İki Metre!
Ülkemizin, insanlarımızın, ailelerimizin ve çocuklarımızın geleceği başta seçilmiş, atanmış sevk ve idarecilerimiz olmak üzere, serbest ticaret yapan ve işadamı olarak yaşamını idame ettiren toplum önderlerimizin elindedir.
Toplumun önderleri olarak, elinizdeki bu önemli yetkinizi, en önemli sermayeniz olan aklınız sayesinde adam gibi kullanırsanız, ebediyete intikal etiğinizde arkanızdan gelen başta aileniz ve çocuklarınıza dolayısıyla bütün insanlara dünyayı Cennet yaparsınız.
Ya da geçmişten günümüze kadar gelmiş, geçmiş ve halen görevde olan istikrarsız sevk ve idareciler gibi yalana, talana, harama, helale, kul hakkına aldırış etmeden her türlü yanlışa ve kanunsuzluğa göz göre göre devam ederek, dünyayı günümüzde olduğu gibi hem kendinize hem de gelecek neslinize ve bütün insanlara zindan edersiniz.
Şu iki günlük fani dünyaya gözünü açmış bütün insanlar olarak, hayatımız boyunca gerek seçilerek ve atanarak, gerekse serbest çalışarak sergilediğimiz iyi veya kötü davranışlarımızın sorumluluğu yalnız bizi değil. Atalarımızın söylediği “Baba koruk yer, oğlunun dişi kamaşır” özdeyişinden de açıkça anlaşılacağı gibi, bizlerden meydana gelen zürriyetimizi dolaylı değil, doğrudan Koruk misali ilgilendirmekte ve etkilemektedir.
Ebeveynin yaptığı yanlışın, uygunsuz durumun vebalini çocuklarımız ve neslimizin tamamı silsile boyu çeker. Tarih bu ve benzeri acı gerçeklerle doludur. Ancak yaşanan bunca olumsuzluklardan günümüze kadar hiç mi hiç ibret alınmadığı için aynı ve benzeri yanlışlar azalacağı yerde artarak devam etmektedir.
Hâlbuki devlet adına milletine hizmet etmek için geldiği ve getirildiği devlet hizmetlerinde ülkeye ve insanlara yararlı hizmetlerde bulunan bütün insanlar, hem kendilerine iyi bir gün, hem de kendinden sonra yetişen nesline gönül huzuru ve rahatlığı içersinde temiz ve lekesiz bir hayat sürme imkânı sağlayabilir.
Bu işin ilk ve tek sermayesi akıl’dır. Biliyorsunuz akılda belde taşınan silah misali, doğru kullanan için kale, kullanamayan için beladır! Nitekim bugün ülke ve insanlar olarak çektiğimiz acı ve ızdıraplar aklını kullanmaktan aciz sözde sevk ve idarecilerimizin yüzündendir.
Öyle ise akıl sahibi insanlar olarak dün, bugün ve hala acı örneklerini bizzat yaşadığımız kişisel çıkara dayalı davranışlardan başta ailemiz ve neslimizi olmak üzere töhmet altında bırakacak tutum ve davranışlardan kesinlikle kaçınmalıyız. Çünkü kanunsuzluğun sonu yok!
Atalarımızın asırlar öncesinde yaşadıkları acı hayat tecrübelerinden yola çıkarak kendilerinin düştükleri yanlışa gelecek neslin düşmemeleri için söylediği “Acı Sirkenin zararı kabınadır” özdeyişi akıl sahibi bütün insanlara örnek olmalıdır.
Hangi akıl sahibi bir baba veya bir büyüğümüz çocuğuna bile bile yanlış yap ve kendini ateşin içine at der, ya da demiştir. Böyle yanlış bir düşüncenin akılla mantıkla uzaktan yakından ilgisi ve alakası olabilir mi? Eee öyleyse bu bile bile lades demek, bile bile ateşe atmak ve atlamak, bile bile kanunsuzluk yapmaya devam etmek niye! Bu aleni yapılan yanlışı akılla,izanla, insanla insanlıkla bağdaştırmak mümkün mü!Allah aşkına!
Allah’tan başka kim kimin ne kadar ömrü olduğunu, verilen ömrü ne şekilde ve ne şartlar altında tamamlayacağını biliyor. Bu bilinmediğine göre neye hangi akla hizmet ederek bir anlık ya da kısa süreli şahsi çıkarımız adına kendimizi olduğu gibi gelecek neslimizi töhmet altında bırakıyoruz. Allah Aşkına bunun akıl ve mantık neresinde!
Ülkemizin sevk ve idaresinde bulunmuş ve bulunmaya devam eden sevk ve idarecilerimiz artık bir avuç yandaşının çıkarını, zevkini düşünmek yerine ülke ve toplum çıkarını her şeyin üstünde tutma kararlılığı ile görevlerinize sarılın.
Böyle düşünerek yapılan sevk ve idarecilik sayesinde bütün ülke ve insanlar olarak iki günlük ömrümüzü huzur, güven ve mutluluk içersinde tamamlayacağımız gibi gelecek neslimizi de rahat ve huzur içersinde yaşatacağız.
Ama yanlış sevk ve idareye günümüze kadar olduğu gibi bugün dahi bile bile lades diyenler gibi devam edersek, hem kendimiz zarar görüyoruz, hem de yedi sülalemiz er ya da geç müthiş bir şekilde zarar görmeye devam edecektir.
Geçmişte olduğu gibi bu ve benzeri yanlış hareketleri yapanların ailelerinin başlarına nelerin ne tür felaketlerin geldiği ve gelmeye devam ettiği hali hazırda ortadadır. Bugüne kadar devlete ve millete yapılmış hangi yanlış Allahın indinde cezasız kalmıştır.
Eminim çoklarınız bu ve benzeri olumsuz davranış sergilemiş devletimizin seçilmiş ve atanmış yetkililerinin olduğu gibi ailelerinin ve çocuklarının başlarına ibret alınacak çok çok acı olayların geldiğine canlı tanık olmuşsunuzdur.
Şahsi çıkarları yüzünden bu tür olumsuzlukları ülkesine ve insanlarına reva gören sevk ve idarecilerin başta kendileri olmak üzere ailesinin ve çocuklarının kesinlikle yüzlerinin günümüze kadar gülmediği gibi bundan böylede asla gülmeyeceği alenen ortadadır.
Şahsına ve bir avuç yandaşının çıkarına yaptığı kötü idareci babaların yüzünden çocuklarının kötü tanınmasına, toplum dışı kalmasına, annesinin ahlakça zayıf olması yüzünden hor görülen, itilen ve kakılan genç kızların kısacası evlatlarımızın sayısı azımsanmayacak kadar çoğunluktadır.
Saygıdeğer okurlar ve Akıl sahibi değerli insanlar, özelliklede kendinden ve bir avuç yandaşından başkasını gözlerine ve kalplerine perde geldiği için görmeyen veya göremeyen toplumun seçilmiş ve atanmış sözde önderleri!
Sizlerde bütün canlılar gibi nefes alıp veren, fakat onlardan akıl üstünlüğü ile çok önde olduğunuz biline ve böyle kabul gören birer insansınız! Dün doğdunuz, Bugün idare ettiğiniz insanlara oranla bir eliniz yağda, bir eliniz bal da (bir ya da iki istisna dışında) gül gibi yaşıyorsunuz.
Ama unutmayın sizden öncekiler gibi sizde yarın kesinlikle öleceksiniz. Eğer, o da kısmet olursa bu dünyadan götüreceğiniz sadece iki metrelik bir tek kefen bezi! Birde ebediyen kalacaksa, başınızda duracak olan, mezar taşıdır.
Bütün bu olanlara, özelliklede ölüm gerçeğine rağmen, zürriyetmiş, gelecek nesilmiş, çolukmuş, çocukmuş, aileymiş, anlamam diyerek hala varsa yoksa ben diyen seçilmiş, atanmış sevk ve idareciler ile toplumun sözde önderlerine denecek başka da bir sözüm yok diyor, saygılar sunuyorum.