İhracatçı İsyanı
Önceki günlerde İstanbul Sanayi Odası Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu’nu açıkladı ardından Ege Bölgesi Sanayi Odası da ilk 100 kuruluşu sıraladı. 500 kuruluş içinde Ege’den 58 firma yer aldı.
Bariz tespitlerin altını bir kez daha çizelim. Cirolar artarken, çalışan sayısı ve karlarda azalma görülüyor. İhracat artışı oldukça sınırlı. Özsermaye yapısı yetersiz reel sektör borçlanarak büyüyor. Döviz pozisyon açığı hala kritik. Yani ne ülke ne de Ege’nin sanayisinde pembe tablo yok.
***
Halen piyasalar koalisyon ihtimaline karşı moralini yitirmiyor. Ve büyük etken Türk sanayisinin küreselleşmiş olması. Sonuçta piyasa zorlu koşullara rağmen ayakta kalmaya çabalayan sanayinin gücüne yaslanıyor. “Peki biz kime yaslanacağız” diye sordu geçenlerde karşılaştığım İzmirli ihracatçı bir işadamı.
***
İsmini vermek firması açısından doğru olmaz. Söze “İlk 100’e girdikleri için tebrik ederek başlamıştım ama öyle pek tebrik duyacak hali yok. Yurt içinde artan maliyetlerden söz etti. Tüm finansal araçları kullanmalarına rağmen değişken kurlardan korunmakta zorlandıklarını söyledi. Alternatif pazarlar daralınca Avrupa’ya döndüklerinden ancak alıcıların fiyat indir baskısından bunaldıklarından söz etti. Velhasıl ateş topu. ‘İlk 100 böyleyse’ dedim içimden...
***
İhracattaki düşüş rakamlara da yansıdı. İzmir’in ihracatı Mayıs 2014’te 804.1 milyon dolardan 2015’te 619,3milyon dolara geriledi. Ciddi bir fark. Meşhur hikayedir, bilinir. Köylü kendisinden sürekli vergi isteyen padişaha isyan eder, görevliye “Söyle o padişahına benim zürriyetime güvenerek memleket idare etmesin” der. Ahval o ki sanayicilerden, ihracatçılardan bugünlerde hem koalisyon için nazlanan partilere hem piyasalara aynı mesaj geliyor.
TERİM’E FORMÜL; HAYVAN YUVASI
Çeşme’de üç gündür kıyamet kopuyor. Milli Takım Direktörü Fatih Terim’in Alaçatı’da sokak köpeklerinden rahatsız olduğu iddiası ortalığı ayağa kaldırdı.
Terim iddialara karşı çıktı, Belediye Başkanı Muhittin Dalgıç da “Vallahi söylemedi” diye yemin ediyor. Hoca, yalnızca köpeklerin tüm gece ağladığını duyunca ya açlar ya da başıboşlar diye düşündüğünü komşulara barınak yaptıralım diye teklif ettiğini söyledi. Komşular barınakların vahim durumda olduğunu belirterek bu teklifi reddetmişler.
O komşulara da bravo!. Tamam Çeşme’deki iki barınağın hali içler acısı da peki çözüm?
Uzatmayın beyler, haksızsınız ve bu işin hal yolu Çeşme’ye yeni bir hayvan yuvası yapmaktan geçer. Seferihisar’daki gibi. Hayvanların özgürce dolaşacağı geniş, modernize edilmiş bir alan.
Terim Hoca da eleştirilere en güzel yanıtı yapacağı kallavi bağışla verir. Ne dersiniz?