İktidarın Büyüsü…
Yorumu siz yapın.
İzmir'in 70 bin üyeli meslek odasının meclis başkanı bassın istifayı; aday adayı olsun, listeye adı konulmasın...
Ülkenin en büyük sanayi kuruluşu, sadece bu dönem beş milyar dolar yatırım planlanan PETKİM'in ikinci adamı siyasete soyunsun;
Vekillik için başvursun, isminden bile söz edilmesin...
Bürokrasinin başarılı isimleri arasında anılsın, Karayolları'nın en yaygın bölgesinin yöneticisi olsun, kendine TBMM'ye yakıştığı söylensin, görevinden ayrılsın, kesin adaylık beklerken kimsenin aklına gelmesin...
Partinin yaptığı eğilim yoklamasında 'burun farkı'yla değil, uzak arayla birinci gelsin, bir önceki ön seçimde kişisel 15 bin oy toplasın, resmi görevinden ayrılsın, doktorluğu askıya alsın...
İzmir'de üniversitesi de bulunan holdingin genç veliahtı olarak ailesinin karşı çıkmasına rağmen aday adaylığı kaydını yaptırsın, genel merkez görüşmesinde gözünün içine bakılıp umutlar aşılansın, liste açıklandığında asil listenin sonuncusu olarak ilan edilsin...
Ve diğerleri.
Aday adaylığı dosyasını heyecan ve hayalle doldurup, harcamalar yapsın; örgütle bağlantısı olmayan, eğilim yoklamasına uğramayan, bazılarının "Sol gösterip, sağ vurdu", kimilerinin de "At binenin, kılıç kuşananın" yakıştırması yaptığı bayanın, paraşütle listenin garanti sırasına inmesine ses çıkarmasın...
Tek kapılı demokrasinin güzelliği midir?
Parti içi hiyerarşi, saygı, sonsuz aşk mıdır?
Geleceğe yönelik hesaplar mıdır?
"Dört yıl boyunca önümüz açık" düşüncesi midir?
Yoksa...