İmza Yorgunuydu Hakkı Bey
Güzel sözlerdir:
“ Cömertlik olmayınca malın, vefa olmayınca arkadaşın hayrı yoktur.
Vefa; arkada bıraktığını, giderken bir hiçe terk ettiğini yabana atmamaktır.
Kişisel çıkarlarına tutsak olmuş hoyratların vefadan nasibi yoktur.”
***
Çok değil 5-6 yıl öncesi…
Altmışı aşmış yaşı, naif vücudu, kibar üslubu ile gazete ve TV’lerde her gün haberdi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın makam arabasını satın almış, günlerce konuşulmuştu.
Serveti sonsuz deniliyordu.
Bakanlar, başkanlar, mebuslar, reisler peşinde hayır yapması, bağışta bulunması ricasındaydı.
El üstündeydi.
Onun da hoşuna gider, her bastığı yerde vaatte bulunur, varsa cebindekini boşaltır, yoksa imzasını atardı.
Açın internette okuyun, Hakkı Keleşoğlu’nu bağışlarını…
Yorulur, yarıda bırakırsınız.
***
Hakkı Amca, bekârlığa veda etti, dünya evine girdi.
Dünyası değişti.
Sanki dünyadan koptu.
Görünmez oldu.
İmzaladığı protokoller, vaatler, beklenen bağışlar ortada kaldı.
Kimse de peşine düşmedi.
Başına bir şey mi geldi diye merak da edilmedi.
***
İzmir’in merkezinde dairesi, şirketi vardı.
Önce kapandı.
Sonra hacizler gelmeye başladı.
Zenginliğiyle ünlü Hakkı Keleşoğlu’nun adresinden icra memurları eksik olmadı.
Toplanan eşyası götürüldü, borçlar evrakta kaldı.
İddia ettiler:
“ Yeni evlendiği eşi hapse girdi, çıktı”
Araştırıldı, iddia doğru çıktı.
***
Yine derler ki;
“Vefa; dostluğun asaletine, sohbetin tadına, verilen sözlerin, edilen vaatlerin özüne, kurulan hayallere ihanet etmemektir.
Vefa, sadece dostların vasfıdır, unutmak ise vefasızların harcıdır”
Hakkı bey, yaşadı, yaşattı.
***
Şimdi gözlerinin önünden geçiyordur.
O hareketli günler, iltifat yağdıran insanlar.
Film şeridi gibi.
Belki de gözünden iki damla yaş düşüyordur.
Mahkûmiyet yaşadığı odada...
Yalnızlığına!
*****