İdeoloji Donanımı Olmadan, Şantajlar Anlaşılmaz
İnsanlar olaylara bakarken, gözlemde bulunurken, anlamaya çalışırken farkına varmadan bir yol ve yordam izler. Bu durum insanların ideolojik anlayışlarının bir ürünüdür.
Siyasi olayları ideoloji kullanmadan yorumlamak mümkün değildir.
İnsanları taraf yapan şey ideolojidir.
Benim ideolojim yok diyen insan, benim olayları yorumlamamda, anlamamda bir yolum, yöntemim yok diyor, demektir.
Benim ideolojim yok diyen aydın, ben başkalarının ideolojisi ile düşünüyorum ve anlıyorum demek istiyordur.
Uluslar arası duruma bakarken de durum aynıdır.
Mesela, bir Türk insanı İran/ ABD ilişkilerine, eğer İran’da laiklik yok, demokrasi yok, bir de atom bombası yapıyormuş, orta doğuda etkinliğini artırıyormuş diye algılarsa, ideolojik olarak ABD’nin yanında yer almış olur.
Çünkü saydığımız unsurlar, içinde yaşadığımız süreçte, ABD’nin ileri sürdüğü iddialardır.
Sosyal demokratlarda, dini çerçeveden olaylara bakanlarda ve ırkçılarda bu tür yanılgılara, zihin karışıklıklarına rastlamak mümkündür. Kişi kendini solda sanır, dinci vatanını seviyorum sanır oysa sonuna kadar Amerikan menfaatlerinin yanında akıl yürütmüş olur.
Oysa insanın doğasında sömürüye, haksızlığa karşıtlık vardır. Yani bölgenin insanı kendiliğinden emperyalizme karşıdır.
Irak’ta neler olup bittiğini bilen, emperyalizme karşı olan bir insan ABD’nin yanında yer alamaz, almamalıdır.
Buna rağmen, bir insan, bir gazete, bir televizyon ABD’nin yanında yer alıyorsa, bu durumun tek açıklaması vardır.
Çıkar.
Sözünü ettiğimiz bu çıkar halkın büyük çoğunluğunun çıkarlarına Suriye’de İran’da olduğu gibi aykırı ise artık ihanetten söz edilir.
Ülkemizde, belirli çevrelerde kurumsallaşmış Amerikan ideolojisinin etkisinde kalarak, düşünmek, düzenlemeler yapmak, NATO içinde NATO’nun düzenlerine uymak, farkına varmadan veya vararak Amerikalı gibi düşünmektir.
Amerika’nın belirlediği düzen içinde çareler aramak, Amerika’nın istediği gibi çözümler ile uğraşmak demektir.
Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, Avukatı aracılığı ile bir açıklama yapmış. “Asıl mücadele şimdi başlıyor” ifadesini kullanmış.
Ben bunu şöyle tercüme ederim. Eskiden, Amerika’nın yapıp ettiklerini yeterince karşı durmuyordum. Ama bundan sonra bu ülkenin bir insanı gibi düşünüp, mücadelemi yapacağım demek istemiştir.
Verili düzen içinde, o düzenin daha iyi işlemesi için verilen mücadele sadece Amerika’nın kurumlarının güçlenmesine yarar. İyi İngilizce bilmek, NATO’ya hizmet, Avrupa Birliğine hizmet, Afganistan’a asker göndermek Türkiye’ye hizmet değildir.
Aslında Hasdal’da tutuklu bulunan çok subayın ruh hali budur. Kendilerine bir Amerikan operasyonu yapıldığının, ancak yıllarca hapis yattıktan sonra anlayabilmesi büyük talihsizliktir.
Asıl mücadele şimdi başlıyor diyen Başbuğ’un bundan sonra, ülkesi adına Amerikan operasyonlarını deşifre edecek açıklamalar yapacağına inanmak isterim.
Aynı durum Yaşar Büyükanıt için de geçerlidir. Büyükanıt’ın durumu daha da önemli görünmektedir.
Amerikancılığın temel yönetim biçimi olan “şantaj operasyonları” Büyükanıt olayında daha acımasız işlediğini görüyoruz.
Polis teşkilatının Amerikan Büyükelçiliğine verdiği brifingde,(bu bilgilendirme bir casusluk faaliyetidir ve suçtur) kızının uygunsuz resimleri ile komploya tabi olması, tam da Amerikan anlayışının bir ürünüdür.
Bu bilgilendirme yapılmasını talimatlayan, brifingi veren yöneticiler ileride muhakkak, casusluk suçundan yargılanacaklardır.
İnsanları kendi halkları önünde, bu zor durumlara düşüren, başta açıklamaya çalıştığım, ideolojik yaklaşımları ve çıkarlarıdır.
Amerika ve bu siyasi iktidar, şantaj işine o kadar çok pirim verdi ki, artık bu oyuncak eskisi gibi meyve vermiyor. Hatta nefret yaratarak, artık tersine işlemeye başladı.