IMKB Coşkusunu Kaybetti!
IMKB coşkusunu kaybetti ama bu bitti artık anlamına gelmiyor. IMF gölgesi piyasaları geriyor.
IMKB nin derinliği sadece halka açıklık ile ölçülmez, firma sayısının çokluğu da bir derinliktir.
IMKB de Perşembe günü yaşanan hızlı hareketler ve çok yüksek işlem hacimleri biraz Ürkütücü olmakla beraber kısa vadede kar realizasyonu olarak kayıtlara geçti. Endekste aynı gün içindeki % 5 i aşan hareketlilik birçok günlük oyuncuyu hayal kırıklığına uğratmış, hatta ciddi zararlara yol açmış olabilir. Ama 33400 üstünde böyle bir dalgalanmayı ve geri çekilmeyi bekleyenlere sürpriz olmadı. Bunun sebeplerini kimse açıklayamazken birbirini besleyen bir düşüş zinciri olduğunu görmüş olduk. Ama asıl sebep sanki Başbakanın cumartesi ortaya koyduğu görüşmelerin ilerleyişi ile ilgili IMF yorumu olduğunu da çözmeye başladık. Cuma günü endeks üzerinde etkili olan bazı büyük piyasa değerli hisselerde ciddi satışların devam etmesi ve yurtdışındaki olumlu havaya rağmen satış ağırlıklı seyrin olması, para çıkışının devam etmesi bunu destekliyor.
Şimdi ne olabilir? Öncelikle yurt dışı ABD piyasalarında meşhur stres testi ve AB Merkez bankasının faiz açıklamaları ile yine ABD de açıklanan istihdam verileri sonrası bu datalarla “beklenti bitti, düşer” tepkileri gelmedi. Yani herkesin hayal ettiği kar realizasyonu ve/veya düşüş olmadı. Ayrıca bunun üstüne Avrupa borsalarına alış geldi. Bu durumda bize yurt dışında yükseliş trendinin devam ettiğini işaret ediyor. Özellikle 8400 üstünde kalan DOW Jones sanayi endeksi Cuma 8500 üstüne, 8570 lere taşındı kapanışta. Bu da Mayıs ayı içinde DOW endeksinin 8900 kadar görünen yolculuğuna devam edebileceğini gösteriyor. Yine de 8600 seviyelerinde yaşanacak bir zorlanmaya da hazırlıklı olmakta fayda var.
Yinelemek gerekirse; IMKB zaten çok yükseldi, bundan dolayı düzeltme ve düşme normal. Üstüne IMF takıntısı - anlaşamaması geliyor gibi bir havada esiyor. Yurt dışında yaşanan yükselişler piyasaları biraz daha olumlu bir havada tutabilecekse de ekonomi çevrelerini açıklamaları yakından takip edilmeli.
IMKB de rakamlar ne diyor? IMKB 100 endeksi 32500 desteğini Cuma günü çalıştırdı. Burayı aşağı kırmadı. Ama genel hal satış ağırlıklı idi. Çıkışta da 33400 ve 34000-34700 puan dirençleri çok kuvvetli noktalar buraların yüksek işlem hacimleri ile geçilmemesi durumunda çıkışların anlamsız ve güçsüz kalacağını yinelemek istiyorum. ( Burada şunu da sorabilirisiniz “işlem hacmi yükselse de çıkış anlamlı mı- ?” Bence oda anlamlı değil ama bunu sizlerin takdirine bırakıyorum) IMKB 100 endeksinde kısa vadede düşüş sürerse destek olarak 30700 puan seviyesinde daha önce çıkarken bıraktığı boşluğu kapatacaktır. Teknik yorumcuların deyimi ile GAP’ı kapattıktan sonra tekrar yukarı seviyeleri test edilebilir. Bu hareketlerde yükselen hisselerde satışlar kaçınılmaz olacaktır. Düşüşü geciktirecek tek şey diğer alternatif piyasaların getirisiz ve verimsiz olmasındır. Bundan dolayı endeks düşse bile hisse bazlı hareketler olacağını düşünüyorum. Bunları bulmak ve çözmek oralarda yatırım yapmak karlı sonuçlar verebilir. Çok primli hisselere çok dikkat edelim. IMF anlaşması ile ilgili gelişmeleri yakından takip edelim.
Faizde marjların değişmesini çok da beklemiyorum. Bu durumda en hassas enstrüman döviz olacaktır. Önümüzdeki hafta IMF ile ilgili gelişmeler izlenirken Dolarda 1.59 ve 1.62 denenebilir. Bu seviyeleri dikkatlice izlemekte fayda var.
IMKB gerçekten Türkiye ekonomisinin dinamiklerini yansıtıyor mu?
IMKB ye kote olan ve işlem gören firmaların Türkiye ekonomisinin gerçek değerlerini olduğu gibi yansıttığına inanmıyorum. IMKB yönetimi ve Yeni SPK başkanının son zamanlar da kamuoyuna pozitif bir hava verdiğini hissedebiliyoruz. Her iki sayın başkan da gerçekten pratik düşünen ve Sermaye Piyasalarını daha üst çıtalara taşıyacak argümanlar geliştireceklerine inanılan, pozitif girişimciliklerini borsaların gelişmesi yönünde harcayacaklarına inanılan kişiler izlenimi veriyor. IMKB ye yeni gelen Birko firması bunun bir işareti gibi oldu. Bu Firma gibi birçok firma IMKB ye kote olduğu halde işlem görememekte… Kotasyon şartlarının bir kısmını yerine getirmiş ve halka açık olduklarının bir şekilde SPK mevzuatınca sabitlemiş ( SPK mevzuatına bağlı) olan kurumların bir an önce, adı ne olursa olsun (yeni şirketler pazarı olabilir, kobi pazarı olabilir, bölgesel Pazar olabilir) herhangi bir pazarda işlem görmeye başlamaları Sermaye Piyasaları açısından çok olumlu olacaktır. Çok ortaklı girişimlerin bir çatı altında hisselerinin el değiştirmesi, bir kurumsal kimlik kazanması, denetlenmesi, kontrol edilmesi gibi unsurları da beraberinde getireceği için tasarruflarını buralarda değerlendirmiş girişimcilere de, güvenecekleri ve yatırımlarını izleyebilecekleri bir mecra oluşturmuş olur. Bu şekilde mağdur olmuş ve /veya sistem dışı kalmış binlerce yatırımcıyı da IMKB ve dolayısı ile sermaye piyasalarına ve aracı kurumlara taşımış oluruz. İç Anadolu ve Konya bölgesinde kurulmuş olan birçok holding gibi Türkiye’nin birçok yerinde kurulan çok ortaklı girişimler, yurtdışı çalışanların geliştirdiği girişimler, çeşitli grupların çok ortaklı tesis ve firmaları sermaye piyasalarına bu şekilde kazandırılmak zorunda. Bunların birçoğu zaten SPK’ nın geçmişte yaptığı çalışmalar neticesinden halka açık firma statüsüne kavuşturuldu ( Ama Borsaya kote değiller) ve çoğu SPK denetimine tabi. Bu Firmalarda pay alan girişimciler veya geçmişte paylarını tescil eden girişimciler, tasarruf sahipleri, bu hisselerini akıbetini, son durumunu gerçek piyasada oluşacak fiyatlarını görmek, isteyenin istediği fiyattan paylarını satabilmek haklarını vermek durumundayız. Şu an birçok firma hisse senedi yerine ortaklarına makbuz dağıttığı gibi ellerinde hissesi olanlarda bunların kaç lira ettiğini hiç bilememe durumu ile dolayısı ile bir aldanma ile karşı karşıya kalabilmekte veya böyle bir ihtimalle yaşamaktadır. Ayrıca bu hisseler - paylar 3. kişilere rahat devredilmemekte veya devredilirken asıl pay sahipleri mağdur olmaktadır. Çoğu zaman başarılı işletmeler hakim ortaklar tarafından manipüle edilmekte ellerinde hisse bulunan ortaklara yanıltıcı bilgiler verilerek hisselerde toplanmaya çalışılmakta veya aksi durumdaki firmalarda da akis yapılabilmektedir. Firmalar IMKB de işlem gördüğünde bu tip oyunlar büyük çoğunlukla engellenmiş olacaktır.
Bunun yanında; her yeni şirket ister yukarıda saydığım firmalardan olsun ister tamamen yeni halka açılan olsun sermaye piyasaları için yeni müşteri demektir. Sermaye piyasalarının son dönem sıkıntısı olan yeni müşteri ve bakiyeli hesap konularında da faydalı olacak olan bu firmaları yaban atmamak gerekiyor.
Elbette IMKB’ nin kesinlikle yeni tefrişata- yenilenmeye ihtiyacı var. Acilen de bu yapılması gerekiyor. Sayın Hüseyin Erkan bunlar için çalışmalar yaptığını her fırsatta dile getiriyor. Ama bölgesinde güçlü firmaları bünyesinde toplayamamış bir borsayı da Rusya, Yunanistan veya başka bir borsa ile birleştirmek de, de pek acele etmemek lazım. Ben Sayın başkanın Türkiye’nin ilk 1000 firmasının acilen halka açılması için ( ki bu sembolikte oranlarda olabilir - % 5 düzeyinde de olabilir-) gerekli kulis çalışmalarını yapması gerektiğine inanıyorum. Yoksa büyüyen sermaye çok alternatifi olmayan bir IMKB ile karşı karşıya kaldığında manipülasyona sebep vermek zorunda kalacak hareketlerde bulunabilir( mecburen). Bir borsa da firmaların halka açıklık oranı önemli bir derinlik göstergesi olduğu gibi bunun yanında yatırım yapacak çok çeşitlilikte sektörde yer alan firma olması da ayrı bir derinlik göstergesidir. Yatırımcılarımıza Bankacılık hisseleri dışında önerebileceğimiz derinlik ve çeşitlilikte başka hisselerde bulmak gerekiyor. Bunun için geçmişte olduğu gibi kurumlar vergisi avantajları ve kurucu ortaklara sağlanan avantajlar yeniden gündeme gelmeli. Halka açılmanın mahremiyet kaybedici bir girişim olmadığını, prestij olduğunu, bunun kredilere alternatif ve sonsuz vadeli bir finansman modeli olduğunu, SPK tabi olmanın korkutucu bir şey olmadığını, IMKB ye kote olunca dünyaya açılmış olunduğunu yeterince anlatmak gerekir.
Faizlerin düşük seyredeceği bu dönemde çok önemli bir alternatif olacak olan hisse senedi yatırımları özendirilip ve yeni halka açılmalar sağlayıp sanayinin, ticaretin, finansın ve dolayısı ile ülkenin gelişimine ciddi katkıda bulunmak, sermayenin tabana yayılmasını sağlamak, hatta kamu kuruluşları ile kamusal nitelikteki dev kuruluşların halka açmak birçok fayda sağlayacaktır.
Fırsatlar zamanında farkına varılabilirse ve bunun önü açılabilirse, gelecek sağlam inşa edilebilir. Bunu sağlayanlarda geleceğimizin kahramanları olabilir.