İkinin İkincisi! “Ey Allah’ın Kulları! Kardeş Olunuz!”
Şehirde “Muhammed geliyor” diye sesler duyuldu…
Evsliler, Hazreçliler… Medine’de daha önce yıllarca birbiriyle savaşmış, aralarında kan davası olan onlarca kabile; kadın-erkek, çoluk-çocuk Medine’nin girişine doğru yürüdü….
Nihayet çölün kızgın güneşi şehri kavururken ufukta göründüler.
Hep bir ağızdan şarkılar başladı.
Erkekler ellerini açmış yakarıyor, kadınlar zılgıt çekiyor, çocuklar bağrışıyordu. Şehrin girişinde büyük bir kalabalık çoşkuyla Mekke’den Medine’ye hicret eden Hz. Peygamber’i karşılıyordu.
Kalabalık “İşte o” diye Hz. Ebubekir’in üzerine üşüştü.
Bağırlarına basmak, omuzlarına almak ve doyasıya sarılmak istiyorlardı. “Hayır” dedi ikinin ikincisi; “Allah’ın Resulü o, ben değilim.” İnsanlar, su arkının yön değiştirmesi gibi ona koştular, etrafını sardılar…
Yüksekçe bir taşın üzerine çıktı, eliyle hafifçe susmalarını işaret ettikten sonra, “ilk” olarak şunları söyledi; “İman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe iman etmiş olmazsınız. Birbirinizi sevmek için de aranızda selamı yayınız… Birbirinize haset etmeyiniz. Birbirinize hasım olmayınız. Birbirinizin arkasından çekiştirmeyiniz. Ey Allah’ın kulları! Kardeş olunuz! (Kunû yâ ibadallahi ihvâna)…”
Dikkat edin, Ey “Müslümanlar” kardeş olunuz değil; Ey “Allah’ın kulları” kardeş olunuz!
Yani: “Ey Evsliler, Hazreçliler, Kaynukalılar, Nadirliler, Yahudiler, Hristiyanlar, zenciler, beyazlar, zenginler, yoksullar! Merkezde oturanlar, kenar mahallelerde yaşayanlar! Şehirde’de kim yaşıyorsa bütün herkes! Hiç biriniz büyük, hiç biriniz imtiyazlı, hiç biriniz sahip değilsiniz. Paylaşınız, bölüşünüz, kardeş olunuz kardeş! En yüksek insanlık ideali budur!
Şehrin semalarında yankılanan ilk sözler işte bunlardı.
Medine’de “yeni dünyanın” temelleri işte bu sözlerle atıldı.
183 aile birbiri ile kardeş oldu; ilk yapılan da buydu.
Kaynaştılar, paylaştılar, bölüştüler.“Yar yanağından gayrı” her şey ortak oldu. Öyle ki bir ineğin sütünden 10 aile birlikte içiyordu.Bu, bir anlamda, kıssaların anasında “Orada aç kalmazsınız, çıplak olmazsınız, susuzluk çekmezsiniz, güneşin sıcağında yanmazsınız.” (20/118-119) diye tarif edilen ebedi ve ideal ülke“cenneti” ilk kurma girişimiydi.
İşte Hz. Peygamber Medine’ye geldiğinde ilk bunu yaptı.
Yürünecek yolun “din”, yaşanacak şehrin “Medine” ve kurulacak uygarlığın “medeniyet” temelinde neyin yatması gerektiğini gösterdi. Buradan bakarsanız gerisi teferruattır…
Onun için, o gün, bir taşın üzerine çıkarak yaptığı o konuşma ezeli ve ebedi insanlık idealini ifade etmektedir: “Ey Allah’ın kulları! Kardeş olunuz!”
(Kanaklar: Buhari, Müslim, Tirmizi, Hakim)
ATATÜRK KÖŞESİ
Eğitimdir ki bir milleti ya özgür, bağımsız, şanlı ve yüce bir toplum halinde yaşatır ya da onu köleliğe ve yoksulluğa iter…
DÜŞÜN-TAŞIN
-Yiyecek ekmeği olmadığı halde kınından sıyrılmış bir kılıç gibi isyan etmeyen insanın aklına şaşarım! ...(Ebuzer Gıfari)
AFORİZMALARIM
Ya söyleyeceksin yada öleceksin sizce hangisi?