İflasın Eşiğinden Döndü Avrupa’da Üçüncü Oldu
SAFKAR, benim için farklı zamanlarda farklı izlenimler yaratan bir firma oldu. Türkiye’de araç üstü klimayı İzmir’de sıfırdan başlayan bir üretici, Atilla Ünver’in kurduğu Safkar tarafından üretildiğini öğrendiğimde hayli dikkatimi çekmişti.
Zor bir alana girdiklerini düşünmüştum, otomotiv devleri bu pazara girer onlar da ‘ya batarlar ya da çok büyürler’ diye bir önyargının aklımda kaldığını hatırlıyorum. Yıllar geçti, bu kez firmanın zorlanmaya başladığını duydum. kolay değildi, birkaç yıl sonra da el değiştirdi. Bu satış da benim açımdan biraz şaşırtıcıydı. Bir otomobil devi ya da yabancı bir firma değil, Egeli üstelik başka bir sektörden, Abaş Prefabrik’in Yönetim Kurulu Başkanı Abdi Merttürk satın aldı. Nasıl bir ufuk görerek satın aldığını ise yaklaşık iki yıl sonra Safkar’ın Genel Müdürü Doruk Aydın’la görüşürken anlamak mümkün oldu. Doruk Aydın, mühendislik eğitiminin ardından yurtdışında işletmecilik eğitimi alan genç bir yönetici. Aydın’ın Amerika tecrübesinin de katkısıyla Safkar’da riskleri avantaja çevirmenin gayreti içine girmişler. Şimdi ciroları milyar dolarları aşan şirketlerle rekabet ediyorlar ve Doruk Aydın’ın belirttiğine göre bu mücadelede artık elleri geçmişe göre çok güçlü.
*Siz “Mobil iklimlendirme” olarak tanımladığınız alanda Türkiye’de hala tek üretici misiniz?
Türkiye’de tek olmanın yanında Avrupa’da sayılı birkaç üreticiden biri konumundayız.
*Neden, Türkiye’nin önde gelen firmaları bu alana girmedi?
Bu, kompleks ve ölçek ekonomisiyle fark yaratmanız gereken bir iş. Çok uğraşarak, küçük kar paylarına razı olarak yapılması gerekiyor. Ayrıca otobüs, soğutucu, raylı sistemler ve özel projeleri içeren aslında üç dört ayrı şirketin yapması gereken çalışmaları bir arada yapıyoruz. Bu sayede ölçek ekonomisi doğuyor.
*Satın aldığınızda Safkar adeta ‘Araf’ta yani eşikte kalmış gibiydi. Satın alınmasında sizce önemli etken ne oldu?
Safkar’da inanılmaz bir ARGE yani araştırma geliştirme departmanı var. Bugün her segmentte ürün çıkartabilecek durumdayız. Tabii satın alma sürecindeki sermaye artışının da firmanın güçlenmesinde önemli etkisi oldu.
*Biraz da raylı sistemlerin gelişmesi kurtarıcı oldu sanırım.
Evet ürün portfoyümüz ve pazar çeşitlendi. İstanbul, raylı sisteminde bizim klimalarımız kullanılırken, İzmir, Bursa, Ankara raylı sistemlerine de ileri ki dönemde ürün vermeye hazırlanıyoruz. Malezya, İran, Bulgaristan, Yunanistan’a raylı sistem klimaları satıyoruz. Geldiğimiz aşamada Bombardier, Rothem gibi ana sanayi vagon üreticileriyle proje çalışmaları yapıyoruz. Baz istasyonları klimaları, askeri uygulamalar, traktör klimaları pazarına da girdik. Soğuk zincirde de hızla büyüyoruz.
‘Pazarın yüzde 90’ı bizim’
*Soğuk zincir arabalarındaki klimaların ne kadarı Safkar’a ait ?
Türkiye pazarının yüzde 90’ı, İran pazarının da yine yaklaşık tümünü biz veriyoruz. Bu alanda dünyada sadece iki büyük Amerikalı rakibimiz var. Avrupa’da da önemli tedarikçilerden olduk. Dünya geneli bayi sayımızı 96’dan 336’ya ulaştırdık. Almanya da satış sonrası servis merkezi yarattık.
*İzmir’deki fabrikayla mı tüm bu üretimi gerçekleştiriyor sunuz?
Bu sene başında yanımızdaki fabrikayı satın alarak, üretimimizi 2,5 kat büyütecek yatırımı başlattık. Şu anda yıllık kapasitemizi vardiyada 20 bin üniteye yükselttik.
Geçtiğimiz sene ‘frigorifik soğutucu’ segmentinde üretim adedi olarak Avrupa’nın en büyük 3.cü üretici konumuna yerleştik.
*Geçmişte zorlanılmasında belki de en büyük neden bir Türk firmasının bu alanda başarılı olamayacağına olan inançtı, şimdi bu algıyı aştığınız söylenebilir mi?
Rakipler tarafından bu algı sürekli piyasaya işleniyordu. Türkiye özellikle raylı sistemlerde bu ürünü çok yüksek meblağlara ithal ediyordu. Askeri uygulamalara da klima vermeye başladık. Türkiye bunları da İsrail’den ithal ediyordu. Bunun için İngiltere’de zorlu testlerden geçtik. Avrupa’da rakiplerin 1 yıl olan satış sonrası hizmet süresini biz dünyanın her yeri için 2 yıl olarak veriyoruz. Pazara biz etkin girince dengeler değişti.
Kuala Lumpur’a bile klima sattı
Kuala Lumpur metrosunun klimalarının SAFKAR marka olduğunu anlatıyor Doruk Aydın. Genel Müdür, İstanbul Belediyesi ile anlaşma yaptıklarını bugünlerde şehirdeki tüm klimasız otobüsleri SAFKAR markasıyla klimalandıracaklarını
belirtiyor.
“İthalatın önünü kestik”
*Montaj ağırlıklı mı üretim yapıyor sunuz?
Safkar’a artık ana sanayi demek mümkün. Ürünlerimizin içinde 500’ü aşkın parça var. Bu parçaların yüzde 75’ini Türkiye ve bölgeden temin ediyoruz. Büyük bir katma değer oluşuyor. Yurtdışında da her yerde Safkar markasıyla üretim yapıyoruz. Yerli sermayenin bir direniş öyküsü gibi biraz da Safkar’ın öyküsü.
Yıllık ciroları soğutucuda 600 milyon dolar, otobüsde 300 milyon dolar tren sistemlerinde 2 milyar dolara ulaşan şirketlerin ürünleriyle rekabet ediyoruz. Soğutucuda uluslararası rakiplerimize bölgemizde neredeyse mal sattırmaz konuma geldik. Safkar fırsat yaratıldığında Türk mühendislerinin neler yapabileceğini, yüksek teknolojide hangi tasarımlara imza atabileceğini gösteriyor. Özellikle raylı sistemler çözümlerinde büyümemiz global ölçekte devam edecek.
“AR-GE teşviği büyümemize katalizör oldu”
Safkar’ın geçmişte Ar-Ge’ye ağırlık vermesi, 2008 yılında yayınlanan özel Ar-Ge yasasından ülke genelinde yararlanan ilk 7 firmadan biri olmasını sağladı. Bu Kanundan yararlanmak için kadrolu olarak 50 Arge mühendisinin firmada görev yapması gerekiyor. Ege’de bu firmaların sayısı şu anda 11’e yükseldi. 60 Ar-Ge mühendisi ile çalıştıklarını aktaran Aydın, “Türk mühendislerinin geliştirdiği tescilli, patentli tasarımlarımız var. Özgürce modeller üretebiliyor, Kimseye lisans ödemiyoruz “diyor