İktisat, Edebiyat ve Hayat
Ekonomi hayat demektir. Atatürk de aynısını söylemiştir:
“...Ekonomi demek, her şey demektir. Yaşamak için, mutlu olmak için, insan varlığı için ne gerekli ise onların hepsi demektir, Yaşam demek ekonomi demektir...”(http://www.atam.gov.tr/duyurular/ekonomi-ve-kalkinma)
“...Bir milletin doğrudan doğruya yaşamıyla, yükselişiyle, çöküşüyle ilişkili ve ilgili olan, milletin ekonomisidir. Tarihin ve deneyimin belirlediği bu gerçek, bizim millî yaşamımızda ve millî tarihimizde de tamamen belirmiş bulunmaktadır. Gerçekten Türk tarihi incelenirse bütün yükseliş ve çöküş sebeplerinin bir ekonomi sorunundan başka bir şey olmadığı anlaşılır...” (http://www.atam.gov.tr/duyurular/ekonomi-ve-kalkinma)
Toplumların gelişmesi-kalkınması- yükselişi-çöküşü özünde ve temelde hep bir ekonomi konusu olduğuna göre, tarihin ekonomik bir yorumunu yaparken toplumsal sınıflara ve onlar arasındaki üretim ilişkilerine bakacağız.
Üretimin toplumsal niteliği ile mülkiyetin bireysel niteliği arasındaki ilişki ve çelişkileri inceleyeceğiz.
Sermaye nerede toplanmış, artık değer nerede üretilmiş, bölüşüm nasıl yapılmış, hep bu ve benzeri sorularla toplumsal yapıyı anlamaya çalışmalıyız.
Dünyanın- ülkelerin “hanyasını-konyasını” anlamak için bu metot şarttır.
Edebiyat ise insanı anlatır. İnsanı-toplumu, bir ulusun ruhunu verir.
Bir milletin veya bireyin duyuş-düşünüş- davranış tarzlarını, kültürünü, kişiliğini, karekterini araştırır.
Sevincini, acısını, öfkesini, özlemini, düşlerini, aşkı, sevdayı, sevgiyi, yenilgiyi, kanatlanmayı, çoşkusunu; kısacası insana ait ne varsa tarihte ve yer yüzünde hepsini konu edinir.
İşte hayat dediğimiz de bunların toplamıdır.
İnsanın üretimi, tüketimi, bölüşümü, ilerleyişi, teknolojik üretimi, toplumsallaşması, duyguları, düşünceleri, üretkenlikleri, özgürlük düşleri, paylaşımları, bilimi, sanatı gibi sonsuz bir döngünün salıncağındaki gel-gitleridir.
Dostlarım;
Ben de bu döngü içinde toplumları, insanı ve doğayı tüm yönleriyle, ilişki ve çelişkileriyle anlamak için çabalıyorum.
Doğru yapıyor muyum sizce?
Demem o ki; iktisat-edebiyat ve hayat döngüsü içinde; ekonomi bilimi ve edebiyat sanatı çerçevesinde kalarak anlamak ve açıklamak istiyorum, toplum ve birey arasındaki ilişkileri..
Sizin düşünceniz ne acaba, benim bu görüşlerime diye de, merak ediyorum. Sevgiyle...