İletişimin veya Saydamlığın Orta Yolu!
Gerek Etkili İletişim Teknikleri, gerekse İş Yaşamında Başarı ve Motivasyon Teknikleri konulu konferans ve seminerlerimde çoğu zaman iletişim ve diyaloğun öneminden bahsetmişimdir. Ama bu düşüncem aşağıdaki hikayeyi okuduktan sonra önemli ölçüde değişti. Şu kesin ki, istisnasız her şeyin orta yolu en iyisidir. İletişim ve / veya diyalog da da aynı şeklide.
Aktaracağım olay İzmir'de geçmiştir…
“Adamın teki arabasıyla bir genç kıza çarpıyor; kız 14-16 yaşlarında filan. Hemen arabasına atıp hastaneye götürüyor ve sağlığından endişelendiği için bekleme salonunda bekliyor. Derken, doktor görünüyor ve kızın sağlığının iyi olduğunu ama kotu bir haberi olduğunu, karnındaki bebeğin düştüğünü söylüyor. Ayrıca, kızın yaşı da küçük olduğu için polisi beklemesini istiyor.
Adam polisi bekleyip, durumu anlatıyor. Babasının kendisi olmadığını söylüyor. Ancak kız, kendine geldiğinde adamı yalanlıyor ve babasının o kişi olduğunu çarpma hikayesinin palavra olduğunu söylüyor.
Zannediyorum kız bebeğin hesabıni ailesine veremeyecek durumda ve korumak istediği bir arkadaşı falan olabilir, neyse, o anda bu hikayeye devam etmenin iyi olacağını düşünüyor.
Kız tabii her şeyi bilmiyor, Adam hemen tahlil yapılmasını istiyor hakli olarak ve tahlil sonucunda beklendiği gibi çıkıyor. Ancak doktor tahlil sonucunu adama söylerken, evet bebek sizden değilmiş, yalnız zaten bebeğiniz olması imkansızmış, doğuştan kısırsınız diyor.
Adam bunu duyunca şok oluyor çünkü iki tane kocaman çocuğu var (25 yaşlarında falan bir kız bir erkek çocuklarmış.)
Karısını dava ediyor ve karısı, kocasını çok sevdiğini, zamanında çocuk sahibi olmadıkları için büyük sorunlar yaşadıklarını onu kaybetmek istemediği için çocukları adamın en yakın arkadaşından yaptığını itiraf ediyor.
Tabii boşanıyorlar ve adam kendisinin zannettiği çocuklarını 25 yıl yetiştirdikten sonra evlatlıktan reddediyor, arkadaşıyla arası açılıyor.
Demek ki neymiş…
Dikkatli Araba Kullanacağız……))))
Hayatın başlangıcında herkes herkes hakkında her şeyi bilseydi hayat yaşanmaz olurdu. Bir kere evliliklerin gerçekleşmesi belki mümkün olmazdı. Çünkü gençler birbirleriyle ailesi veya büyükleri biliyor diye kaçamak yapamayacak, tanışamayacak, böylece evlenmeleri zorlaşacaktı. Rekabet denilen bir kavram hiç olamayacaktı. Fırsatları değerlendirme imkanı olmayacaktı.
Herkesin herkes hakkında her şeyi bilmesi durumunda ancak Cybersapience Toplumunda bir sorun yaşanmaz. Bu toplumda zaten “insan” öğesinden ziyade makine öğesi daha ön planda olacak. Yine de şahsen ben o devri görmeyi tercih etmem.
Gelecek yazımız da dillerin entegrasyonu adlı yazımda bahsini ettiğim bir konu olan bütün insanların aynı dili konuşması üzerine olsun.