İktisat, İnsanın Durumunu, Edebiyat; Dramını Anlatır..
İktisat, sosyal bilimler içinde, edebiyat ise, hem sosyal bilim hem de sanat akımları içindedir.
Edebiyat incelemeleri ve edebiyat tarihi gibi çalışmalar yapılacağında bilimsellik öne çıkar.
Edebi ürünler; şiir, öykü, roman, deneme yazıldığında sanatın kapsamı içindeyizdir.
Ne güzel..
Hepsinde de bilimin ve sanatın ipine sarılıyoruz.
Bilimlerimiz ve sanatlarımız farklı alanlarda-konularda olabilir.
Ortaklığımız ise şudur;
Yaşamın büyüsünü, insanlığın ortak bahçeleri olan bilim ve sanatta görüyoruz.
İnsanın durumları çoktur ve çeşitlidir..
Sevinci, huzuru, çelişkileri, acıları, kaygıları, özlemleri, sevileri, hedefleri, zaman ve mekan algılayışları...
Durumların bir kısmı dram, bir kısmı sevi, bir kısmı mutluluk-sevinç-huzur; bir kısmı da “tarifsiz kederler” içerebilir.
İnsan hem tarihsel hem de toplumsal bir varlık olduğu için, bu günkü durumlarını; üretim- tüketim-refah- bölüşüm-gelir anlamında iktisat bilimi inceler, nedenleri ve sonuçlarını ortaya koyar.
Edebiyat ise, insanların daha çok dramatik olan durumlarını konu edinir, anlatır.
İnsanlığın “iyi ve kötü” olan tüm durumlarından aslında hepimiz sorumluyuz.
Bireysel olarak da, “bu günkü durumlardan en çok ben sorumluyum, daha çok çalışıp, insanlığın daha ileri noktalara gitmesine daha çok katkı vermeliyim”, dediğimizde mutlu olabileceğiz.
Büyük İnsanlık Yürüyüşüne katılmak bu olsa gerek.
Saygı ile..
Sevgiyle, üretkenlikle kalın..
