyla o günlerden bugüne aldığımız mesafe bir arpa boyunu ya geçer ya geçmez. Güzel örnekleri hiç yaşamıyor değiliz; lakin bu güzel örnekler henüz devede kulak mesabesinde.

Yukarıdaki karşılaştırmayı yaparken, Batılıların insana bakışlarında hiçbir arıza olmadığını ima ediyor değilim. Fakat, kendimize mal etmekten haz duyduğumuz ve öncelikle bizim sahip olduğumuzu varsaydığımız bir takım hasletleri elden kaçırdığımızı ve bunun sonucunda da; insanı yaşatma, insana değer verme, her şey insan için ilh. gibi referansını kültürümüzden ve inancımızdan alan iddialarımızın içini doldurmaktan uzak düştüğümüzü görmemiz gerektiğini düşünüyorum.

Şunu unutmayalım; nezaketle ve lisan-ı münasiple verilen bir olumsuz cevap bile bir insanı cevapsız, tepkisiz bırakmaktan çok daha iyidir, makbuldür. Ve bu tavır, aynı zamanda muhatabımıza verilen ‘seni adam yerine koyuyorum’ mesajıdır ki insana yakışan da budur.

Hasıl-ı kelam; zamanın ruhunu doğru kavrayıp buna uygun hareket eden kazanır. İçinde yaşadığımız bilgi ve iletişim çağında iletişimin hakkını veremezsek ne birbirimizi doğru anlayabiliriz, ne de bu çağın kazananı olabiliriz.

Etiketler : , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank