İki Hayvan ve İki Ders
O sırada bir sokak köpeği yayaların karşıya geçmek için beklediği yerde duruyor. Kimileri korkuyor kimileri de köpeği sevmeye çalışıyor.
Ağzımın bir karış açık kaldığı ve şaşkınlığımdan dolayı kendi kendime konuşmaya başladığımı bir olaya şahitlik yapıyorum. Dakikalardır kenarda bekleyen köpek yeşil ışığın yanmasıyla beraber karşıya geçmeye karar veriyor. Ve hızlı hızlı karşıya geçiyor.
Bir yığın iki ayaklı hayvanın kırmızı ışıktan bi haber olduğu, üst geçitlerin bulunduğu yerlerde bile, üst geçidin altından geçen hayvanlarla karşılaşınca köpeğin yeşil ışığı bekleyip sonra karşıya geçmesi karşısında söyleyecek söz bulamıyorum.
Tabi bu arada arkadaşım önümden geçmiş ve parka girmiş. Ben köpeği izleyeceğim derken, arkadaşımı gözden kaçırmışım.
Aracını park edip, otoparktan çıkan arkadaşımı görünce olayı heyecanlı heyecanlı anlatmaya başlıyorum. Köpeğin nasıl kırmızı ışığın sönüp yeşil ışığı yanmasını beklediğini ve kimilerin köpek kadar bile olamadığını anlatmaya çalışıyorum.
Kent köpeklerinin bile, kent trafiğine alıştığı günümüzde; kimi araç sürücülerinin, kimi yayaların trafik kurallarını hiçe saymaları karşısında, köpeğin yaptığı karşısında şapka çıkarıyorum.
Hafta sonları İstanbul gezileri
Her hafta sonu eşim Aynur'un yaptığı İstanbul gezisi programlarına katılıyorum. Tabi bazen aksatıyorum ve fırçayı yiyorum.İnanır mısınız Sultan Ahmet'in arkasında bulunan İstanbul evlerinin bulunduğu sokağı ilk defa gezdim. 43 yıldır İstanbul'da yaşayan biri olarak yüzüm kızardı.
Neyse hafta sonu İstanbul'da açılmış olan Akvaryuma gidiyoruz. İyi ki de, Aynur'un programına uymak zorunda kalıyorum. Akvaryumda, Okyanuslarla ilgili yeni bilgiler öğreniyorum. Dünyanın yüzde 72'sini oluşturuyormuş okyanuslar. Ve aynı zamanda dünyanın ekolojik dengesini oluşturuyormuş.
Kızıldeniz ve Malatyalıoğlu'nun kızı ve damadı
Mısır Kızıl Deniz'de mercanlara yaptığım dalış aklıma geliyor. Bir gurupla beraber dalmıştım. Erkekliğe de toz kondurmuyorum ama balık adam kıyafetleri ile ağzıma hortum takıldığında başlıyorum korkmaya. Birçok kişi denizden çıkıyor ve dalmaktan vazgeçiyor. Yinede kuşanmışız kıyafetleri sudan çıkmak olur mu, erkekliğe toz kondurmuyorum. Balıklarla beraber yüzmeye başlıyorum. En dipte kumların üzerine oturuyorum ve fotoğraf çektiriyorum.
At Nalı Yengeci, 70 yıl dişisinin peşinden ayrılmıyormuş!
Neyse yeniden Akvaryuma dönelim. Suyun içinde bir balık adam, elinde tuttuğu ilginç bir balık cinsi. Balığın adını soruyoruz. At Nalı Yengeci diyor. Atlantik'de bulunurmuş. Benzer türleri Pasifik Okyanusu'nda da yaşıyormuş. Elini ısırıp ısırmadığını soruyoruz, yakalandığını zannederek balık adamın elini ayakları ile sıkmaya çalışıyor muş ama acıtan cinsten bir sıkma değilmiş.
Ve asıl olay. Sizce erkek At Nalı yengeci, dişiye 70 yıl nasıl beraber yaşıyor biliyor musunuz? Ön ayaklarını, dişisinin arka ayaklarına geçiriyor ve arkasından asla ayrılmıyor.
Ve en önemlisi ilk eşini seçtikten sonra, 70 yıl boyunca eşine ön ayakları ile taktığı kanca ile arkasından asla ayrılmayan bir balık cinsi.
İbret almak çok önemli bir vasıftır. Allah dilediğine nasip ediyor ne mutlu :>
Haziran 18th, 2010 at 15:21