İnanmak!
Borç-harç, icra-haciz, yoksulluk-parasızlık… Bunlar tespih tanesi gibi sıralanınca;
Para en büyük güç oluyor.
Kriz, işsizlik, kepenk indirme, kontak kapamalar yaşanınca;
İktidar erki ve yetkisi, insanları peşinden sürüklüyor.
Sözde egemen iki güç; para ve iktidar olma..
Neyi yenemiyor?
* * *
İnanmayı, inancı…
İnanmak; istersen çok kolay, istemezsen çok zordur.
Kıymetini bilirsen; başarmanın yarısıdır.
Yaşam amacıdır.
Umut, iman etmektir.
Özgüvenin zirve noktasıdır.
Yaşamına bir kez girdiğinde;
Hep seninledir son nefesine kadar.
İnancı, parayla satın alamazsın.
İnanmışı, kafaya silah dayasan vazgeçiremezsin.
* * *
Önümüzdeki seçimler, ‘iktidar-para-inanç’ üçgeninde.
Genel- yerel iktidarlarda ‘yok’ yok.
Nohut, bulgur, kömür, beyaz eşyayı geçtik…
İhaleler, kadrolardan söz ediliyor.
Oy hesapları, “şunu bağladık, bunu kapattık” üzerine kuruluyor.
Ve…
Bu işin böyle biteceği düşleniyor.
* * *
Ama inanç unutuluyor.
Doğruya, temize, iyiye, güzelliğe, sevgiye, doğaya, insana, geleceğe…
Gelin bahse girelim!
Sandıktaki sonuç, inanarak çalışanın;
Seçimdeki zafer, İnancın olacaktır.