IMKB İçin Karar Haftası, Dövize Dikkat
En büyük sorun piyasa çalışanı kalitesinin devamlı düşmesi ve fakirleşmesi…
IMKB yönetimi bu hafta belli oluyor. Artık kim gelirse gelsin
yeni bir dönem olacağı kesin. IMKB yönetimi ve SPK ile sektörü oluşturan bütün tarafların uyumlu ve Sermaye Piyasalarını daha üst seviyelere taşıyan bir düsturla çalışmalarını umuyor ve bekliyoruz. Uluslar arası piyasaları yakında takip edip yenilikleri hemen uygulayabilen, Etkin ve araştırmacı bir IMKB kadrosu piyasaları düzende tutan ve piyasaların kazanımlarını arttıran, güvenini tesis eden bir Sermaye Piyasası Kurulu olacağını bekliyor kamuoyu ve piyasalar. Bunun yanında da piyasa aktörlerine de çok iş düşüyor; Piyasaya katkısı olan, müşteri güvenini yeniden tesis edecek ama en önemlisi piyasada ürün çeşitliliği oluşturabilecek teknik kadroları da bünyelerine alan kurumlara-işletmelere ihtiyaç var.
En büyük sorun piyasa çalışanı kalitesinin devamlı düşmesi ve fakirleşmesi…
Sermaye Piyasası çalışan kalitesi her geçen gün düşüyor. Bunun eğitim ile olan kısmı olabileceği gibi bence en büyük etkisi piyasada alışa gelen ücret ve özlük hakları politikalarıdır. Önümüzdeki dönem eğer bir finans merkezi olma şiarı ile hareket eden bir piyasamız olacaksa bu seviyede ücretlerle sektörüne katkıda bulunması, gelişmesi imkansız diye düşünüyorum. SPK ve ilgili çalışma bakanlığı yetkilileri acaba çalışanların % 80’i asgari ücretli gözüken bir sektörün nasıl olurda Türkiye’nin en çok katma değer ve finansal getiri yaratan sektörü olması hakkında ne düşünüyorlar? Çalışanların çoğu yoksulluk sınırında olan bir sektör düşünün ama aynı zamanda müşterileri Türkiye’nin ve Dünyanın en varlıklı kişi ve kurumları oluyor. Çalışanları en fakir ve kurumları en karsız bir sektör düşünün bu sektör Türkiye de kaynak yaratacak, sermaye birikimi sağlayacak, yeni girişimciler oluşturacak piyasaları ve ekonomiyi dönüştürecek, en öneklisi yatırımcılarına güven telkin edecek !!!
Yapısal sorunlar olan Türkiye Sermaye piyasasının ciddi bir kendine çeki düzen vermesi gerekiyor. Alabildiğince aracı kurum ve yatırım şirketi ile sınırlı sayıdaki gerçek müşteriye hizmet vermeye çalışanlar pastadan her geçen gün aldıkları payı azaltıyorlar. Bir de serbest bırakılan komisyon oranları ile aşırı rekabetçi ücretler şirket ve müşteri temsilcilerin gelirlerini olması gereken seviyenin çok altına taşıyor. IMKB yeni yönetiminin öncülüğünde sektörü oluşturan aktörlerin çözmesi gereken en önemli konuların başında bu husus geliyor. Tabi çalışanların ücretlerini arttırmak kimsenin işine gelmiyor gelmediği gibide şirket karlılığını arttırıcı bir şeyler yapma endişesi de yok. Mesela adamın inşat işleri, pazarlama işleri, sezonluk turizm işleri var aracı kurumculukta yapıyor. Yağmur yağdığında ofiste oturayım, kışın kendime mekan yapayım zihniyeti ile menkul kıymet işi yapılıyor. Zaten kurumun başına da çok yetkin birini koymuyor. Parada vermiyor, “getir müşterini al paranı” diyor. Sonra o yönetici yasal portföye mal çiziyor, müşterilerini düdüklüyor. Yasaklı müşterilere servis veriyor, bunu da mobbing, tehdit veya çalışanların zaaflarını kullanarak elemanlarına yaptırıyor.
Hep yeni ürünlere ihtiyaç var diyoruz da Varant da başımıza gelene ne demeli?
Sormak lazım IMKB platformu, VOB platformu dururken Varant’lar neden bir yabancı bankanın tekelinde? Ya da onun oluşturduğu piyasada işlem görmekte? Neden senede 300-400 Milyon TL gelir yaratmış bir sistemi yabancı bir banka yönetiyor? Platformu neden IMKB içine taşımıyoruz? Neden bu tür ürünleri hep başkası kurup kaymağını kamunun yemesi gereken getirileri başkaları sebepleniyor yıllar sonra biz uyanıyoruz?
Daha önceki yazılarımda değindiğim konularda olduğu gibi, sorulacak çok soru var. Sistem hızlı işlesin ve bir an önce yoluna girsin. En büyük temennimiz budur.
Piyasalar;
ABD piyasalar daha evvel tespitlerimizde değindiğimiz gibi likidite zengini olduğundan düşüşlere kısa sürede tepki verip endekslerini devamlı yeni üst seviyelere taşımaktadır. Geçen hafta her şey kötü dediğimizde 11700 test eden DOW JONES sanayi hemen Cuma kapanışını 12.300 e taşımıştır. Oynaklılığın yukarı yönde arttığı bir dönem. Bunu da yazılarımı takip edenler yaklaşık 2 Trilyon USD lik likidite imkanın da kaynaklandığını anlar. Henüz altın talebi yeterli ölçüde olamazsa da petrol ve hisse senetlerinde ekonomi verilerinin yataya girmesi ile birlikte alımların daha kuvvetli olduğunu gözlemliyoruz. ABD piyasalarının yeni yılda da güçlü ve düşmeyen trendini koruyacağına inanıyorum.
Avrupa daha karamsar olmamız gereken bir piyasa olmasına rağmen endeksler ülke bazında ayrışabilir. Özellikle bazı ülke bankalarının daha ön plana çıkan olumsuzlukları lokal etkiler şeklinde kendini hissettirebilir. Bunun yanında Yunanistan da durumun daha da derinleşmesini, İtalya da durgunluğun çok artması, Fransa da yeni dalgaların etkin olması beklenebilir. Almanya AB bölgesinin en güçlü ülkesi ve ekonomik verileri de çok olumlu seyrediyor.
Rusya’nın durumu risk olur mu? Son seçimlerinde Rusya da bir siyasi kriz ortamını oluşturulmaya çalışılması (!) ekonomi çevrelerine ciddi bir baskı yapıyor. Rusya’nın kendi kendine Akdeniz ve Pasifikte bazı askeri ve ekonomik pozisyonlar alması Putin’in tekrar iktidara gelmek için agresifleşmesi batı da dikkat çekmektedir. Özellikle Avrupa da Almanya ile olan içli yapısı, ABD ‘yı dışlayan politikaları, Almanya ile yapılan ittifak Türkiye üzerinde bile olumsuz etki yaratıyor. Bu bağlamda Rusya da ki gelişmeleri yakında takip etmek gerekiyor.
Ortadoğu ve Kuzey Afrika siyasi gelişmeleri ekonomik risk yaratır mı?
Son zamanlarda ABD’nin de IRAK’dan çekilmesi ile birlikte Irak da yaşanmaya başlayan istikrarsızlık ile zaten yaşanan Suriye İstikrarsızlığı aynı zamanda Batı bloğunun İran’a bakışı ortamı gerebilir. Bütün uzmanların agresif yorumlara başladığı son dönemlerde Türkiye gündemi bölgesindeki gelişmelere kilitlenecektir.
Türkiye hisse senedi piyasaları seçici olanlar için ciddi karlar barındırıyor. Halka açılan yeni şirketlerin potansiyeli ve sanayi sektörünün göreceli olarak finans ve bankacılık sektörüne göre ucuz olması dikkat çekici hususlar. Bilançoları iyi beklenen hisse senetlerine ciddi taleplerin gelemsi beklenebilir.
IMKB 100 endeksi 50500- 48500- 46000 destek seviyelerini kollamak doğru olur. Bu seviyelerde alımlar denenebilir. Bunun yanında 52500- 53500- 55000 direnç seviyeleri de satış için izlenebilir. Daha dar bir kanalda hareketlerin dengeli sürünmesini bekleyebiliriz. Bunun yanında bankacılık sektörü endeksi daha zayıf görülüyor. Bu sektör endeksinde biraz satış gelebilir. Geçen hafta değindiğim kredilerde ve temettü ödenmesi gereken yabancı kökenli bankaların yabancı ortaklarının durumu yüzünden değer azalışları yaşanabilir. Durumu kurtaran ise, hafta içinde Bakan’ın açıkladığı kredi kartı tek limit uygulamasına şimdilik geçilmeyeceğidir. Bundan dolayı bankacılık sektörü hiç olmazsa bu açıdan biraz rahatlamıştır.
Türkiye üzerinden tek olumsuz etki kurlarda yaşanacak değer kaybıdır.
TL'nin değer kaybının daha devam edip etmeyeceği konuları daha dikkat çekici. Gelişmekte olan piyasalardan para çıkışı ve ayrıca Hükümet politikaları ile de teşvik edilen değersiz TL süreci TL’nin yeni yılın ilk çeyreğine kadar devam edeceğe benziyor. TL üzerinde değer kaybı riskinin % 15 daha olabileceği izlenimi veriyor. Döviz borcu olanlar böyle bir riskin varlığını bilerek önümüzdeki 3-4 ayı planlaması akıllıca olur.